Çanakkale Sağlık İl Müdürü Dr. İlhan Güney, Akdeniz Anemisi olarak da bilinen Talasemi hastalığının önemsenmesi gerektiğini belirterek, “Talasemi önlenebilir bir hastalıktır. Evlilik öncesi testlerle tanı konabilir ve hasta bebek doğması engellenebilir. Bu testin yapılması doğacak çocukların, gelecek nesillerin sağlığı açısından çok önemlidir” dedi.
Sağlık İl müdürü Dr. İlhan Güney, Akdeniz Anemisi olarak bilinen Talasemi’nin kalıtsal geçiş gösteren bir kan hastalı olduğunu belirterek, “Bu hastalık dünyada Akdeniz’i içine alan bir kuşak içinde İtalya, Yunanistan, İspanya, Fransa, Kuzey Afrika Ülkeleri, Kıbrıs, Türkiye, Ortadoğu Ülkeleri, Kafkasya, Pakistan, Hindistan, Güney Asya ve Uzakdoğu’da sık görülür. Talasemi, hastalar ve taşıyıcılar olmak üzere iki grupta incelenir. Taşıyıcılar herhangi bir belirti vermezler ya da hafif kansızlık gibi belirtiler görülebilir. Çocukları taşıyıcı ya da sağlıklı doğabilir. Ancak iki taşıyıcının evlenmesi durumunda yüzde 25 hasta, yüzde 50 taşıyıcı bebek doğma riski vardır.
Hasta bebekler 6 ay-1 yaştan itibaren bu hastalığın belirtilerini vermeye başlar ve tüm hayatları boyunca oldukça eziyetli, zor ve pahalı bir tedavi almak zorunda kalırlar. Hastalar her 3 haftada bir kan ve deri altından özel ilaçlar almak zorundadır. Kalp, karaciğer yetmezliği, iskelet ve hormon sistemleri ve büyüme gelişme ile ilgili sorunlar çıkar. 30-35 yaşına nadiren ulaşabilirler. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalara göre 1 yıllık ilaç ve kan harcamaları yaklaşık 10.000 dolardır” dedi.
“TALASEMİ ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR”
1994 yılından itibaren hemoglabinopatileri önlemek için Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı tarafından Sağlık Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığı'na yazılar yazılarak evlenecek çiftlere tam kan sayımı ve Talasemi testi yaptırmalarının önerildiğini de belirten Dr. İlhan Güney, “Türk toplumunda Talasemi taşıyıcılığı ortalama yüzde 2,1’dir. Ancak iller arasında yüzde 0,6 ile yüzde 13,6 arasında değişim görülmektedir. Türkiye’de yapılan her 4 evlilikten biri akraba evliliğidir ve akraba evliliklerinin yüzde 70’inin 1. derece akrabalar arasında yapılması nedeniyle, genetik geçişli bir hastalık olan talaseminin görülme sıklığı artmaktadır.
Bu nedenle, ikisi de taşıyıcı olan çiftlerin bilinmesi ve çocuk sahibi olmadan önce genetik danışmanlıktan yararlanmaları, hastalığın önlenmesi açısından gereklidir. Talasemi önlenebilir bir hastalıktır. Evlilik öncesi testlerle tanı konabilir ve hasta bebek doğması engellenebilir. Bu testin yapılması doğacak çocukların, gelecek nesillerin sağlığı açısından çok önemlidir. Sağlık Bakanlığı ve kurduğu Ulusal Hemoglobinopati Konseyi son yıllarda Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki merkezlerde yaptığı tarama çalışmalarına devam etmektedir. Bu çalışma sonuçlarına göre ortalama Talasemi Taşıyıcı sıklığı bu bölgelerde yüzde 4.3 bulunmuştur. Talasemi Kontrol Programı Çanakkale’nin de içinde bulunduğu 33 ile yayılmıştır ve 81 ilde yaygınlaştırılacaktır. Bu Programın amacı sağlık personeli, diğer kurumların ve basının işbirliği ile halkın, gençlerin, evlenecek ve yeni bebek sahibi olacak çiftlerin bilgilenmesini ve test yaptırmasını sağlayarak, hastalıklı bebek doğmasını önlemek, mevcut hemoglobinopati hastalarının yaşam süreleri uzatılarak, yaşam kalitelerinin arttırılmasıdır” dedi.