Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörlüğü'ne en yakın rakibine 36 oy fark atan Prof. Dr. Gaye Usluer'i atamayarak, tercihini 80 oy olan 2. sıradaki Prof. Dr. Fazıl Tekin'den yana kullanmasına yorum getirmenin yanlış olacağını söyledi.
Yeni kurulan Sinop Üniversitesi'ni ziyaret eden YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Sinop Polisevi'nde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atadığı ilk rektör olan Fazıl Tekin'in atanması ile ilgili soruları yanıtlayan Teziç, "Bu konuda benim düşüncem olamaz. Bu cumhurbaşkanının takdirine bağlı bir husustur. Oylama gizli yapılıyor. Bize gönderilen kanun gereği üniversiteden gelen 6 adaydan üçünü biz cumhurbaşkanına gönderiyoruz. Cumhurbaşkanına gittiği zamanda onun üç adaydan birini seçip ataması mevzuattan kaynaklanan bir yetkisidir. Onun için bunla ilgili bir düşünce serdetmek doğru olmaz" dedi.
Bu arada, Sinop'a kırmızı plakalı makam aracıyla gelen YÖK Başkanı Prof. Dr. Teziç, 14 yıllık makam aracının değiştirilmediğini belirterek, aracın kendilerini çoğu zaman yolda bıraktığını söyledi. Teziç, "Şikayetçi değilim. Devlet vermiyorsa bununla yetinmeye çalışırız. Biz sadece taleplerimizi hatırlatırız. Çünkü güvenli bir ortamda çalışmak, devletin kamu hizmeti yapanlara sağlaması gereken bir mecburiyettir. Güvenlik ortamı olmadığı takdirde bazı sorunlar da ortaya çıkabilir. Araç 14 yıllık. Zaman zaman bizi yolda bırakıyor ama devamında bir tamir süreci başlıyor. Onu da yaptırıyoruz. Bazen paramız olmuyor ve yetmiyor ama tedarik etmeye çalışıyoruz. Bunların olmaması gerekir. Bunu bir şikayet olarak söylemiyorum" diye konuştu.
YÖK'ün başta personel olmak üzere bir çok eksiği olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdoğan Teziç, "Mesela rektörlerin bugün toplanabileceği bir salonumuz bile yoktur. Biz toplantılarımızı yapabilmek için civardaki üniversitelerden ödünç salon talebinde bulunuyoruz. Bunları kamuoyunun bilmesinde yarar var. YÖK'ü tanımamanın ve Yüksek Öğretim Kurumu'nu görmezlikten gelmenin kimseye faydası yoktur. Eğer faydası varsa o zaman söylenecek bir şey de yoktur" ifadelerini kullandı.
(
yazık ya Teziç'in ne büyük derdi varmışta meğer bizim haberimiz yokmuş. sayın Teziç hangi yüzle böyle bir dert yakınırsın hayret ve dehşetle karşılıyorum... çok merak ediyorum acaba geceleri uyuyabiliyor musunuz? eğer öyle ise inanın çok şanslısınız çünkü YÖK kurumu okadar çok kardeşimizin ahını aldı ki onların gözyaşlarıyla huzur içinde yatmanıza imkan yoktu... acaba o toplantı salonunu niçin istiyorsunuz bu devletten daha çok evladın gözyaşını akıtmak için mi? daha çok emeklerin boşa çıkması yolunda kararlar almak için mi? "YÖK'ü tanımamanın ve Yüksek Öğretim Kurumu'nu görmezlikten gelmenin kimseye faydası yok" demişsiniz siz bunca öğrenciyi, onları nice zorluklarla okutan aileleri, o öğrencilere emek veren öğretmenlerin emeklerinin karşılığını görmelerini, ve eğitim için harcanmış onca seneleri yani hayattaki en değerli şey geçen ZAMANI hiçe sayarkenacaba kimene faydası olduki şimdi uatnmadan arlanmadan ve sıkılmadan bu cümleyi kurabiliyorsunuz... yazık size, ve size güvenipte görev verenlere...