İhsan Şükrü AKSEL (1899-1987)
Osmanlı İttihad Mektebi’ni bitirdikten sonra Tıp Fakültesi’ne girdi.Son sınıf öğrencisiyken (1918) sınavla, o sıralarda Toptaşı’nda bulunan İstanbul Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi’nde (günümüzde Bakırköy Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi), hastanenin sertabibi Mazhar Osman’ın yanına stajyer olarak girdi. Mezuniyetinin (1919) ertesi yılında ayni hastaneye asistan tayin edildi.
Başasistanken uzmanlık eğitimi için Almanya’ya gitti (1922).
Münih’te Kraepelin’in kurduğu Deutsche Forschungsanstalt für Psychiatrie’nin patolojik anatomi bölümünde ünlü Spielmeyer’in yanında ve Hamburg Üniversitesi nöro-patoloji kliniği laboratuvarında Prof. Yakob’un yanında bir yıl çalıştıktan sonra uzman olarak İstanbul’a döndü. Yeniden İstanbul Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi mütehassıslığına getirildi (1923).
O zamana kadar Türkiye’de bulunmayan nöro-patoloji şubesini kurdu. 1923 - 1933 arasındaki on yılda nöro-patoloji laboratuvarında gerçekleştirilen 904 otopsi sonucu elde edilen materyal üzerinde yaptığı araştırmaları yurtiçinde ve yurtdışında ilgi çekti. "Kuduz Patolojisi" (1926) ve "İnsan Dimağında Kuduz Tagayyürat-ı Neşriyesi (İstanbul 1928) adlı orijinal araştırmalarıyla iki kez Türk Tıp Cemiyeti’nin Zambako Paşa Mükâfatı’nı kazandı.
Bern’de toplanan I. Uluslararası Nöroloji Kongresi’ne (1931), kuduzun insan beynindeki değişimlerini götürdü. Bonn’da toplanan Alman Akıl Hastalıkları Kongresi’ne de " Tavşanlarda hayati boya tecrübeleri" raporuyla katıldı (1932).
1933 Üniversite Reformu’nda, Tıp Fakültesi’nde yeni açılan marazi teşrih-patolojik anatomi kürsüsüne doçent seçildi. İki sene Schwartz’la çalıştıktan sonra ayrılıp tekrar Bakırköy Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi mütehassıslığına döndü. Ayrıca ek olarak İstanbul Kuduz Hastanesi nöro-patoloji şefliğine tayin edildi.
1940’da doçent, 1946’da da profesör oldu.
Hocası Mazhar Osman’ın ölümünün ardından Akıl Hastalıkları Kliniği ordinaryüs profesörlüğüne (1951), ertesi yıl Amerikan Nöroloji Cemiyeti’ne üye, birkaç yıl sonra da Tıp Fakültesi dekanı seçildi (1953). Dekanlığı sırasında, yurdumuzda medrese veya kışla eskilerinde bin bir zorlukla hastane haline getirilen binalarda tedavi edile gelen akıl hastalarının 22 Haziran 1955 günü açılan Tıp Fakültesi psikiyatri kliniği ile modern bir binaya kavuşmasını sağladı.
Ardından Çocuk Psikiyatrisi Enstitüsü ile İstanbul Çocuk Psikiyatrisi Kliniğini kurdu. (1958).1973’de emekliye ayrıldı. Binlerce hekim ve uzmanın yetişmesinde büyük katkıları olan Aksel’in çalışmaları dünyaca tanınmış psikiyatri ve nöroloji kitaplarına girmiştir. Negri korpüsküllerinin boyanması için ileri sürdüğü metod, Ferni’nin İtalyanca "Rabia" (1951) kitabında "Aksel Metodu" olarak anılır.