Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepki
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Sinop Şubesi, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptalini eleştirdi.
Şube binasında yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı bir basın toplantısı düzenleyen Eğitim-Bir-Sen Sinop Şubesi Başkanı Mustafa Aslan, "Millet iradesi yok sayılmış, tuz kokmuştur" dedi. Yasama organının görevini yaparak, başörtülü öğrencilerin üniversitede öğrenim görmesini sağlamak için Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerinde yaptığı düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'nin iptal etmesi ve yürütmeyi durdurma kararı vermesinin, hem ülke içinde hukuka güven açısından kaos ortamının doğmasına, hem de kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelenmesine sebebiyet verdiğini ileri süren Mustafa Aslan, "Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu ilkesi de bu suretle iptal edilmiş ve yargıçlar iktidarına mı gidiliyor endişesini doğurmuştur" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 1960 darbesinden başlayarak bütün darbe ve sonuçlarıyla hesaplaşmadan gerçek bir demokrasiye asla kavuşamayacağını söyleyen Aslan, "Gözüken o ki ülkemizde yargı, tek kuvvet haline getirilmek istenmektedir. Dolayısıyla seçilenlerin aksine atananların, yani halkın temsilcilerinin değil, bürokrasinin yasama üzerinde hakimiyeti tesis edilmeye çalışılmaktadır. Yapılması gereken, alınan bu kararla zedelenmiş olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin yeniden tesis edilip, oluşması muhtemel kaos ortamının bertaraf edilmesidir. Anayasa Mahkemesi'nin bir yasa koyucu gibi hareket ederek, Türk hukukunda daha fazla yara açmadan yetki alanını genişletici tutumunun önüne geçilmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin hareket sınırları açık bir şekilde yoruma mahal bırakmadan bir an önce çizilmelidir" diye konuştu.
Türk milletinin yegane temsilcisi olan TBMM'nin en kısa zamanda demokratik-sivil bir anayasa değişikliği yapmasının bir zorunluluk olduğunu belirten Aslan, "Ülkemizi üçüncü dünya ülkeleri seviyesine düşüren bu kararı kabul etmediğimizi ifade ediyor, tekrar ülkemiz adına kaygıları olan sorumluluk sahibi bütün insanlarımızı, darbeleri özellikle de sonuçlarını tartışmaya ve ortadan kaldırmaya çağırıyoruz. Bunu gerçekleştiremediğimiz her gün darbeyle yaşıyoruz demektir" ifadelerini kullandı.
