Sinop Sağlık İl Müdürü Dr. Mustafa Cem Güre, vatandaşları mantar zehirlenmeleri konusunda uyardı.
Türkiye'de, belirli aylarda mantar zehirlenmelerine bağlı ölümlerde artış olduğuna dikkat çeken Dr. Cem Güre, zehirli veya yenilen mantarlar konusunda, vatandaşların önemli bir bölümünün mevcut yanlış ve kalıplaşmış bazı inanışlar doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, "Ormanlık alanlar ve kırlarda kendiliğinden yetişen mantarların yenilebilenlerini zehirlilerinden ayırmak oldukça zordur. Zehirli mantarları kolayca tanımak için pratik ayrım noktaları bulunmamaktadır. Kulaktan dolma, yanlış, kalıplaşmış ve bilimsel değeri olmayan inanışlarla mantarları tanımaya ve yorumlamaya çalışmak çok ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Yanlış inanışlar doğrultusunda toplanan ve tüketilen mantarlar ölümlere yol açmaktadır. Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine 'Amanita Muscarina' ve 'Amanita Phalloides' adı verilen iki cins zehirli mantar yol açmaktadır.
'Amanita Muscarina'nın zehri yüksek ısıda bile etkisini kaybetmediğinden, bu cins mantarlar pişirilerek yense dahi 3 saat içinde zehirlenme belirtileri gösterir. Bu grup mantarlara, başta İstanbul ve yakın çevresi olmak üzere, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde sık olarak rastlanmaktadır. Bu nedenle, özellikle bu bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın daha dikkatli olması gerekiyor" dedi.
Mantar zehirlenmeleri ve buna bağlı ölümlerden korunabilmek için yabani mantarlardan tümüyle uzak durulması gerektiğini vurgulayan D. Güre, özel olarak yetiştirilen ve marketlerde ambalaj içinde satılan, firma adı ve adresi belli olan mantarların tüketilmesinin zehirlenmeleri önleyeceğini kaydetti.
Mantar zehirlenmelerinde, gerek tanı gerekse tedavi takibi için güçlü bir laboratuar desteğine ihtiyaç olduğunu ifade eden Güre, "Yabani mantar yiyen ve göz yaşarması, bol tükürük salgısı, terleme, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, baş dönmesi, karın bölgesinde kramplar ve göz bebeklerinde küçülme şikayetleri görülen hastalar vakit kaybetmeksizin kusturulmalıdır. Hasta en kısa zamanda doktora yetiştirilmeli, mümkün ise hastanın yediği mantar örneği de beraberinde götürülmelidir. Hastanede hastanın midesi yıkanarak, aktif karbon uygulamalarına başlanmalı ve hastanın serum-elektrolit dengeleri takip edilerek diürez uygulamalarına geçilmelidir. Hastanın kliniğinin düzelmesi birçok mantar türünde yanıltıcı olabilir. Bu düzelme mutlaka biyokimyasal ve hematolojik kan testleriyle teyit edilmelidir. Yeterli düzeyde tedavi edilemeyen vakalar ağır karaciğer yetmezliği ve ölümle sonuçlanabilmektedir" diye konuştu.