22
Aralık
2024
Pazar
İZNİK - BURSA
Belediye Sayfaları
Nufus
2.439.876
Yüz Ölçümü
11.043
İlçe Sayısı
18
Vali
Nufus
44.514
Yüz Ölçümü
753
Belediye Sayısı
40
Köy Sayısı
0
Kaymakam

İznik Genel Bilgi

İznik Genel Görünüm

Marmara Bölgesi'nde Bursa İli'ne bağlı bir ilçe olan İznik'in kuzeyinde Kocaeli, kuzeydoğusunda Sakarya, doğusunda Bilecik, güneyinde Yenişehir, batısında da Orhangazi ilçeleri ile İznik Gölü bulunmaktadır. Bursa İli'nin kuzeydoğusunda yer alan ilçenin kuzeyinde Samanlı Dağları, güneyinde de Avdan Dağı bulunmaktadır. İlçenin orta kesiminde İznik Gölü ile, İznik-Pamukova çöküntü alanındaki İznik Ovası bulunmaktadır. İznik Gölü, Pamukova, İznik-Gemlik Körfezi çöküntü alanı sırasının orta kesimindeki tektonik bir çukurun dolması ile oluşmuştur. Marmara Bölgesi'nin en büyük, Türkiyenin de üçüncü büyük gölü olan İznik Gölü'nün uzunluğu, doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 32 km. olup, en geniş yeri 11.5 km.dir. Derinliği 30 metreyi aşar. Göle su taşıyan akarsuların en önemlileri kuzeydoğudaki Karadere ile güneybatı kesimindeki Kocadere (Sölöz Deresi)'dir. Garsak Suyu (Karsak) gölün fazla sularını Gemlik Körfezine boşaltır.

İznik Gölü

Denizden yüksekliği 85 metre olan ilçenin yüzölçümü 753 km2 olup, toplam nüfusu 45.153 kişidir.

İlçenin ekonomisi tarım, tatlısu balıkçılığı, turizme dayalıdır. Başlıca yetiştirilen tarımsal ürünler; üzüm, buğday, mısır, arpa, az miktarda baklagiller, patates ve şeftalidir. İznik Gölü'nde avlanan kerevit, sazan ve yayın balığı ihraç edilmektedir. Turizme yönelik ticaret ve çini üretimi de yaygındır.

İznik yöresinde yapılan araştırmalar Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500) burada yerleşim olduğunu göstermektedir. Satrabon, MÖ.333'te İskender tarafından Frigya satraplığına atanan Antigonos'un, MÖ.316'da bugünkü iznik'in bulunduğu yerde Antigoneia isimli bir kent kurduğunu yazmıştır. Antigoneia'yı MÖ.310'da ele geçiren İskender'in eski Trakya satrabı Lysimakhos,MÖ.IV.yüzyılda yıkılmış olan kenti yeniden kurup geliştirmiş ve karısının adı olan Nicaia'nın ismini bu kente vermiştir. Nicaia, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde, çağının sosyal, kültürel ve dinsel özelliklerini yansıtan, şehir surları su yolları, tiyatro, kiliseler ve anıtsal mezarlarla imar edilmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde (MS 325 ve 787) I. ve II. Konsül toplantıları yapılarak, tarihsel olaylara sahne olmuştur.

İznik Çinilerinden Bir Örnek

Kent yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca Höyüklerinde M.Ö. 2500 yıllarına inen uygarlık izlerine rastlanmıştır. M.Ö. VII. yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan yerleşim ’Helikare’ adını almıştır. Kentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir) adı okunmaktadır. M.Ö. 293’te Bithynia Krallığı’na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir. Bir süre Bithynia Krallığı’nın başkenti olan Nicaia daha sonra Roma’nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürmüştür.

Niceia, Hristiyan havarilerinden Petrus’un çabalarıyla Hıristiyanlık bölgeye yayılmıştır. Bizans İmparatoru l. Constantinus döneminde Roma'nın daha önce koymuş olduğu yasakları kaldırmış ve 325 yılında Nicaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir kent olmuştur. Hristiyanlığın Birinci Konsül toplantısı, Senatus Sarayı’nda yapılmıştır. İmparator Constantinus’un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılmıştır. İskenderiyeli din adamı Arius’a göre "Hz. İsa’nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir." Kısa sürede taraftar toplayan bu görüşe, Piskoposlar karşı çıkmıştır. Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan "Hz. İsa’nın Tanrı nın oğlu olduğu" tezi uzun tartışmalardan sonra kabul edilmiştir. Bunu Hıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Niceia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin de bu Konsül toplantısından sonra kabul edilmiştir.

İznik Ayasofyası

Bizans döneminde Nicaia, büyük imar görmüş, kentte kiliseler,su yolları ve sarnıçlar yapılmıştır. Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın Bizans ordularını Malazgirt’te 1071’de yenmesinden sonra, Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 tarihinde Nicaia’yı almış ve 1080 yılında Selçuklu devletinin başkenti yapmıştır. Bundan sonra kentin simini Nicaia’nın izi anlamında "İznik" olarak değiştirmiştir. I. Haçlı ordusu, kenti Selçukluların elinden alıp, Bizans İmparatorluğu’na geri vermişlerdir. Haçlıların İznik’i alıp Bizanslılara bırakmasıyla İznik'te II.Bizans dönemi başlamıştır. IV.Haçlı Seferine katılan Latinler, İstanbul'u yağmalamışlar ve yönetimi ele almışlardır (1204). Bunun üzerine Bizanslı Theodoros Lascaris, İznik’e kaçmış ve burada imparatorluğunu ilan etmiştir. İznik, 57 yıl boyunca işgal altındaki Constantinopolis'in yerine Bizans İmparatorluğu’nun yönetim merkezi olmuştur. Bu dönemde surlarda önemli onarımla yapılmış ve surların önüne ikinci bir sur duvarı yaparak şehrin koruması güçlendirilmiştir. Theodoros Laskaris’den sonra dört imparator tahta çıkmış, sonuncu İmparator VIII. Michael (1259-1282),1261 yılında İstanbul’u yeniden ele geçirerek buradaki Latin İmparatorluğu’na son vermiştir. Böylece Constantinopolis (İstanbul) yeniden Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur.

İznik Şehir Surları

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde, İznik'i ele geçirmek üzere akınlar yapılmış ve sonunda, Orhan Bey (1326-1362) 1331 tarihinde kenti ele geçirmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın (1389-1402) Ankara Savaşı’nda (1402) Moğol hükümdarı Timur'a (1370-1405) yenilmesinden sonra İznik Moğollar tarafından yağmalanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun bu döneminde şehzade kavgaları birbirini izlemiş, II.Murat’ın (1421- 1451) kardeşi Şehzade Mustafa’nın ayaklanması Bizanslılar tarafından desteklenmiştir. Ancak Şehzade İznik'te yakalanmış ve kentin kapılarından birinin önünde asılmıştır.

İstanbul’un fethinden sonra İznik’in önemi azalmıştır. İznik'te etkili olan Kara Halil Paşa'nın idamı, Çandarlı ailesinin nüfuzunun sarsılmasına sebep olmuştur. Kentin önde gelen aileleri istanbul'a göç etmiş ve böylece İznik, Osmanlı döneminde önemini yitirmeye başlamıştır. İznik'in ticari ve hac yolu üzerinde bulunmaması, çini yapım merkezlerinin eski önemini yitirmesi, bölgedeki bataklıktan yayılan sıtmanın da bu gerilemede payı olmuştur. Bundan sonra kent bakımsız kalmış ve nüfusu azalmıştır. Gezginlere göre; XVII.yüzyılda surlar içinde daha çok ekilmiş bahçeler ve bunların arasında evler bulunmaktaydı. Az sayıdaki nüfusun başlıca geçim kaynaklarını, Bizans devrinden beri devam eden ipekçilik sağlıyordu.

Nilüfer Hatun İmareti

XIV.-XVII. yüzyılları arasında İznik'te üretilen Osmanlı çinileri İznik'in ön plana çıkmasına neden olmuştur. Prof.Dr.Oktay Aslanapa'nın başkanlığında 1963-1964 yıllarında yapılan kazılarda eski çini fırınları ortaya çıkarılmıştır. Buradaki fırınlar ve ele geçen çiniler, çini sanatı yönünden karanlıkta kalan bazı noktaları aydınlatmıştır. Daha önce başka yerlerde yapıldığı (Kütahya, Milet) sanılan çinilerin İznik'te yapılarak çevreye yayıldığı anlaşılmıştır. Bu kazıları daha sonraki yıllarda Prof.Dr.Ara Altun yürütmüştür. Osmanlı'nın en eski çini örneklerinden olan İznik çinileri kırmızı hamurlu olup, fırınlandıktan sonra renkli sıra batırılarak yeniden fırına sokulmuşlar, tek renkli çinilerde mavi, yeşil, kaverengi ve mercan kırmızısı uygulanmıştır. Burada yapılan çiniler, Osmanlı döneminde yapılan bir çok mimari eserde kullanılmıştır.

XIX. yüzyılın sonlarında Hüdavendigâr (Bursa) vilayeti (Ertuğrul (Bilecik) sancağının yenişehir kazasına bağlı idi. İznik, Kurtuluş savaşı sırasında 1920'den Eylül 1922'ye kadar Yunan işgalinde kalmıştır. Cumhuriyet döneminde Kocaeli İli'ne bağlı bir ilçe merkezi idi. Daha sonra bucak merkezi yapılarak Yenişehir İlçesi'ne (1927) bağlanmış, 1930 yılında da Bursa ili'ne ilçe olarak bağlanmıştır.

Yeşil Cami

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında;Yeşil Cami,Hacı Özbek Camisi (Çarşı Mescidi), Orhan Gazi Camisi, Hacı Hamza Camisi, Mahmut çelebi Camisi, Eşrefi Rumi Camisi, Şeyh Gutbettin Camisi, Nilüfer Hatun İmareti, Orhan Gazi İmareti, I.Murad Hamamı (Meydan-Büyük Hamam), Hacı Hamza Hamamı (II.Murad Hamamı-Belediye Hamamı), İsmail Bey Hamamı (Selçuk Hamamı)Orhan Gazi Hamamı, Küçük Hamam, Demirışık Köyü Hamamı, Çandarlı Hamamı, Rüstem Paşa Hanı (Eski Han), Süleyman Paşa Medresesi, Orhan Gazi Medresesi, Hayrettin Paşa Medresesi, Çandarlı Halil Paşa Türbesi, Çandarlı, İbrahim Paşa Türbesi, Abdülvahap Sancaktari Türbesi, Ahiveyn Sultan Türbesi, Alaaddin-i Mısri Türbesi, Huysuzlar Türbesi, Kırgızlar Türbesi, Sarı Saltuk Türbesi, Yakup Çelebi Türbesi, Altıparmak Türbesi, Musa Baba Türbesi, İznik Surları ve Sur Kapıları, Antik Roma Tiyatrosu, İznik Ayasofyası, Böcek Ayazması (Baptisterium)H.Tryphon Kilisesi, Koimesis Kilisesi, Hagios Tryphon Kilisesi, Ayazma, Hacı Osman Köyü Kilisesi, Yakup Çelebi Zaviyesi, Su Yolları, İznik Müzesi (Nilüfer Hatun İmareti), Ayasofya Müzesi, Obelisk (Beştaş Anıtı), Hypoje, Berber Kaya, Taş Köprü, İbrahim Paşa Kervansarayı, Senatus (Konsül) Sarayı, Konak Çeşmesi, Lefke Kapısı Yanındaki Çeşme, Deliklitaş Taş Ocağı, Sarıkaya Taş Ocağı, İnikli Taş Ocağı, Ömerli Taş Ocağı, İznik Gölü, Topkapı Çınarı, Lefke Kapı Çınarı, Hespekli Çınarı, Havuzbaşı Çınarı, Beypınar Çınarı, Müşküre Çınarı, Kaymak Köyü Çınarı, Kara Selvi, Çitlenbik Ağacı bulunmaktadır.

Kenthaber Kültür Kurulu
 

Yayın Tarihi : 10 Mayıs 2009 Pazar 16:41:11
Güncelleme :10 Mayıs 2009 Pazar 16:50:47

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
İLGİLİ SAYFALAR