Bey kızı söylencesi:
Sinop Beylerinden çok güzel bir kızı vardır.Dönemin ünlü bilginlerinden ders alan kız,ilmiyle çevresinin ilgi ve hayranlığını kazanmıştır.
Günün birinde bey,kızını evlendirmeye karar verir.Ülkesinin her yanına tellallar salar:
"Kızımla evlenecek yiğit,kızım gibi bilgili olmalıdır.Üç ay sonra yapılacak sınavda kızım tek soru soracak ,bilen damadım olacaktır.
Ülkenin kendine güvenen beyleri delikanlıları büyük bir hazırlığa girişir.Gün gelir çatar herkes kızın karşısına dizilmiştir.Aralarında saz benli bir delikanlı dikkatini çekmiştir.Herkesin heyecanına karşın delikanlı bir an gözleriin kızdan ayırmaz,kız da onu görmüş ve dikkatini çekmiştir.
Sınav başlar kız sorusunu sorar"Evrende bilgiden üstün ne vardır?" Herkes sırayala yanıtlar.Sıra saz benizli delikanlıya geldiğinde gözlerini kızın gözlerinden ayırmadan "Sevda vardır ,sevda sultanım" der."Bilgiden de üstün Sevda vardır,Bilim sözdür,sözde kalır,bilim bilgidir,öğrenilir,Sayıysa sayı,Ölçüyse ölçüdür.Ama sevdan ne gözde ne kitaplardadır.Şu anda ben oyum.Sevdanın ta kendisiiym.bunu benden başka kimse bilemez,kimse de ıkumakla öğrenmekle benim gibi olamaz."Sınavı kazanmıştır,görkemli bir törenle evlenip muradına ereler.
Sarı kum gölü söylencesi:
Bir zamanlar, günümüzdeki Sarıkum Gölü'nün yerinde bir köy vardır.Günün birinde köye bir derviş gelir.Bir kaç kapı dolaştıktan sonra evinin önünü süpüren bir kadına "Açım beni doyur" der. Kadın kocasının değirmene gittiğini,unları,katıkları bulunmadığını çocuklarını kandırmak için ateşe külden çörek attığını söyleyince ermiş onu getirmesini söyler.Kadın getirir.Ermiş çöreği kırar,Çörek mis gibi buğday ekmeği olmuştur. "Çocuklarına ver yesinler" deyip kadını atının terkisine alır.Ardına bakmamasını söyler.Biraz gittikten sonra kadının aklına çocukları gelir.Dönüp bakar ki köy sular altında.Ağlayıp dövünmeye başlar.Sözünü tutmadığı için ermiş "taş ol" diye onu kargışlar.Kadın attan düşer,taş olur,köyün yerinde de Sarıkum Gölü oluşur.
Gazidere Çayı üzerindeki Kayalara ilişkin söylence:
Sinop'tan Boyabat'a Gazi Dere Çayı Üzerindeki bir köprüden geçilerek girilir.Köprünün batısında birbirine çok yakın iki kaya kütlesi dikkati çeker Gazi dere çayı bu iki kaya arasından sıkışarak geçiyor gibidir.Soladaki daha eğimli ve alçak kayaya ilişkin söylence şudur:Düşmanlaradan kaçan Hz.Ali bu kayanın önlerine gelir.Kaya geçit vermez.Düşmanlar yaklaşmaktadır.Hz.Ali Kılıcını çekip vurur,yarılan yerden karşıya geçer.Düşmanları öte yanda kalmıştır.Daha alçak kayadaki at izlerinin o günden kaldığına inanılır.