Karacabey Genel Bilgi

Karacabey'den Bir Görünüm

Marmara Bölgesi'nde, Bursa İli'ne bağlı bir ilçe olan Karacabey,kuzeyde Marmara denizi, doğuda Mudanya İlçesi ve Merkez İlçe, güneydoğuda Ulubat Gölü, güneyde Mustafakemalpaşa İlçesi, batıda da Balıkesir İli ile çevrilidir. İlçe toprakları, orta kesiminde düz bir çukurluktur. Bu çukurluğun kuzeyinde Mudanya Dağlarının batı uzantıları yer alır. Bu uzantılardan Karadağ, ilçenin belli başlı yükseltisidir. Karatepe'de 833 m.ye ulaşan Karadağ, yaklaşık 180 km2'lik bir alanı kapsayan Karacabey Ovası'nı Marmara Denizi'nden ayırır. İlçe topraklarının ortasından güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda akan Sususrluk (Susurlu) Çayı'nın Marmara Denizi'ne dökülürken oluşturduğu deltada Dalyan ve Arapçiftliği gölleri bulunmaktadır. Ayrıca güneydoğuda yer alan Apolyont Gölü'nün (Ulubat) bir bölümü de ilçe sınırları içerisindedir. Bu göl fazla sularını batısındaki Ulubat Suyu ile Susurluk Çayı'na akıtır.

Bursa il merkezine 62 km uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.285 km2 olup, toplam nüfusu 65.915 kişidir.

Issız Han

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen bitkisel ürünlerin başında en çok buğday, arpa, mısır, fasulye, bezelye, şekerpancarı, pamuk, ayçiçeği ve tütün yetiştirilir. Ayrıca baklagiller, sebze ve meyvecilik çok gelişmiştir.Hayvancılık ileri düzeydedir. Koyun ve nitelikli sığır besiciliği ile tanınmıştır. Ayrıca Türkiye'nin ilk harası buradadır ve hayvancılığın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Karadağ'da Ovakorusu sülün istasyonu kurulmuş ve geyikler için de koruma alanları ayrılmıştır. İlçede tavukçuluk, deniz ve göl balıkçılığı da yaygındır. Sanayi tarıma dayalı küçük kuruluşlar halinde olup, konserve fabrikaları dışında gıda, makina ve metal eşya imalatı da yapılmaktadır. Marmara kıyısı yakınlarında bulunan Yeniköy Orman İçi Dinlenme Yerinde ormanlık alanlar ve plajları da turizm yönünden ekonomisine katkıda bulunmaktadır.

Mikhael Archangelos Kilisesi

Yörede ilk yerleşimin MÖ.2000 yıllarında başladığı sanılmaktadır. Bithynialılar ve Mysialılar Bursa çevresine yerleşmiş ve daha sonra bugünkü Karacabey'in bulunduğu yerde Miletopolis kentini kurmuşlardır. Bu kentle ilgili kalıntılar günümüze ulaşamamıştır. Daha sonraki yıllarda Romalıların buraya egemen oldukları, yüzey araştırmalarında ortaya çıkan çanak çömleklerden anlaşılmaktadır. Ayrıca burada Roma dönemine ait su künkleri ve tunç bir Apollon heykeli bulunmuştur. Roma dönemine ait bazı kalıntıların hamam olduğu ileri sürülmüş ve bu dönemlere ait çok sayıda sikkelerle de karşılaşılmıştır. Bizans egemenliği sırasında burası, Mihaliç ismi ile tanınmıştır.

Bizans İmparatoru Aleksios Kommnenos bugünkü Ulubat Köyü yakınlarında Lupatium isimli bir kale ve çevresine de küçük bir kasaba kurdurmuştur. Osmanlıların ilk yıllarında buradaki tekfur Mihaliç Ulubat Kalesinin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Orhan Gazi'ye gelerek, Osmanlı egemenliğini kabul ettiğini bildirmiştir. Bunun üzerine Orhan Gazi de Onu yerinde bırakmış, bu yüzden şehrin ismi Mihaliç olarak tanınmıştır. Osmanlı döneminde buraya yerleşen bir aileden sonra zaman zaman da Karacabey olarak anılmakla beraber Mihaliç ismi de kullanılmıştır.

Karacabey Cami

XIX.yüzyılın sonlarında Hüdavendigâr (Bursa) vilayetinin Bursa sancağına bağlı bir kaza merkezi idi. 1910'da ismi Karacabey olarak değiştirilmiştir. Karacabey Kurtuluş Savaşı sırasında 1 Temmuz 1920'den 13 Eylül 1922'ye kadar Yunan işgalinde kalmıştır. Yunan işgali sırasında Karacabey çevresinde köylerle birlikte ilçe yakılmıştır. Kaynaklara göre ilçe içerisinde 7.158 ev, 14 cami ve 8 han da yanmıştır.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler: Karacabey Camisi (Kurşunlu Cami-İmaret Camisi), Kümbetli Cami (Dünbekli Cami), Ulu Cami, Hacı Ali Ağa Camisi
Eski Cami, Karacabey İmareti, Issız Han, Karacabey'in Hanımı ve Kardeşi Ahmet, Bey'in Türbesi, Hagios Georgios Kilisesi, Theotokos Kilisesi, Mikhael Archangelos Kilisesi, Hagios Theodoros Kilisesi, Zoodochos Pege Kilisesi, Mikhael Archestrategos Kilisesi'dir.
 

Kenthaber Kültür Kurulu