Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Kamu-Sen Genel Mali Sekreteri Önder Kahveci, reel sektörü destekleyerek ekonomik krizin aşılamayacağını belirterek, "Reel sektörü biz ancak harcama yaptırarak destekleyebiliriz. Onun için piyasaya para sürmenin yolu çalışanlara ücret artışı yapılması ya da harcama çeki verilmesidir" dedi.
Sendika çalışmaları sebebiyle Çanakkale'ye gelen Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Kamu-Sen Genel Mali Sekreteri Önder Kahveci, Kamu-Sen İl Temsilciliği'nde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamasında ilk olarak Türkiye'de yaşanan ekonomik krize değinen Önder Kahveci, "Reel sektörü destekleyerek bu ekonomik krizi aşmamız mümkün değil. Reel sektörü biz ancak harcama yaptırarak destekleyebiliriz. Onun için piyasaya para sürmenin yolu çalışanlara, belli kesimlere ücret artışı ya da harcama çeki verilmesidir.
Böylece elindeki parayı harcayan çalışan kesim ekonominin canlanmasına sebep olacaktır. Bu zamana kadar 6 tane paket açıklandı. Arzu ediyoruz ki, 7. ekonomi paketi bu olur. Bunun örneklerini Amerika'da gördük. 1 yıl önce ABD kişi başı 600 dolar dağıttı. En son Tayvan yaşına bakmadan herkese 60 dolar para dağıttı. Ekonomik krize tedbir olması için diğer ülkeler ne yapıyorsa Türkiye de onu yapmalı" dedi.
"SAVCILARI GÖREVE DAVET EDİYORUM"
Konuşmasında TBMM'de yer alan bir siyasi parti temsilcisinin yaptığı açıklamaya da değinen Önder Kahveci, "Geçtiğimiz hafta verdiğimiz şehitler yetmiyormuş gibi, bizim vermiş olduğumuz vergilerle parlamentoda yer alan bir milletvekili bir süre önce yapılan mahalli seçimlerin Kürdistan'ın sınırlarını çizdiği lafını söyleyebiliyor. Bu hakkı ve haddi kim veriyor bunu anlamış değiliz. Buradan Çanakkale'den birkaç 100 metre ileride, yıllar önce burayı geçilmez kılan 252 bin şehidimizin kemiklerini
sızlatmasınlar. Savcılarımızı buradan göreve davet ediyorum. Herkes haddini bilecek. Bu ülkenin birliğine, bütünlüğüne, beraberliğine zarar verecek her şeyin karşısında hukuk çerçevesinde Türkiye Kamu-Sen duracaktır. Ancak hukuk adamlarımızı ve savcılarımızı da bu konuda göreve davet ediyoruz. Çünkü burada Türkiye'nin üniter yapısı ve Misak-ı Milli sınırları tartışılıyor. Burada bir başka oluşumdan bahsediliyor ve sınırlarının çizildiği ifade ediliyor. Bu insan aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının vermiş olduğu vergilerle de maaşını alıyor. Onunla sağlık giderlerini, sosyal güvenlik harcamalarını karşılıyor. Eğer bu ülkede, bu coğrafya üzerinde birlikte yaşıyorsak birileri artık bu konuya 'dur' demeli" şeklinde konuştu.
"YENİ ANAYASADA GREV VE TOPLU SÖZLEŞME HAKKININ YER ALMASINI İSTİYORUZ"
Yeni bir anayasa hazırlığı ile ilgili çalışmaların olduğunu da belirten Önder Kahveci, "Sayın Başbakan'ın 2004 yılında grev ve toplu pazarlık ile ilgili taahhüdü vardı. Bugüne kadar gerçekleştirilmedi. Son günlerde seçimlerden sonra Anayasa değişikliği tartışması gündeme geldi. Biz de çalışanlar adına şunları istiyoruz: Adını sivil anayasa koyun ya da başka bir şey koyun. Ama bir an önce çalışanların evrensel normlarda bir sendika yasasına kavuşturulması lazım. Bunun adı grev ve toplu pazarlıktır. Tabii
ki sivil anayasa tartışmaları içerisinde zaman zaman biz de görüşlerimizi beyan edeceğiz. Bizim anayasa değişikliği ile ifade etmek istediğimiz husus ilk 4 maddeye dokunmadan geri kalan bütün maddelerin değiştirilebileceğidir. Bugüne kadar Anayasa'nın zaten 84 tane maddesi değiştirilmiş. Ancak bu maddeler değiştirildiği halde çalışanlara grev ve toplu sözleşme hakkına gelince herkes yan çiziyor" ifadelerini kullandı.