Leon IV
(749- 8 Eylül 780)
775-780 arasında Bizans imparatoru.
Babası V.Konstantinos’un ölümünden sonra tahta çıktı (775). Ertesi yıl hem ordunun isteği, hem de Senato ile Konstantinopolis (İstanbul) halkının isteği ile Leon’un küçük oğlu Konstantinos ortak hükümdar ilan edildi. Böylece Leon’un üvey kardeşi “caesar” Nikephoros atlanmış oldu. Nikephoros’u tahta geçirmek üzere harekete geçenler bastırılarak sürgüne gönderildi. Leon Bulgarlar arasındadaki anlaşmazlıklardan yararlanarak Bulgar hanı Telerig’e Konstantinopolis’e sığınma hakkı tanıdı ve onu karısı Eirene’nin kuzeni ile evlendirdi. Böylece Balkanlar’daki Bizans egemenliğini sağlamlaştırdı. 777-780 arasında da Araplara karşı üç sefer düzenledi.
Hükümdarlığının ilk yıllarında babasının uzlaşmaz İkonoklazm politikasını sürdürmedi. İkon yanlılarına büyük bir hoşgörüyle davrandı, bazılarını piskoposluğa atadı. Bu tutumunda kilise geleneklerine çok bağlı olan karısı Eirene’nin çok önemli payı olduğu sanılmaktadır. Ancak ölümünden önce politikasını değiştirmiş ve ikon yanlılarına yönelik ağır baskılar uygulamıştır.
Konstantinos VI.
(770-15 Ağustos 797)
780-797 arasında Bizans İmparatoru.
V.Konstantinos’un torunu. Babası IV.Leon’un ölümünden sonra 10 yaşında tahta çıktı. Naibliğini üstlenen annesi Eirene’nin hüküm sürdüğü dönemde 787’de toplanan II.Nikaia (İznik) Konsili’nde ikonları yüceltme öğretisi yeniden canlandırıldı. Konstantinos reşit olduktan sonra da Eirene iktidarı elinde tutmaya çalıştı. Ancak, ordu 790’da Konstantinos’u tek başına hükümdar ilan etti. Eirene tutuklandıysa da Konstantinos 792’de annesinin saraya dönmesine izin verdi. 796’da Theodote ile evlenmek için karısından boşanması halkın tepkisini çekti. Bu durumdan yararlanan Eirene, Ağustos 797’de Konstantinos’u kör ettirdi. Konstantinos’un ölümüyle birlikte İsauria hanedanı sona erdi.
Eirene
(752, Atina-9 Ağustos 803, Lesbos, Midilli)
Bizans hükümdarı ve Rum Ortodoks Kilisesi azizesi.
Bizans imparatoru IV.Leon’un karısı. Eylül 780’de kocasının ölümü üzerine, 10 yaşındaki oğlu İmparator VI.Konstantinos’un naibesi ve tahtın ortağı oldu. Aynı yıl, Leon’un üvey kardeşi Nikephoros’u tahta çıkarmaya çalışan ikonoklastların (eikonoklates:tasvir kırıcı) düzenlediği darbeyi engelledi.
730’da yasaklanmış olan ikon kullanımının yeniden serbest bırakılmasını destekledi. Yandaşlarından Tarasios’u Konstantinopolis (İstanbul) patriği seçtirdi. 786’da Konstantinopolis’te toplanan kilise konsili, kentteki ikonoklast yanlısı askerler engelledi. 787’de toplanan ve hem Katolik, hem de Rum Ortodoks kiliselerince VII.Ekumenik Konsil olarak tanınan II.Nikai (İznik) Konsili’nde ikon kültü canlandırıldı.
VI.Konstantinos büyüdükçe, annesinin imparatorluğun yönetiminde sahip olduğu nüfuzdan rahatsız oldu ve gerçek iktidarı ele geçirmeye çalıştı, bu girişimi annesi tarafından bastırıldı. İmparatoriçe askeri bağlılık andında kendisinin asıl hükümdar olarak ilan edilmesini istedi, ancak bu istek, Anadolu’daki thema’ları 790’da direnişe yöneltti. VI.Konstantinos tek hükümdar ilan edilirken Eirene tahttan indirildi. Ocak 792’de saraya dönmesine izin verildi ve tahta ortak ilan edildi. Bunun ardından Eirene, piskoposlar ve saray görevlileriyle birlikte yürüttüğü etrikalarla oğlu VI.Konstantinos’u devirdi, tutuklattı ve kör ettirdi (797).
Bu tarihten sonra Eirene tek başına imparator (imparatoriçe) oldu ve beş yıl tahtta kaldı. 798’de Batı İmparatoru Charlemagne ile diplomatik ilişkiler başlattı. 802’de Charlemagne ve Eirene arasında bir evlilik tasarlandığına dair söylentiler yayıldı. Dönemin Bizanslı tarihçilerinden Theophanes’e göre bu tasarı, Eirene’nin sevgililerinden biri tarafından bozuldu.
802’de generaller ve devlet görevlileri tarafından düzenlenen bir komplo sonucu Eirene tahttan indirildi. Yerine maliye bakanı Nikephoros geçirildi. Eirene, önce Prinkipo (Büyükada), daha sonra da Lesbos’a (Midilli) sürgüne gönderildi.
Eirene, ikonları yüceltme yolunda gösterdiği çaba ve manastırları koruma altına alması sonucunda Rum Ortodoks Kilisesi’nin azizeler listesine alındı ve yortu günü 9 Ağustos olarak belirlendi.
Nikephosros I.
(?, Seleukeia (Silifke)- 26 temmuz 811, Bulgaristan)
802-811 yılları arasında Bizans İmparatoru.
Nikepheros, İmparatoriçe Eirene döneminde yüksek maliye görevlisi oldu ve 802’de Eirene’nin tahttan indirilmesi üzerine imparator ilan edildi. Ertesi yıl tahtta hak iddia eden Bardanes Turkos’un çıkardığı ayaklanmayı, 808’de de Arsaber’in önderliğindeki bir başka ayaklanmayı bastırdı.
Nikephoros, Eirene’nin Abbasi halifesi Harun Reşid’e ödemeyi kabul ettiği harcı vermeyince savaş çıktı ve Arap kuvvetleri 805’te Frigya’daki Krasos’ta Bizans İmparatorunu yenilgiye uğrattı. 806’da Harun Reşid, Anadolu’ya girerek Herakleia Kybistra (Konya Ereğlisi), Tyana ve başka yerleri de ele geçirdi. Bunun üzerine Nikophoros haraç ödemeyi kabul etmek zorunda kaldı.
Nikephoros’un hükümdarlığı sırasında Venedik, Istria ve Dalmaçya kıyıları Bizans ve Charlemangne’in imparatorluğu arasında anlaşmazlık konusu oldu. 810’da geçici bir anlaşma yapıldı. Buna göre, anlaşmazlık konusu bölgeler verilecek, bunun karşılığında da Bizans Charlemangne’ın “imparator” unvanını tanıyacaktı. Nikephoros 807-809 arasında Bizans’ın kuzey sınırlarına saldıran Bulgarlar üzerine seferler düzenledi. 811’de Bulgaristan’ı istila etti ve Bulgar hanı Krum’un yaptığı barış önerilerini reddetti. Bulgarlar bir dağ geçidinde Bizanslıları tuzağa düşürerek Nikophoros’u ve pek çok askerini öldürdüler. Krum, Nikophoros’un kafatasını gümüşle kaplattı ve içki kasesi olarak kullandı.
Stavrakios
(?-811)
Bizans İmparatoru. İmparator Nikhoporos’un Bulgar Kralı Krum tarafından öldürülmesi ve Bizans’ın Bulgarlara yenik düşmesine neden olan savaşta oğlu ve veliahtı Stavrakios ağır yaralanmış, birkaç adamı ile birlikte Edirne’ye kaçmış ve orada imparator ilan edilmiştir.
Stavrakios’un aldığı yaradan kurtulacağı sanılmıyordu ve imparator ilan edilmesi de sadece bir formaliteden ibaretti.
İyileşen Stavrakios’un imparatorluğuna itiraz edildi. Karışıklıkların çıkmasından korktu. Bu arada Mikail Rangabe Hippodromda ordu ve senatör tarafından imparator ilan edildi. Ayasofya’da patrik Nikhoporos tarafından taç giydirildi. Bu olup bitti karşısında Stavrakios tahttan feragat ederek keşiş oldu ve üç ay daha ölümle pençeleşti.
Mikhail I. Rhangebe
(?-843)
811-813 yılları arasında Bizans imparatoru.
İmparator I.Nikephoros’un damadı. Nikheporos’un Bulgaristan’da ağır yaralanan oğlu Stavrakios’un hak iddiasına karşın darbe ile tahtı ele geçirdi. İlahiyatçı Stoudionlu Theodoros’un (Studites) etkisiyle, ikon kullanımını savunanları destekledi. Venedik’in ve Adriyatik kıyısındaki diğer kentlerin Bizans’a verilmesi karşılığında Charlemagne’ın Kutsal Roma-Germen imparatoru unvanını almasını kabul etti.
Bulgar hanı Krum 812’de Bizans’ın Develtos kentini ele geçirdi ve kentte yaşayanları Bulgaristan’a götürdü. Mikhail, eski imparatorlardan V.Konstantinos’un oğullarından birini yerine geçmek isteyen ikon karşıtlarının başlattığı ayaklanmayı bastırdıktan sonra Krum barış önerdi. Mikhail, Theodoros’un barış koşullarının kabul edilemeyeceği şeklinde görüş bildirmesi üzerine öneriyi reddetti. Bunun üzerine Krum, Kasım 812’de Mesembria kentini ele geçirdi. Mikhail ertesi yıl, Ermeni komutanlarından Leon’un birliklerinin geri çekilmesi (22 Haziran 813) üzerine Adrianapolis (Edirne) yakınlarında gerçekleşen Versinikia Çarpışmasını yitirdi. Leon daha sonra Mikhail’i tahttan indirdi ve V.Leon adıyla kendini imparator ilan etti. Mikhail, Marmara’daki adalardan birinde manastıra çekildi.
Leon V.
(?-25 Aralık 820, Konstantinopolis)
Lakabı Ermeni Leon olan Leon V., 813-820 yılları arasında Bizans imparatoru oldu.
Bardanes Turkos’la I.Nikephoros arasındaki taht kavgası sırasında (803) önce bardanes’in, sonra da I.Nikophoros ve I.Mikhail dönemlerinde askeri başarıları nedeniyle imparatorluğun Anatolikon Theması’nın strategos’luğuna (komutan) getirildi. 813’te Bulgarlara karşı düzenlenen sefere katıldı. Mikhail Bulgarların barış koşullarını kabul etmeyince Leon’un komutasındaki birlikler Adrianapolis (Edirne) yakınlarındaki Versinikia Çarpışması’na katılmayıp geri çekildiler. Leon V. Aynı yılın temmuz ayında I.Mikail’i devirerek yerine geçti.
Bu arada Bulgar hanı Krum, Konstantinopolis surlarına ulaştı. Bulgarları geri püskürtmeyi başaran Leon V., Krum’un ardılı (varisi) Omortag ile, iki ülke arasındaki sınırı belirleyen ve 30 yıl süren bir barış anlaşması yaptı. Mart 815’te Patrik Nikephoros’u görevden aldı, ertesi ay da Hiereia Sinod’unun (754) İkonoklazma ilişkin kararlarını onaylayan bir sinodu toplantıya çağırdı.
Leon V., 820 yılının Ayasofya’da yapılan Noel ayininde, bir gün önce hainlik suçlaması ile ölüme mahkum ettiği Amorionlu Mikhail’in yandaşları tarafından öldürüldü. Mikhail, suikasttan sonra II.Mikhail adıyla tahta çıktı.
Mikhail II.
(Amorion, Phrygia- Ekim 829)
820-829 yılları arasında Bizans İmparatoru ve Amorion hanedanının kurucusu.
813’te tahta çıkan Bizans imparatoru V.Leon’un (Ermeni) silah arkadaşı idi. Soylu kökenli olmamasına karşılık komutanlığa kadar yükseldi. Bardanes Turkos ile I.Nikephoros arasındaki taht kavgasında Leon’la birlikte önce Bardanes’in yanında yer aldıysa da sonradan Nikephoros’u desteklediler. Yıllar sonra tahta çıkan Leon, hainlik suçlamasıyla 24 Aralık 820’de Mikhail’i ölüme mahkum etti. Ancak ertesi gün Leon’u öldüren yandaşları Mikhail’i imparator ilan ettiler.
Mikhail’in tahta çıkışından az önce Thomas adlı Slav asıllı bir askerin önderliğinde patlak veren ayaklanma ancak 823’ün sonlarında bastırılabildi. İmparatorluğun thema’ları zayıfladığı için bundan sonra Arap saldırıları da önlenemedi. Araplar Girit’i (826 veya 827) ve Sicilya’nın bazı bölümlerini (827-829) ele geçirdi.
Mikhail, ikonoklazma yakınlık duymakla birlikte hoşgörülü bir politika izledi. Hapisteki ikon yanlılarına özgürlüklerini bağışladı, sürgündeki patrik Nikephoros ile Stadionlu Theodoros’u (Studites) ve öteki din adamlarını geri çağırdı.
Theophilos
(?-20 Ocak 842, Konstantinopolis)
829-842 yılları arasında Bizans imparatoru.
İkonaklazm yanlısı Amorion hanedanından gelen imparator II.Mikhail’in oğlu. İkonoklazm yanlısı Bizanslı bilgin Ioannes Philoponos’tan ders aldı. 820’de taç giyerek babası ile birlikte hüküm sürmeye başladı. Kısa bir süre sonra Theodora ile evlendi. 829’da tek başına imparator olunca, beşinci Abbasi halifesi Harun Reşid’i örnek alarak, kıyafet değiştirerek halkın arasında dolaşıp şikayetleri dinledi. Vikinglere ve Macarlara karşı Bizans’ın kuzey sınırlarını güçlendirmek amacıyla kaleler inşa ettirdi. Müslümanlara karşı ülkenin doğu ve batı sınırlarını da güçlendirdi.
Hükümdarlığı boyunca Müslümanlarla savaşmak zorunda kalan Theophilos, Temmuz 838’de Dazimon (Dazmana)’da yenilgiye uğradı. Bunun sonucu olarak Ankyra (Ankara) düştü, bir süre sonra, Harun Reşid’in oğlu Memun’un yerine geçen Mutasım, imparatorluğun başlıca kalelerinden biri ve imparatorluk hanedanının merkesi olan Amorion’u ele geçirdi. Theophilos, Müslümanlar arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanarak, 841’de Endülüs Emevilerinin yardımıyla Melitene’yi (Malatya) ele geçirip Mutasım’ı ateşkese zorladı.
Theophilos, hükümdarlığı sırasında Ortodoks manastır geleneğinin siyasal etkisini zayıflatmak amacıyla Ortodoks ayin ve dualarda ikon kullananlar üzerindeki baskıları arttırdı. Ancak, ikonoklazm halk arasında fazla destek bulamadı ve Theophilos’un ölümünden sonra ikonalar yeniden kullanılmaya başlandı.
Theophilos’un önderlik ettiği kültürel canlanma klasik metinler üzerine yapılan araştırmalarla ilgili iki önemli sonuç doğurdu. Bunlardan biri metinlerde büyük harfin yerine küçük harfin kullanılmaya başlanması, diğeri ise scriptarium’ların (katiplerin çalıştığı yazı odası) sayısının artması idi. Theophilos ayrıca 8.yüzyıldan sonra eski önemini yitiren Konstantinopolis Üniversitesi’ni yeniden düzenledi ve başına ünlü Bizanslı matematikçi Leon’u getirdi.
Mikhail III
(838-23 Eylül 867, Konstantinopolis)
Lakabı Amorionlu Mikhail ya da Ayyaş Mikhail olan Mikhail III, Amorion hanedanından gelen son Bizans imparatorudur.
Babası Theophilos’un ölümünden (20 Ocak 842) sonra imparator oldu. Yaşının küçüklüğü nedeniyle yönetimi İmparatoriçe Theodora ile Başbakan Theoktitos önderliğindeki naipler kurulu üstlendi.
843’ten sonra Yunanistan’da Slavlara, Anadolu, Ege ve Nil Deltasında Araplara karşı girişilen seferlerde bazı zaferler elde edildi.
Annesi ile anlaşmazlığa düşen Mikhail, dayısı Bardas’ın Theoktistos’u öldürmesine (Kasım 855) göz yumdu ve Mart 856’da Bardaras’ın yardımı ile iktidarı ele geçirdi. Başarısız bir darbe girişiminde bulunan Theodora kızları ile birlikte manastıra kapatıldı.
Bundan sonra Bardas, yeni yönetimde etkili oldu ve damgasını vurdu. Konstantinopolis’te bir üniversite kuruldu. Theodorayı desteklemiş olan Patrik İgnatios görevden ayrılmaya zorlandı (858). Papa, patriğin göreve iadesini istediyse de (863) Mikhail yeni patrik Photios’u görevden almayı reddetti. Sonuçta, Roma ile Bizans arasında Phoitos bölünmesi ortaya çıktı.
Araplara karşı yeni zaferler kazanan Bizans kuvvetleri 859’da Mikhail komutasındaki seferde Fırat Irmağı’na kadar ulaştı. 860’ta düzenlenen başka bir seferde Ruslar Konstantinopolis’i kuşattığı için Mikhail geri dönmek zorunda kaldı. Bu arada Mikhail’i etkisi altına alan Başmabeyinci Basileios, imparatoru Bardas’a karşı kışkırttı. Mikhail’in onayı ile Bardas’ı öldüren (Nisan 865) Basileios Mayıs 866’da ortak imparator ilan edildi. Ertesi yıl da Mikhail’i öldürterek I.Basileios adıyla imparator oldu.
Basileios I
(826-835 , Trakya-29 Ağustos 886)
867-886 arasında hüküm sürmüş Bizans imparatoru. Makedonya hanedanıdı kurmuş, sonradan Basilika olarak adlandırılan yasa derlemesini hazırlamıştır.
Makedonya’ya yerleşmiş Ermeni kökenli bir aileden geldiği sanılmaktadır. Basileios, önce Konstantinopolis’teki (İstanbul) etkili çevrelerin hizmetinde görev aldı. İmparator III.Mikhail’in gözüne girdi, hızla yükselerek önce baş ahır bakıcılığına, ardından mabeyinciliğe getirildi. Sonunda 866’da Mikhail’in tahtına ortak oldu. Önce güçlü hasmı imparatorun dayısı Caesar Bardas’ı ortadan kaldırdı. Bir yıl sonra da koruyucusu Mikhail’i öldürdü.
Doğu Anadolu’da Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında süre gelen mücadelede 9.yüzyıl ortalarında Bizanslılar saldırı üstünlüğünü ele geçirmişti. Basileios, III.Mikhail döneminde Araplara ve onların müttefiki olan Paulusçulara kariı başlatılan akınları devam ettirerek bazı başarılar kazandı. Doğu sınırını aşarak Fırat bölgesinin içlerine yeni saldırılar düzenlemekle birlikte, kilit önem taşıyan Melitene (Malatya) kentini ele geçiremedi. Buna karşılık 872’de Paulusçulara karşı ezici bir zafer kazandı. Bu heretik topluluğun saf dışı bırakılmasında damadı Khristophoros’un katkısı büyüktü. Kilikya’da ise yetenekli komutan olan Nikephoros Phokas’ın (Yaşlı) yönetiminde Tarsus emirine karşı girişilen saldırı başarılı oldu. Akdeniz’deki eski deniz üstünlüğünü yitirmemiş olmasına karşın, Bizans’ın hala etkili bir donanması bulunuyordu. Bu dönemde Bizans Kıbrıs’ı yeniden ele geçirdi.
Basileios, İtalya’ya yönelik tasarılarını gerçekleştirmek için, Charlemagne’ın torununun oğlu olan Frank İmparatoru II.Lous ile görüşüp anlaşma yoluna gitti. Lombardların egemenliğindeki Beneveto Düklüğü’nün yardımıyla, Bizans’ın İtalya’nın güneyindeki konumunu güçlendirdi.
Akdenizde ise, Arap gücünün artması sonucunda, 878’de Syrakusa da olduğu gibi, Sicilya’nın önemli kentleri yine birer birer Müslümanların eline geçti.
Bu dönemde Bi,zans politikasının bir başka boyutuda, balkanlar’daki Slavlar üzerinde bazı denetim önlemleri alma girişimi idi. Konstantinopolis ile Roma arasında kilise düzeyindeki ilişkiler de duyarlı bir sorun oluşturuyordu. I.Basileios’un yönetimi sırasında genç Bulgar devleti kilise düzeyinde Konstantinopolis’in yönetimine girdi (870). Bu durum hem balkan prenslikleri, hem de Ortodoks Kilisesi için önemli sonuçlar doğurdu.
Basileios başa geçtiğinde, Photius ile İgnatios’tan hangisinin Konstantinopolis patriği olacağı konusundaki kavgayı devralmıştı. Basileius, Photios’u uzaklaştırıp, daha önce görevden alınmış olan İgnatos’u patrikliğe getirerek halkın desteğini sağlama ve Roma’nın da gönlünü alma yoluna gitti. 877’de İgnatios’un ölümü üzerine Photios’u yeniden patrik yaptı. Basileios, katı ve liberal kilise yöneticileri arasındaki gerginliği giderdi ve Roma’nın, yeni balkan prenslikleri üzerinde belirgin biçimde artan Bizans etkisinden duyduğu rahatsızlığa karşın Doğu ile Batı arasında bir barış havası estirmeyi başardı. 869 depreminde Batı yarım kubbesi yıkılan Ayasofya'yı onardı.
Basileios yaşamının son yıllarında delilik belirtileri göstermeye başladı. Bir sürek avı sırasında öldü.
Leon VI.
(866- Mayıs 912)
Lakabı Bilge Leon veya Filozof Leon, 886-912 yılları arasında Bizans imparatoru.
Makedonyalı I.Basileios ile ikinci karısı Eudokia İngerina’nın oğlu. 870’te ortak imparator ilan edildi. Babasının ölümünden sonra (886) tahta çıktı. Hükümdarlık dönemi Araplar ve Bulgarlarla mücadele etmekle geçti. Güney İtalya’da Lombardlara karşı başarılı bir sefer yürüten Başkomutan Nikephoros Phokas’ın (yaşlı) Balkanlar’da yardıma çağrılmasından sonra Bizans Batı’da birçok kayıba uğradı. 902’de Sicilya Arapların eline geçti, Thessalonike (Selanik) Trablus emiri Leon tarafından yağmalandı. Ege kıyıları ile adalar sık sık Arap korsanların saldırısına uğradı.Bizans donanmasının gücünü arttırmak için alınan önlemler sonucunda 908’de Arap donanması Ege’de yenildi. 911-912 yıllarındaki deniz seferinde Bizanslılar Trablus emiri Leon karşısında bozguna uğradı.
Ticari anlaşmazlık nedeniyle Bulgarlarla 894’te çıkan savaşta Bizans, Tuna ile Dinyeper ırmakları arasında kalan bölgede yaşayan Macarların yardımıyla Simeon’u (Bulgarları) ateşkese zorladı. Ancak Simeon 896’da göçebe Peçeneklerin yardımı ile Bizans’ı yendi. Bizans her yıl Bulgarlara haraç vermeyi kabul etmek zorunda kaldı. 907’de filosu ile Konstantinopolis’e giden Rus prensi Oleg, Rus tüccarlarının durumunu düzenleyen bir anlaşma yapılmasını sağladı. 911’de bu anlaşma resmen onaylandı. Erkek varisi olmadığı için dört kez evlenen Leon, kilisenin tepkisini çekti.
Patrik Photios’un öğrencisi olan Leon’un bilgin (filozof) kişiliği askerliğinden daha önemlidir. Babasının başlattığı yasa derlemesini Basilika’yı tamamlamış, dinsel ve din dışı sorunları ele alan birçok kitap yazmıştır. Diğer yapıtları arasında babası Basileios için yazdığı bir mersiye, ilahiler, vaaz ve söylevler, şiirler ve askeri yazıları bulunmaktadır.
Aleksandros
(?- 913)
912-913 arasında Bizans hükümdarı.
Leon VI, Bizans tahtını şeklen kardeşi Aleksandros ile paylaşmıştır. Ancak, Aleksandros devlet işleri ile hiç ilgilenmeden zevk ve safa içerisinde yaşamıştır. Saltanatının ilk döneminde kendisine Basileopator unvanı verilmiştir.
Kendisinin danışmanı önce metresi, sonra da eşi olan Zoe’nin babası Ermeni Stylianos Zaytzes idi. Döneminde önemli bir gelişme olmamış, daha çok Leon VI’nın etkisinde kalmıştır.
Kostantinos VII.
(Eylül 905, Kostantinopolis-9 Kasım 959, Kostantinopolis)
913-959 yılları arasında Bizans imparatoru. VII.Konstantinos Flavios Porphyrogennetos olarak da anılır. Yazdığı kitaplar Bizans İmparatorluğu ve komşuları ile ilgili en iyi kaynaklar arasında yer almaktadır.
Konstantinos’un Porphyrogennos )Mor Oda’da Doğan) lakabı, imparatorların meşru çocuklarının doğduğu Mor Oda’dan gelmektedir. Annesi Zoe Karbonopsina, önce babasının metresi olmuş, Kostantinos doğduktan sonra Patrik Nikolaos Mystikos’un sert muhalefetine karşın İmparator Leon’la evlenmiştir. Rum Kilisesi dul bir erkeğin genellikle yalnızca bir kez yeniden evlenmesine izin veriyordu; Oysa Leon’un bu dördüncü evliliği idi. Ancak Konstantinos, VI.Leon’un tek erkek çocuğu olduğu için meşruluğu onaylandı ve 911’de tahta ortak ilan edildi.
912’de babasının ölmesi üzerine taht amcası Aleksandros’a geçti. Ertesi yıl onun da ölmesi üzerine yedi yaşındaki Konstantinos geçti. Naipliğe getirilen Patrik Nkolaos. Bizans ordularını ağır bir yenilgiye uğrattıktan sonra Bizans tahtına göz diken Bulgar çarı Simeon’u yatıştırmak amacıyla Konstantinos’u çarın kızı ile evlendirmeye söz verdi. Ama Bizans’ın Bulgarlara satılması olarak yorumlanan bu plan saray darbesi ile bozuldu. Bulgar saldırılarına karşı Konstantinopolis’in savunulması ve diplomatik görüşmeler sonucunda Simeon’un sadece Bulgar çarı unvanı ile yetinmesi sağlandı. Bu olayda payı olan donanma komutanı Romanos Lekapenos 919’da kızını Konstanrinos’la evlenmesini, 920’de de Konstantinos’un kendisini ortak imparator ilan etmesini sağladı. Konstantinos, sonraki yıllarda yetkilerini Lekapenos ve oğullarına kaptırdı.
Romanos Lekapenos, Konstantinos’un naibesi de olan annesini manastıra kapattıktan sonra savaş ve yönetim işlerini üstlendi. Okuma ve yazmaya meraklı olan Konstantinos tek başına hüküm sürmeye başladığı 40 yaşına değin tüm zamanını araştırmalara ayırdı.İlk kitabı olduğu sanılan Peri Thematon (Themalar Üzerine) imparatorluğun yerel yönetim kökeni ve gelişimi üzerine eski kaynakların bir çeşit derlemesi idi. Oi meta Theophanen adlı anonim vakayinameye, büyükbabası ve hanedanın kurucusu I.Basileios’un yaşam öyküsü olan Historike Diegesis Tou Biou Basileio’yu ekleyerek onu yüceltti. En önemli yapıtı ise Peri Basileiou Takseos (İmparatorluğun Yönetimi Üzerine) adlı dış politika kitabıdır ve Türk, Slav halkları ile ilgili bilgi hazinesi niteliğindedir.
Konstantinos, Latincede De Ceremoniis aulae Byzantinae adıyla bilinen Ekthesistes basileiou Takseos (İmparatorluk Törenleri Üzerine) adlı kapsamlı yapıtında imparatoru devletin ruhani simgesi durumuna getiren ve görkemiyle yabancıları etkilemeyi amaçlayan tören ve gösterileri ayrıntılı biçimde aktardı. Ansiklopedik genişlikte yapıtların da hazırlanmasında öncülük eden Konstantinos, Konstantinopolis’teki “üniversite” için saraya davet ettiği öğretmen ve öğrenciler. Çeşitli devlet görevlerine getirdi. Ayrıca güzel sanatlar ve el sanatları ile de ilgilendi. Bu arada Romanos Lekapenos’un oğulları iktidara sahip çıkma gayesi ile babalarına karşı harekete geçtiler. Temizlik hareketinin Konstantinos’u da hedef almasından korkarak ayaklanan Konstantinopolis halkı, imparatorlarını sarayın penceresinden gördükten sonra yatıştılar. Bu bağlılık gösterisinden cesaretlenen Konstantinos,945’te Romanos’un oğullarını sürgüne gönderdi ve yaşamının sonuna değin (959) tek başına hüküm sürdü.
Hemen tümüyle tarih araştırmalarıyla uğraşan Konstantinos’un hükümdarlığı döneminde imparatorluğun ulaştığı refah düzeyine katkısının pek olmadığı kabul edilmektedir.
Romanos I Lekapenos
(872-948)
920-944 arasında tahtı damadı VII.Konstantinos’la paylaşan ve gerçek iktidarı elinde tutan Bizans imparatoru.
Tuna’daki Bizans donanmasının komutanı olan Romanos, ordunun Akheloos’da yenilgiye uğradığını öğrenince (917) Konstantinopolis’e (İstanbul) gitti. Kızı Helena’nın Konstantinos ile evlenmesinden hemen sonra tahtı damadıyla paylaşmak üzere taç giydi. Öz oğulları Stephanos ve Konstantinos 944’te onu tahttan indirerek bir manastıra çekilmeye zorladılar.
Romanos II.
(939-963)
959-963 arasında Bizans imparatoru.
VII.Konstantinos Porphyrogennetos’un oğlu.devlet işlerini hadım İosephos Bringas’a, askeri işleri ise Nikephoros Phokas’a bıraktı. Romanos’un ölümünden sonra dul karısı Theophano’nun yardımıyla Nikephoros imparator oldu.
Nikephoros II. Phokas
(912, Kappadokia-Aralık 969, Konstantinopolis)
963-969 arasında Bizans imparatoru. Müslüman Araplara karşı elde ettiği askeri başarılar 10.yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun yeniden güçlenmesini sağlamıştır.
Anadolu’da İmparatorluğun sınır bölgelerini savunan komutanlardan Bardas Phokas’ın oğlu. Genç yaşta askerliği benimsedi. Hamdanilere karşı savaşta kendini gösterdi. 954-955’de İmparator VII.Konstantinos Porphyrogennetos, yaşlı Bardas’ın yerine Nikheporos’u Doğu’daki orduların başkomutanlığına getirdi. Nekephoros ilk iş olarak orduyu yeniden örgütledi. İmparator II.Romanos, Nikheporos’u 826’dan beri Arapların denetiminde bulunan Girit’in kurtarılması için sürdürülen seferlerin komutanlığına getirdi. Nikephoros, 7 Mart 961’de Menet’i (Iraklion; Venedikliler döneminde Kandiye) alarak adayı ele geçirdi. Aynaroz (Athos) dağındaki Yunan manastırının kurucusu ve Nikheporos’un kılavuzu Athanasios ile başka keşişlerin desteği ile Girit’te Hıristiyanlığın yeniden yerleşmesini sağladı.
Nikheporos 962’da Kilikya ve Suriye Araplarına saldırarak kaleyi ele geçirdi. II.Romanos’un 15 Mart 963’te ölmü başkentteki durumu değiştirdi. İmparatorun vasiyeti uyarınca hadım Iosephos Bringas devlet işlerinin yönetimine, 20 yaşındaki imparatoriçe Theophano ise altı yaşındaki Basileos ile üç yaşındaki Konstantinos’un naipliğine getirildi.
Bringas’ın yönetiminden memnun olmayan imparatoriçe Theophano, Nikephoros’u imparator yapmak amacıyla Başmabeyinci Basileos aracılığıyla Konstantinopolis halkını Bringas’a karşı ayaklandırdı. Nikephoros’un komutanı İoannes Tzimiskes’in aracılığla, 3 Temmuz 963’te Kaisareia’da (Kayseri) Nikephoros’u imparator ilan ettirdi.
Nikephoros 16 Ağustos 963’te Patrik Polyeuktos’un elinden Ayasofya’da taç giydi. 20 Eylülde Theophano ile evlendi. İmparator olduktan sonra Kilikya ve Kıbrıs’la (965) Suriye’nin bir bölümünü (968) ele geçirdi.
Askeri başarılarına karşın Nikepheros sevilen bir imparator olamadı, bunun sonucu olarak da içine kapandı. Kişisel güvenliği için yaptırdığı Bukoleon Sarayı’na çekildi. Ancak 969’da 10 aralık’ı 11 Aralık’a bağlayan gece Tzimiskes ile Theophano’nun planladığı suikast sonucu öldürüldü ve Tzimiskes tahta çıktı.
Nikephoros’un iç politikada başarısızlıklarına karşın onun yönetiminde Bizans İmparatorluğu en parlak dönemlerinden birini yaşadı. İmparatorluğun sınırlarını Fırat’ın ötesine, Suriye’ye kadar genişletirken imparatorluğun diğer sınırları ile de ilgilendi. Bulgar tehdidine karşı koymak için Rusların Tuna bölgesine müdahalesini destekledi. Ancak bu politika Onun ölümünden sonra Bizans için bir tehlike oluşturdu.
Ioannes I. Tzimiskes
(925- 10 Ocak 976 Konstantinopolis)
969-976 yılları arasında Bianz imparatoru.
Soylu bir Ermeni ailesinden gelen İoannes, sonradan II.Nikephoros Phokas unvanıyla imparator olan Nikophoros’un anne tarafından yakını idi. İmparatorluk ordusunda Nikophoros ile birlikte Kilikya ve Suriye’de Araplara karşı savaştı. Nikophoros’un tahta çıkmasındaki katkısından dolayı, Doğudaki Bizans kuvvetlerinin başkomutanlığına getirildi.
Metresi olan Nikophoros’un karısı Theophano’ya birlikte suikast düzenledi, Nikophoros’u öldürdü.
I.İoannes, diplomasi alanındaki becerisi ile askeri gücü birleştirerek imparatorluğu güçlendirdi. Ülke içindeki iktidara yönelik tehditleri ortadan kaldırmak amacı ile 970’te tahtın meşru varisi VII.Konstantinos Porphyrogennetos’un kız kardeşi Theodora ile evlendi.
Balkanlar ve Suriye’yi egemenliği altına alarak imparatorluk düzeni sağladı.
974-975’te Antiokheia (Antakya), Damaskos (Şam) ve Suriye’deki diğer kentleri ele geçirdi ve Antiokheia çevresindeki Fatımi etkinliğini kırdı. Kudüs’ü de geri almayı planlayan İoannes’in tifodan öldüğü sanılmaktadır.
Basileios II.
(957/958- 15 Aralık 1025)
Lakabı Basileios Bulgaroktonos (Yunancada Bulgar Celladı Basileios) olan Basileios II, 976-1025 yılları arasında hüküm sürmüş Bizans imparatorudur.
İmparatorluğun sınırlarını Balkanlar’da, özellikle Bulgaristan’da, ayrıca mezopotamya, Gürcistan ve Doğu Anadolu içlerinde genişletmiş, elinde büyük topraklar bulunduran kiliseye ve askeri aristokrasiye karşı çıkarak içte de güçlü bir iktidar kurmuştur.
II.Romanos ile Theophano’nun oğlu. Kardeşi Konstantinos ile tahtı paylaşmak üzere 960’ta taç giydi, ancak yaşları küçük olduğundan hep geri planda kaldılar. 963’te babasının ölümünden sonra imparatorluk, önce üvey babaları II.Nikephoros Phokas, daha sonra da I.İoannes Tzimiskes tarafından yönetildi. İoannes’in ölümünden sonra (976) II.Basileios’un amcası ve bir hadım olan Basileios (Mabeyinci) denetimi ele geçirdi.
II.Basileios, imparatorluk otoritesini içte ve dışta genişletti. Başlıca dış çatışma alanları, doğu cephesinde Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Gürcistan, batıda Balkanlar ve Güney İtalya idi. Mısır’daki Fatımi hanedanının Suriye’deki kargaşalıklarını bastırdı, Bizans’ın üstünlüğünü korudu, Antiokheia’yı (Antakya) kurtarmak için Konstantinopolis’ten hareketle Anadolu’dan güneye inen seferler düzenledi. Gerek diplomasi gerekse savaş yolu ile Gürcistan’dan toprak kazandı. Ancak en çok, Samuel yönetiminde yeniden güçlenen Bulgar Krallığı’na karşı düzenlediği ve zaferle ün kazandı. Kuzey ve Orta Bulgaristan’ı ele geçirerek, Samuel’in başkenti Okhrida’ya ilerledi ve burada kendisine “Bulgar Celladı” lakabını kazandıran ikinci zaferini elde etti. Zaferden sonra, ordusunun Samuel’e geri dönebilmesi için, her yüz kişiden birinin tek gözü hariç bütün Bulgar askerlerinin gözlerini oydurttu. Bu dehşet karşısında şok geçiren Samuel öldü. Bulgar Krallığı da böylece Bizans İmparatorluğu’na katılmış oldu.
II.Basileios’un askeri ve diplomatik alanlarda gösterdiği acımasızlık ve inat iç işlerinde de geçerli idi. Hazineye vergi ödeyen ve devlete askerlik yükümlülüğü olan küçük çiftçiler imparatorluk koruması altına alındılar. Büyük toprak sahipleri çok sıkı bir denetim ve baskı altında tutuldu, geniş toprak mülklerine el kondu. Böylece II.Basileios, masraflı savaşlarına karşılık, bir bölümü yeraltındaki özel bölmelerde saklanan dolu bir hazine bıraktı. 989 depreminde Ayasofya'nın büyük bir bölümü ve kubbesi yıkılmıştı. Altı yıl süren bir çalışmadan sonra Tridat isimli bir mimara Ayasofya'yı yeniden onartarak ibadete açtı.
Konstantinos VIII.
(960- 11 Kasım 1028)
976-1025 arasında kardeşi II.Basileios’la birlikte, 1025-1028 arasında da tek başına hüküm süren Bizans imparatoru.
Zevk düşkünü bir hükümdar olan Konstantinos, yönetimin başkalarının eline geçmesine seyirci kaldı. Erkek varisi olmadığı için ölüm döşeğinde ikinci kızı Zoe’nin tahta çıkmasına ve Konstantinopolis (İstanbul) eparkhos’u III.Romanos Argyros ile evlenmesine karar verdi.
Romanos III. Argyros
(968-11 Nisan 1034)
1028-1034 arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
Ölüm döşeğindeki İmparator VIII.Konstantinos, Konstantinopolis (İstanbul) eparkhos’u olan Romanos’un kızı Zoe ile evlendirildi. Konstantinos’un ardılı olarak tahta çıkan Romanos girişimlerinde genellikle başarısız oldu. Vergi yükünü hafifletmek için gösterdiği çabalarla devletin gelir düzenini bozdu. 1030’da doğu sınırındaki Müslümanların saldırılarına misilleme amacıyla büyük bir orduyla Halep’e saldırmaya karar verdi, ama Azaz’da yenilgiye uğradı. Karısı tarafından zehirlenerek öldürüldüğü sanılmaktadır.
Mikhail IV
(?- 10 Aralık 1041, Konstantinopolis)
lakabı Paphlagonia’lı Mikhail olan IV.Mikhail, 1034-1041 yılları arasında Bizans imparatoru olarak hüküm sürmüştür.
Soylu kökenli olmayan Mikhail IV, nüfusu ve yetenekli bir haremağası olan kardeşi Ioannes Orphanotrophos tarafından saraya getirildi. Mikhail’e aşık olan imparatoriçe Zoe, kocası III.Romanos’un ölümünden sonra (Nisan 1034) onunla evlendi.
Fatımilerle imzalanan 30 yıllık barış antlaşmasıyla (1037) her iki taraf birbirlerinin düşmanları ile ittifaka girmemeyi kabul etti. Bizans İmparatoruna, giderlerini üstlenerek Kudüs’teki Kutsal Kabir Kilisesi’ni onarma izni verildi. İmparator bir olasılıkla Kudüs patriğini atama yetkisini de elde etti. Buna karşılık beş bin Müslüman tutsağı serbest bıraktı. Sicilya’ya yapılan seferlerle Messina (1037) ve Siracusa (1040) bir süre denetim altına alındı. Mikhail, Bulgar eyaletlerinde çıkan bir ayaklanmayı da bastırdı.
Mikhail V. Kalaphates
(?- 1042’den sonra)
1041-1042 yıllarında hüküm süren Bizans imparatoru.
Amcası IV.Mikhail’in yaşlı karısı İmparatoriçe Zoe, Mikhail Kalaphates’i evlat edinmişti. V.Mikhail, tahta çıktıktan (10 Aralık 1041) birkaç hafta sonra Zoe’yi manastıra kapatması üzerine patlak veren ayaklanmayı durdurabilmek için imparatoriçeyi hemen geri çağırdı. Ancak, karşıtları tarafından tahttan indirildi, kör edilerek bir manastıra gönderildi.
Theodora
(981, Konstantinopolis- Eylül 1056, Konstantinopolis)
Bizans imparatoriçesi. 1042’de kız kardeşi Zoe ile birlikte 1055-1056 yıllarında ise tek başına hüküm sürdü.
İmparator VIII.Konstantinos’un kızı. Tahtın varisi olarak görülen Romanos’un evlenme teklifini kabul etmeyince, Romanos Theodora’nın kız kardeşi Zoe ile evlendi (1028). Theodora bu olaydan sonra köşesine çekildi. Ancak kendisini kıskanan Zoe, yönetime karşı bir komplo hazırlamakla suçlayarak onu bir manastıra kapattırdı. 1042’deki bir ayaklanma sonucu V.Mikhail tahttan uzaklaştırılınca Theodora kız kardeşi ile birlikte tahta çıktı. Ama iki ay sonra yerini Zoe’nin yeni kocası IX.Konstantinos’a bırakmak zorunda kaldı. 1055’te Konstantinos’un ölümü üzerine 70 yaşında olmasına karşın, bazı çevrelerin Nikephoros Bryennios’u tahta geçirme girişimine karşı koydu ve imparatoriçe oldu. Yönetimi sırasında soyluları denetim altına aldı ve yolsuzlukları engellemeyi başardı.
Zoe
(978, Konstantinopolis- 1050, Konstantinopolis)
Bizans imparatoriçesi.
İmparator VIII.Konstantinos’un kızı. 1028’de tahtın varisi III.Romanos Argyros’la evlendi. Aynı yıl kocasının tahta çıkması ile imparatoriçe oldu. Kendini beğenmiş ve kıskanç kişiliği nedeniyle kız kardeşi Theodora’yı manastıra kapattırdı. Kocası tarafından ihmal edildiği için, Paflagonyalı genç saray görevlilerinden Mikail’e aşık oldu. Bazı kaynaklara göre gizlice zehirlediği kocasının ölümünden sonra (1034) devlet yönetimini ele geçirdi. Mikail ile evlenerek IV.Mikhail adı ile imparator olmasını sağladı. İkinci kocasının da ölümüyle (1041) başa geçen V.Mikail Kalaphates Nisan 1042’de Bizanslı isyancılar tarafından tahttan indirildi ve gözleri kör edilerek bir manastıra kapatıldı. Zoe ile Theodora 1042 Paskalya Yortusu’nda birlikte imparatoriçe ilan edildiler. Ama iki kız kardeş birbirine düştü. Zoe durumunu sağlama almak için IX.Konstantinos Monomakhos’la evlendi ve ölene değin tahtı onunla paylaştı.
Konstantinos IX. Monomakhos
(980-11 Ocak 1055)
1042-1055 arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
Makedonya hanedanından İmparatoriçe Zoe’nin üçüncü kocası olarak tahta çıktı. Lükse ve görkemli binalara büyük paralar harcayan Konstantinos, Bizans sikkesinin (nomisma) altın içeriğini önemli ölçüde düşürdü. Bunun üzerine ülke içinde ve dışında ayaklanmalar çıktı. Normanlar da İtalya’nın güneyindeki Bizans topraklarını istila etti. Peçenekler Tuna’yı geçerek Trakya ve Makedonya’ya saldırdı. Konstantinos’un hükümdarlığı döneminde Bizans topraklarına katılan Ani, Selçukluların saldırılarına uğradı.
Konstantinos, Normanlara karşı papalıkla ittifak girişiminde bulunduysa da Batı ve Doğu kiliseleri arasındaki ilişkiler gitgide bozuldu. 1054’te papalık elçilerinin ziyareti iki kilisenin kesin olarak birbirinden kopmasıyla sonuçlandı. Devlet yönetiminde başarı gösteremeyen Konstantinos’un himayesinde Konstantinopolis’teki “üniversite” yeniden düzenlendi, bilim ve edebiyat etkinlikleri genişledi.
IX.Konstantinos’un İsa’ya keseyle altın sunuşunu tasvir eden mozaik panosu bugün Ayasofya Müzesi’nin üst galerisinde bulunmaktadır.
Mikhail VI.
(?-?)
1056-1057 yılılları arasında hüküm sürmüş Bizans imparatoru.
Makedonya hanedanından son Bizans hükümdarı olan İmparatoriçe Theodora yaşlı bir memur olan Mikhail’i kendisine ardıl seçti. Theodora’nın ölümünden sonra (21 Ağustos 1056) Mikhail imparator oldu. Mikhail’in politikalarından memnun olmayan Anadolu’daki Bizans komutanları 8 Haziran 1057’de İsaakios Komnenos’u imparator ilan ettiler. Konstantinopolis üzerine yürüyen Komnenos, 20 Ağustos’ta Mikhail’i yenilgiye uğrattı ve tahttan çekilmesini sağladı.
İsaakios I. Komnenos
(1005-1061 Konstantinopolis)
Bizans İmparatoru II.Basileios’un komutanlarından Manuel Komnenos’un oğlu. Kardeşi İoannes ile birlikte imparatorun gözetiminde yetiştirilip, önemli yönetim görevlerine getirildi. Basileios’tan sonra hüküm süren imparatorların döneminde ordunun güvenini kazandı ve 1057’de İmparator VI.Mikail’i tahttan indirdi. Aynı yılın Haziran ayında Anadolu’daki Paphlagonia’da İsaakios’u imparator ilan ettikten sonra Konstantinopolis üzerine yürüyerek Nikaia’yı (İznik) alan ayaklanmacılar, Mikhail’in güçlerini Petroe’de yenigiye uğrattılar. Mikhail VI., 31 Ağustos’ts tahttan çekildi ve ertesi gün İsaakios imparator ilan edildi.
İsaakios, ülke ekonomisinde istikrarı sağlamış ve imparatorluğun savunma sistemini güçlendirmiştir.
İsaakios, 1059’da Macarlara karşı askeri bir sefere çıktı. Aynı yılın yaz aylarında kuzey sınırlarına saldırılar düzenleyen Peçeneklerle savaştı. Kasım 1059’da hastalanan İsaakios tahttan çekildi (25 Aralık 1059) ve X.Konstantinos Dukas’ı tahtın varisi ilan etti. Daha sonra iyileşmesine rağmen tahta çıkmadı bir manastıra yerleşerek son iki yılını keşiş olarak geçirdi.
Manastır işlerinden arta kalan zamanını ise edebiyatla uğraşarak geçirdi.
Konstantinos X. Dukas
(?- Mayıs 1067)
1059-1067 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
I.İsaakios Komnenos’un ardından Konstantinos’un tahta çıkması sivil aristokrasinin zaferi sayıldı. Ancak yeteneksizliği yüzünden düş kırıklığı yarattı. Selçuklu sultanı Alparslan’ın Bizans’ın doğu eyaletlerine doğru yayılıp Ani’yi istila ettiği (1064-1065) ve Kaisareia’ya (1067) saldırdığı bir dönemde Konstantinos asker sayısını azalttı ve sınır savunmasını zayıflattı. 1064’te Macarlar Belgrad’ı işgal etti. Tuna’yı geçip Balkan eyaletlerine saldıran Peçenekler ve Kumanlar (Kıpçaklar) Yunanistan’a girdiler. Normanlar da İtalya’da Bizans’a ait son toprakları ele geçirdiler.
Romanos IV. Diogenes
(?-1072)
1068-1072 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
Kapadokya askeri aristokrasisinden gelen Romanos 1068’de İmparator X.Konstantinos Dukas’ın dul karısı Eudokia Makrembolitissa’yla evlendi.
Selçuklulara karşı askeri seferlere komuta etti, ancak Malazgirt Savaşı’nda (1071) yenilerek tutsak düştü. Serbest bırakıldığında X.Konstantinos’un oğlu VII.Mikhail Dukas ülkenin tek hükümdarı olarak tahta çıkmıştı. Kör edilerek Marmara Denizi’ndeki Prota (Proti) Adasına (Kınalıada) sürülen Romanos orada öldü.
Mikhail VII. Dukas (Mikhail Parapinakes)
(1059, Konstantinopolis-1078, Ephesos)
1071-1078 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
X.Konstantinos Dukas’ın oğlu. Babası öldüğünde (21 Mayıs 1067) yaşı küçük olduğundan annesi naipliğini üstlendi. Askeri ve siyasal durumun kötüleşmesi üzerine annesi komutan Romanos Diogenes ile evlendi. Romanos Diogenes Ocak 1068’de IV.Romanos adıyla ortak imparator olarak taç giydi. Romanos’un 1071’de Malazgirt’te Selçuklulara yenilmesi üzerine Mikhail tek imparator ilan edildi.
Norman paralı asker Roussel de Bailleul ayaklanarak Küçük Asya’da ayrı bir kırallık kurma girişiminde bulununca Bizans, Selçuklulardan yardım istedi. Böylece Selçukluların Anadolu’yu ele geçirmeleri kolaylaşmış oldu.
Bu arada tahılda devlet tekeli oluşturmak isteyen Başmabeyinci Nikopheritzes’in politikası büyük toprak sahiplerini öfkelendirdi, fiyatların artması üzerine halk huzursuzluk çıkardı. Konstantinopolis’te ayaklanma baş gösterdiğinde Nikephoros Bryennios ile Nikephoros Botaniates isimli iki komutan taht üzerinde hak iddia ederek başkente yürüdü. Mikhail tahttan çekildi (31 Mart 1078) ve bir manastıra kapandı.
Nikephoros III. Botaneiates
(?-?)
1078-1081 yılları arasında hüküm sürmüş Bizans imparatoru.
Anadolu’daki askeri aristokrasiden gelen ve güçlü Phokas ailesi ile kan bağı olan III.Nikephoros, Anatolikon Theması’nın komutanı oldu. VII.Mikhail Dukas’ın yönetimine karşı gelişen hoşnutsuzluk Konstantinopolis’te ayaklanmaya yol açınca, Nikephoros buradaki yandaşlarınca imparator ilan edildi (7 Ocak 1078). Selçuklu hükümdarı Süleyman Şah’ın desteğini alan Nikephoros, Nikaia (İznik) birliklerince imparator olarak karşılandı ve üç ay sonra da Konstantinopolis’e girdi.
III.Nikephoros, taht üzerinde hak iddia eden Arnavutluk’taki Bizans komutanı Nikephoros Bryennios’u, ardından da Bryennios’un yerine geçtikten sonra aynı iddiayı sürdüren Nikephoros Basilakios’u yendi.
Karısının ölümünden sonra tahttan indirildi, ancak henüz sağ olan VII.Mikhail’in karısı Maria ile evlendi. Anadolu’da görev yapan Nikephoros Melissenos 1080’de Selçukluların desteğine başvurarak tahtı ele geçirmeye çalıştı.
Hükümdar olarak imparatorluğun parçalanmasını önleyemediği gibi kendi konumunu da koruyamayan III.Nikephoros, 4 Nisan 1081’de tahttan ayrılarak Konstantinopolis’teki Peribleptos Manastırı’na (bugün Sulu Manastır olarak bilinen Ermeni Surp Kevork Kilisesi) çekildi.
Aleksios I. Komnenos
(1048, Konstantinopolis-15 Ağustos 1118)
1081-1118 yılları arasında (I.haçlı Seferi sırasında) hüküm sürmüş Bizans imparatoru.
İoannes Komnenos’un üçüncü oğlu ve İmparator I.İsaakios’un yeğeni olan Aleksios, toprak sahibi soylu bir Bizans ailesindendi.
Doğu ve Orta Anadolu’daki Bizans eyaletlerine saldırılar düzenleyen Türkler’e karşı etkin savunma önlemleri almayı, imparator olmadan önce istiyordu. İmparator IV.Romanos, VII.Mikhail ve III.Nikephoros’un hükümdarlıkları sırasında askeri yönden başarılı hizmetler verdi. Sonunda Dukas’ların desteği ile III.Nikephoros’u devirerek Bizans tahtına oturdu. Kısa süre hüküm süren imparatorlardan sonra askeri becerisi ve siyasal yeteneği ile durumu düzeltti. Batı Yunanistan’ı işgal eden Normanlar’ı geriye püskürttü (1080-1082). Ne var ki bu zafer Venedik Donanmasının desteği ile kazanılmıştı. Aleksios sürekli Tuna’yı aşıp akınlar düzenleyen göçebe Peçenekleri 1091’de yendi. Anadolu Selçuklularının sürekli ilerleyişini önledi. Selçuklu sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve oğlu I.Kılıçarslan’la anlaşma yaptı.
Merkezi otoriteyi güçlendirmesi ve yönetim politikası ile Bizans’ın Anadolu’da ve Doğu Akdeniz’de gücünü arttırdı. Askeri veya diğer alanlardaki hizmetlerine karşılık toprak sahiplerine mali ayrıcalıklar tanıdı. Ancak bu durum daha sonraki imparatorların otoritesini zayıflatmaya ve gelirlerinin azalmasına yol açtı.
Ortodoks inancından sapan mezhepleri sindirerek Doğu Kilisesi’nin koruyuculuğunu üstlendi. Mali sorunlarla karşılaşınca da kilise mallarına el koymaktan kaçınmadı.
Anadolu’da Bizans otoritesini yeniden kurmaya çalıştı ve bu durum Müslüman devletlerle olan ilişkilerinin bozulmasına neden oldu. Bununla beraber Güney Doğu Toroslar’dan daha aşağıya inerek Adana, Tarsus dolaylarındaki verimli kıyı ovalarının çoğunu ele geçirdi, Suriye kıyıları boyunca Güney’e doğru ilerledi. Batı’da ise Norman saldırıları sürüyordu. Bunları geri püskürttü ise de İmparatorluğun hem Batı hem de Doğu sınırlarında bir düşman çemberinin oluşmasını önleyemedi.
I.Aleksios’un bir resmi Vatikan Kütüphanesi’ndeki bir Yunan elyazmasında bulunmaktadır.
İoannes II Komnenos
(1088- 8 Nisan 1143)
1118-1143 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
İmparator I.Aleksios Komnenos ile Eirene Dukas’ın oğlu. Hükümdarlık döneminin büyük bölümünde askerlerinin başında bulundu. İmparatorluk topraklarında Venediklilere tanınmıi ticari ayrıcalıklara son verdi, böylece Bizans maliyesini güçlendirmeye çalıştı. Ancak, 1126’da uğradığı bir yenilginin ardından bu ayrıcalıkları yeniden tanımak zorunda kaldı. 1120 yılları boyunca Peçenek, Macar ve Sırp saldırılarına karşı koydu. 1130’da Sicilya’nın Norman kralı II.Ruggiero’ya karşı Germen imparatoru II. Lothar ile ittifak yaptı.
1135’te melitene’deki (Malatya) Danişmendli Beyliği’ni yenilgiye uğrattı. İki yıl sonra Kilikya’nın tamamını fethetti ve Antiokheia (Antakya) hükümdarı Poitiers’li Raymond’u Bizans’ın vasalı olmaya zorladı.
II.İoannes ile Raymond Suriye’deki Selçuklu atabeglerine karşı birleşse de başarılı olamadılar. II.İoannes Antiokheia’yı ele geçirmek üzere 1143’te Suriye’den döndü. Dördüncü oğlu Manuel’i tahtın varisi ilan ettikten sonra bir av kazasında yaralandı ve öldü.
Manuel I. Komnones
(1122- 24 Eylül 1180)
1143-1180 arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
II.İoannes Komnenos ile Macar prensesi Eirene’nin oğlu. Hükümdarlığının ilk yıllarında Batı’yla ilişkilerini düzenlemeye çalışan Manuel, bu arada gittikçe büyüyen Selçuklu tehdidini görmezlikten geldi. Sicilya ve Antiokheia’daki (Antakya) Norman rakiplerine karşı Batılılarla ittifaklarını yeniledi. II.Haçlı Seferi sırasında Sicilya kralı II.Ruggiero’ya karşı Yunanistan’daki topraklarını savunduysa da Ruggiero’nun donanması 1147’de Korfu’yu ele geçirdi. Venediklilerin yardımı ile, iki yıl sonra ada geri alındı.
Manuel 1148’de karısının eniştesi Kutsal Roma-Germen İmparatoru III.Konrad’la ittifakını pekiştirdi. Konrad ölünce (1152), onun ardılı I.Friedrich’le (Barbarossa) anlaşma girişimlerinde başarılı olamadı. 1154’te II.Ruggiero ölünce, Ancona’ya saldırması için bir donanma gönderdi (1155) ve Apulia (Auglia) bölgesinin büyük bölümünü ele geçirdi. 1156’da Brindisi’de birleşik Germen, Venedik ve Norman kuvvetleri karşısında yenilgiye uğradı. Bu yenigi İtalya’daki Bizans etkisinin son bulmasına yol açtı.
Manuel bundan sonra, I.Haçlı Seferi’nin ardından kurulan Haçlı devletleri üzerinde egemenlik iddiasında bulundu. 1158’de Kilikya’ya sefer düzenledi ve kaybedilen toprakları yeniden ele geçirdi. Antiokheia prensi Châtîllonlu Renaud ile Kudüs kralı III.Baudouin’i Bizans egemenliğini tanımak zorunda bıraktı (1159).
Manuel, Sırp ve Macar ilişkilerinde de başarılı oldu. 1167’de Dalmaçya, Hırvatistan ve Bosna imparatorluğa katıldı. Macaristan’ın hanedan mücadelelerine müdahale ederek kendi adayı Bé’nın 1173’te kral seçtirdi.
Bizans’ın Venedik’le ilişkisi 1171’den sonra uzun bir süre kopuk kaldı. Manuel’in başka yerlerdeki etkinlikleri, Selçukluların elindeki Doğu’ya gerekli dikkati göstermemesine yol açtı. 1145, 1146 ve 1160’da Konya’daki Anadolu Selçuklu sultanına karşı seferler düzenledi ancak, sonuç alamadı. 1176’da Selçuklulara karşı büyük bir saldırı düzenledi. Myriokephalon Savaşı’nda aldığı yenilgi, Bizans İmparatorluğu’nun çöküşüne doğru bir adım oldu.
Aleksios II. Komnenos
(1169- Kasım 1183, Konstantinopolis)
1180-1183 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru.
Aleksios, I.Manuel Komnenos ile Antiokheia prensi Raimond’un kızı olan Maria’nın oğlu idi. 24 Eylül 1180’de babasının ölümü üzerine 11 yaşında annesinin naipliğ altında tahta çıktı. Annesi naipliği, kocası Manuelin yeğeni olan Aleksios’a devretti. Maria, Latin kökenli olduğu için geniş bir muhalefetle karşı karşıya idi. Ama II.Aleksios’un kız kardeşi Maria ile onun kocası Montferrato’lu Renier’in de aralarında bulunduğu karşıtları naibi deviremediler. Manuel’in kuzeni I.Andronikos Komnenos tahttan indirdi. Başkentte Latinlere karşı ayaklanmalar başladığında Andronikos Anadolu’ya geçerek Khalkedon’a (Kadıköy) ulaştı (1182). Naip Aleksios yakalanarak gözleri oyuldu. Andronikos başkente II.Aleksios’un naibi sıfatı ile girdi, imparatoriçe Maria olmak üzere kendisine karşı olan herkesi öldürttü. Aleksios annesinin idam hükmünü imzalamak zorunda kalmıştı. Eylül 1183’te taç giyerek tahta ortak olan Andronikos, daha sonra II.Aleksios’u da boğdurdu.
Andronikos I. Komnenos
(1118, Konstantinopolis-12 Ağustos 1185, Konstantinopolis)
1183-1185 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru. I.Manuel Komnenos’un kuzeni olan Andronikos, Manuelin ölümünden sonra, küçük yaştaki İmparator II.Aleksios’u korumak bahanesi ile 1182 baharında bir ordu ile Konstantinopolis’e girdi ve iktidarı ele geçirdi. Çoğunluğunu Venedik ve Cenevizlilerin oluşturduğu Batılıları kentte topluca öldürttü. Ardından İmparatoriçe Maria’yı da öldürttü. Eylül 1183’te Aleksios’la birlikte hüküm sürmek üzere taç giydi. İki ay sonra Aleksios’u boğdurttu.Aleksios’un 13 yaşındaki dul karısı ile evlenerek durumunu sağlamlaştırdı.
Başkenti kan gölüne çevirmesine karşılık, siyasal sistemde giriştiği reformlar, mevki ve makam satışını yasaklaması, rüşvet alan görevlileri cezalandırması ve ayrıcalıkları ile imparatorluğun birliğini zayıflatan büyük feodal soylular ile toprak sahiplerinin gücünü kırması, taşradaki yaşam koşullarını iyileştirme yönünde iyi sonuçlar verdi. I.Manuel’in Batı yanlısı siyasetine karşı çıkarak, Doğu Kilisesi’nin bağımsızlığını vurguladı. Böylece, Batı Hıristiyanlarının düşmanlığını pekiştirdi. Aynı yıl Macar kralı III.Béla, Batı yanlısı olan dul imparatoriçenin intikamını almak gerekçesi ile imparatorluk topraklarına girerek birçok kenti yağmaladı. II.Guglielmo komutasındaki Sicilya Normanları Ağustos 1185’te, Yunanistan üzerine yürüyerek imparatorluğun ikinci önemli kenti Selanik’i ele geçirdiler. Normanların yaklaşmakta olduğu haberi başkentte ayaklanmaya neden oldu. II.İsaakios (Angelos) imparator ilan edildikten sonra Andronikos isyancılar tarafından öldürüldü.
İsaakios II. Angelos
(1135-Şubat1204)
1185-1195 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatoru. Kuzeni İmparator I.Andronikos Komnenos’u tahttan indirerek öldüren isyancılar tarafından imparator ilan edildi. İmparatorluk döneminin il başarısı, general Aleksios Branas’ın, Selanik’i ele geçiren Normanlara karşı Dimitrika yakınında kazandığı zafer oldu (Kasım 1185). Bu zaferin ardından Normanlar, Kefalonya ve Zakynthos (Zakinthos) adaları dışında kalan Yunan topraklarından çıkarıldı. İsaakios 1185’te kendini Kıbrıs’ta hükümdar ilan İsaakios Komnenos’un elinden adayı alamadı. Aynı yılın sonunda ayaklanan Bulgarlara ve Eflaklara karşı giriştiği seferlerde de (1186-1187) başarılı olamadı. 1187’de Bulgaristan’ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı.
1189’da Bizans topraklarından geçen Kutsal Roma-Germen imparatoru I.Friedrich komutasındaki III.haçlı birliklerinin oluşturduğu tehditle karşı karşıya kaldı. Önce Salaheddin Eyyubi’yle bir anlaşma yaptı, ancak kısa bir süre sonra I.Friedrich’e yardım etmek zorunda kaldı ve onunla Şubat 1190’da Adrianapolis’te (Edirne) bir anlaşma imzaladı. Ve I.Friedrich’in komutasındaki kuvvetler Çanakkale Boğazından Anadol