Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin Balıkesir İl Kongresinde yaptığı konuşmada, hükümete ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğana yüklendi. Ekilmiş Restourantta gerçekleşen kongrede, önce başkan adaylarının konuşmalarını dinleyen Mehmet Ağar, eşi Emel hanımla birlikte geldiği Balıkesirdeki kongre salonunda partililer tarafından, "Başbakan Ağar" sloganlarıyla karşılandı.
602 delegeli DYP İl Kongresi için salonu tık tıklım dolduran çok sayıdaki partili, Genel Başkan Mehmet Ağara uzun süre sevgi gösterisinde bulundu. İl Başkanlığına aday olan Haydar Altıntaş, Yunus Baysal ve Mehmet Ali Özcanın delegasyona hitaplarını dinledikten sonra kürsüye çıkan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AK Parti hükümetini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı sert bir şekilde eleştirdi.
Hükümeti, SEKAları rantiye arazisi haline getirmeye çalışmakla suçlayan Ağar, "SEKA arazileri yok pahasına peşkeş çekiliyor, üretimin dışına çıkarıp arsa haline getiriyorsunuz. Yarın arazi rantı haline getirmek için uğraşıyorsunuz. Üretim sürecekse, teknoloji yenilenecekse bunun adına özelleştirme denir. Sizin yaptığınıza ise güzelleştirme denir, eşe dosta yaptığınız güzelleştirme" dedi.
Türkiyede okumuş genç nüfusun işsizler ordusu içinde yer aldığını, bunun Türkiye ekonomisinin küçültülmesinin bir sonucu olduğunu söyleyen Ağar, "Ama parlak ekranlara ve parlak sayfalara bakın ki, Türkiyenin ekonomik rahatlık içinde olduğunu yazabilmek insafsızlığını gösterenler var" diye konuştu.
Türk çiftçisinin tasfiye edildiğini kaydeden Mehmet Ağar, hükümetin ilk genel seçimde düşeceğini savundu. Bunun bir erken seçimle de sonuçlana bileceğini vurgulayan Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TÜRK ÇİFTÇİSİNİ ASLA EZDİRMEYECEĞİZ"
"Tarımı sadece Brükselden, Washingtondan aldığı emirlerle uygulayan zalimane bir anlayıştır. Tarım Bakanı, Gözünüzü kara toprak doyursun derken, hükümetin başkanı da kalkıp, Bu millet sizi mi besleyecek? der. Sen milletin ne olduğunu bilmiyorsun daha. Türkiyenin tarihinde hiçbir iktidar, kendisini iktidar gücüne taşıyan çiftçisine, işçisine, memuruna, esnafına, milletine hiç bu kadar ihanet etmemiştir. Bunlar iktidar deyince kibirlenmişlerdir, büyümüşlerdir. Tepelere çıkmışlardır, gözleri kimseyi görmez. Söyledikleri her sözün altında kalmışlardır. Bunlar çiftçiyi defterden silmişlerdir. Bunlar çiftçinin, köylünün ne anlama geldiğini bilmiyor. Bizi yıllarca iktidara getirmiş çiftçiye karşı tarihi ve vicdani görevlerimiz vardır. Sonuna kadar bunu yapacağız. Türk çiftçisi, Balıkesir çiftçisi müsterih olun, biz varız. Yanınızda olacağız, sizi asla ezdirmeyeceğiz. 3 Kasım günü meydanlarda geziyordunuz, Verin oyları, kotaları aşağı çekelim diyorlardı ama unuttular. Çünkü onların işi çiftçiyle köylüyle değil, onların işi ağababalarla, tuzu kurularladır onların işi. Yıllardır söylediklerinin hepsinden tornistan yaparak Türkiyede milletle alay eden bir siyasetin sahibi oldular. Hani faizcilerle mücadele edeceklerdi? 2003ten beri tüm bütçelere bakın azalmayan bir tek kesim vardır, faiz ödemeleri, 65 katrilyonun altına düşmedi. Bu da Allahın bir cezasıdır. Attınız tuttunuz yıllarca. Sonra gelip faizcilerin, rantiyenin iktidarı oldunuz. Siz fakiri, fukarayı çaresizi, kimsesizi unuttunuz, onların iktidarı oldunuz, size mübarek olsun. DYP milletin yanındadır, darda olanın, ihtiyacı olanın yanındadır. O emekliler sizin bu, zam yaptık diye adeta sadaka ihsan eder tarzdaki politikalarınızı adamın başına nasıl geçirirler bunu da göreceksiniz siz. Türkiyenin ekonomisi kumar ekonomisi üzerine döndürülmüştür. Bu hükümetin ekonomi anlayışında 3 ayak var. Borsa, döviz ve faiz. Halbuki, düzgün, sağlıklı, milletin içinde olduğu ekonominin başka ayakları vardır, yatırım ve üretim. Bu iki ayağın ortaya çıkaracağı nur topu gibi 2 çocuk vardır, biri ihracat, diğeri istihdamdır. Türk tarihinin gördüğü en büyük işsizlik bu hükümetin dönemidir. Çünkü yatırım ortadan kaldırılmış, tüten bacalar söndürülmüştür. Türkiyede insanlar çaresiz, gençler gelecek sıkıntısı içinde. Anaların kafası karışık, gözleri yaşlı. İş bulamayan çocuklar umutla gittikleri şehirlerde suç batağının içinde. Buna karşı sesini yükselten çiftçiye, işçiye, ülkenin millet oyuyla gelmiş Başbakanı çıkıp, Bu millet sizi mi besleyecek? Artık o devirler geçti diyebiliyor. Sen o sesini oralara falan yükseltme, senin sesini yükselteceğin zaman, bu memleketin tarihinde görmediği, gözünün bebeği askerinin başına çuval geçirilirken yükseltecektin. Sizi ikaz ettiğimiz vakit, 70 şoförümüz öldürüldüğünde, 5 tane polisimiz şehit edildiğinde senin sesin çıkacak. Kendi memleketinde kendi insanına efelenmeye gerek yok, varsa kabadayılığın git oralarda yap da görelim bakalım. Habur, Cizre, Silopi deydim, 55 kilometre kamyon kuyruğu var. İnsanlar sürünüyorlar. Yiyecek, içecek yok, güvencesi yok, ailesi merak ve korku içinde. Ne olduğunu bilmez haldeki insanlar, korku içinde geleceklerinin kaderini bekliyor. Sebebini sorduk sınır kapalı dediler. Irak kapatmış. Bizim devlette yönetimde egemen olduğumuz zamanda, bizim karar sahibi olduğumuz zamanda o sınırların açılıp kapanmasına biz k arar veriyorduk, şimdi başkaları karar veriyor. Bu mudur sizin itibarlı dış politikanız? Bu mudur bu coğrafyanın en büyük gücü olan Türkiyenin karşı karşıya bırakıldığı durum? Türkiye başkasının karar verdiği günlere döndürülmüştür. Bu hükümet, Türkiyenin içerisinde adaleti, dışarısında itibarı yok etmiştir. Bugün Türkiyeye bu hükümet olduğu için herkes pervasızca dayatmalarda bulunmaktadır. Elbette nüfus kağıtlarında ne var diye, okullarınızda ne okutuyorsunuz diye sorabilirler, çünkü muhatapları bu hükümettir. Yurt dışından ne gelirse boyun eğen, hangi talep gelirse dik duramayan, tavır koyamayan bu yapı, bu milletin mukaddesatı için, imanı ve inancı için, biz ucu darağacında biten mücadelelerin sahibi olduk ama sizin gibi hiçbir gün istismar etmedik. Gezdiniz meydanlarda atıp tuttunuz başörtüsüne özgürlük diye. Milleti el ele tutuşturdunuz, döktünüz garip çocukları meydanlara. Çıkıyorsunuz ortaya bir yorum yapın, ben de buradayım, hadi arkanızdayım yapın. Ondan sonra tornistan. Bu siyaseti bırakın. Milletin inancı, özgürlükleri ve hissiyatı üzerinden size bu Türkiyede bu siyaseti asla yaptırmayacağım."