Karadeniz'de dip sularındaki aşırı kirlenme nedeniyle oluşan hidrojen sülfür yoğunluğunun, bölgenin 350 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacağı bildirildi.
Sinop İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Çevre Yönetimi ve ÇED Planlama Şubesi Çevre Mühendisi İsmail Taşkıran, uzun bir kıyı şeridine sahip olan Karadeniz'in tabanında kimyasal biçimde depolanmış hidrojen bulunmasının Türkiye'nin hidrojen üretimi açısından önemli bir şansı olduğunu söyledi. Taşkıran, "Dip sularından elde edilen hidrojenden Karadeniz Bölgesi'nin 350 yıllık enerji ihtiyacının karşılanabileceği tahmin edilmektedir" dedi.
Taşkıran, 21. yüzyılın yakıtı olarak nitelendirilen hidrojen teknolojisinin hayata geçirilebilmesi için bir an öne sanayi-üniversite işbirliğine gidilmesi önerisinde bulundu. Hidrojen sülfürün Karadeniz dip sularında meydana gelen aşırı kirlenme sonucunda oluştuğuna dikkat çeken Taşkıran, "Hidrojen sülfürün bulunduğu Karadeniz dip suları oksijen bakımından oldukça fakirdir. Hidrojen sülfürün bulunduğu kısımlarda hiç oksijen bulunmadığından bu kısımlarda canlı varlıklara rastlanmamaktadır. Hidrojen sülfür için söylenmesi gereken en önemli özellik, yüksek oranda toksit içermesi ve ağır bir kokuya sahip olmasıdır. Hidrojen sülfürün çevresel zararlarını azaltmak için bu madde bileşenlerine ayrılmalıdır. Ayrışma sonucu ortaya çıkan bileşenler gaz formdaki kükürt ve hidrojendir. Kıyı kesimlerde hidrojen sülfüre ulaşım derinliği minimum 170 metredir. Karadeniz ortalarına kurulacak olan platformlar sayesinde hidrojen sülfürün yüzeye çıkarılma maliyeti azaltılmış olacaktır. Zonguldak, Samsun, Sinop, Giresun açıklarında hidrojen sülfüre ulaşmak daha kolaydır" diye konuştu.
Karadeniz dip sularından hidrojen sülfürün yüzde 100 ayrıştırılması sonucu 268 milyar 823 milyon ton hidrojen elde edilmesinin mümkün olacağını ifade eden Taşkıran, "Bir evin yıllık enerji ihtiyacı yaklaşık 3600 kWh olduğunu kabul edecek olursak ve Karadeniz Bölgesi'nde yaklaşık 10 milyon ailenin yaşadığı düşünülürse, bu kitlenin yıllık enerji ihtiyacı toplamı 36 milyar kWh olacaktır. Bu enerji ihtiyacının tamamının sadece ve sadece Karadeniz dip sularından elde edilecek hidrojen yakıtından karşılanması durumunda bu bölgenin yaklaşık olarak 180 yıllık enerji ihtiyacının karşılanacağı düşünülmektedir. Fosil kökenli veya yenilenebilir enerji kaynaklarının bölgedeki enerji ihtiyacını belli oranda karşılayacağını düşünecek olursak, bu durumda dip sularından elde edilen hidrojenden Karadeniz Bölgesi'nin 350 yıllık enerji ihtiyacının karşılanabileceği tahmin edilmektedir. Günümüz koşullarında 1 KWh elektrik enerjisi kullanımı için 0,112 dolar ödeneceği dikkate alınırsa, hidrojen sülfür rezervine bağlı olarak Karadeniz dip sularından elde edilecek olan hidrojenin ekonomik değerinin yapılan hesaplamalar sonucunda yaklaşık 715 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu.
Teknolojinin hidrojene geçiş sürecini hızlandırdığını ve hidrojen teknolojisine öncülük eden devletlerin tüm yatırımlarını bu enerjiye aktardığını dile getiren İsmail Taşkıran, Türkiye'nin bu yarışta kaybeden taraf olmamak için gelişmiş dünya devletleri rehberliğinde ülke çapında bir hidrojene geçiş süreci başlatması ve hammadde kaynaklarını hidrojen enerjisine entegre ederek sisteme dahil olması gerektiğini sözlerine ekledi.
inşaallah sinop lu işadamları ve karadenizli diğer türk iş adamları bu enerji nimetini değerlendirirler ve karadenize bir istihdam sağlarlar.aksi takdirde yabancı yatırımcılar hali hazırda...