İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğu kesiminde, Tokat İline bağlı bir ilçe olan Artova, kuzeybatısında Zile, kuzeyinde Turhal, doğusunda Tokat Merkez, güney ve güneybatısında Sivas ve Yozgat illeri ile çevrilidir. Tokat’ın güneybatısında yer alan Artova’nın kuzey kesiminde Zile ve Turhal ovalarının devamı olan düzlükler yer almaktadır. Bunların arkasında ise kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Deveci Dağları bulunmaktadır. Deveci Dağlarının ilçe sınırları içerisinde yüksekliği yer yer 2.000 m.ye ulaşır ve Çekerek Çayı tarafından da derin vadilerle yarılmıştır.
İlçe topraklarını Yeşilırmak’ın kollarından Çekerek Çayı sulamaktadır. Çekerek Çayı’nın getirdiği alüvyonlar Artova Ovasının oluşmasına neden olmuş ve aynı zamanda burası ilçenin en önemli tarım alanı olmuştur. Deniz seviyesinden 1.165 m. yüksekliktedir.İl merkezine 38 km. olan ilçenin yüzölçümü 493 km2, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 16.246’dır.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünler; buğday, arpa, fiğ, şeker pancarıdır. Az miktarda da yeşil mercimek, fasulye ve sebze yetiştirilir. İlçede yaygın biçimde hayvancılık yapılmakta olup, sığır, manda ve koyun yetiştirilir. Hayvansal ürünler özel işletmelerde değerlendirilmektedir. Sanayi kuruluşu olarak un fabrikası bulunmaktadır.
Artova’nın kuzeyindeki Yenice Köyü yakınlarında bulunan Kayapınarı Höyüğünde yapılan arkeolojik kazılar, yörenin Eskiçağdan günümüze kadar uzanan bir yerleşime sahne olduğunu göstermiştir. Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500) başlayan ilk yerleşimi Frig dönemi izlemiştir (MÖ.750-546). Bundan sonra Kapadokya Krallığı yönetimine girmiş, daha sonra Pontus Krallığı buraya hakim olmuştur. Mitridates’in Romalılarla yaptığı savaşlar Artova çevresinde cereyan etmiş ve bu nedenle de yerleşim tümü ile yıkılmıştır.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Danişmendlilerin egemenliğine giren yöre, beylikler döneminde Eretna Beyliğinin ve Kadı Burhanettin’in yönetimine girmiştir. 1399’da I.Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmışsa da 1402’de kısa süre Moğolların egemenliğine girmiştir. 1413’te kesin olarak Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.
Osmanlı döneminde küçük bir köy olan Artova, Sulusaray’ın 1923 tarihindeki bir depremle yıkılmasından sonra ilçe merkezi önce Çamlıbel’e, sonra da Artova’ya taşınmıştır.1944’de de Tokat’a bağlı ilçe konumuna getirilmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu