Mahmut Şevket Paşa (1856-1913)
Mahmud Şevket Paşa, 1856 yılında Bağdat’ta doğdu. Babası, Çeçen asıllı olan Kethüdazade Süleyman Bey’dir. Bağdat’ta bulunan askeri rüştiyede bir yıl okuduktan sonra İstanbul Üsküdar Atlamataşı askeri okuluna devam etti. Bu okuldan sonra Kuleli Askeri İdadisine devam etti. Bu okuldan mezun olduktan sonra Harp Okuluna girerek 1878 yılında mezun oldu. Mahmud Şevket Paşa, 1880 yılından itibaren Erkan-ı Harb Dairesi Tercüme Bürosu’nda çalışmaya başladı. Ayrıca Harp Okulunda bazı dersleri okuttu. Bazı dergilere yazılar yazdı ve tercümelerini yayınlattı. Bu sıralarda ülkemizde bulunan ve Harp Okulunu ıslah çalışmalarını yürüten Goltz Paşa’nın yardımcılığında da bulundu.
Osmanlı Devleti’nin ihtiyaç duyduğu silahların alınması ile ilgilenecek komisyonda görev aldı. Vidinli Tevfik Paşa başkanlığında kurulan komisyonda iken, Almanya ve Fransa’ya inceleme amaçlı bir seyahatte bulundu. Satın alınacak silahların alımında aktif rol aldı. Uzun süre Almanya’da bulundu. 1901 yılında Mekke ve Medine arasında kurulacak telgraf hattının yapılması işine atandı. Mahmud Şevket Paşa, altı-yedi ay kadar Hicaz bölgesinde bulunduktan sonra İstanbul’a, önceki vazifesine döndü. 1905 yılında Kosova Valiliği’ne atandı. Valiliği sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti ile yakın ilişkide bulundu. Cemiyetin çalışmalarına göz yumdu. Bir süre Üçüncü Ordu Komutanlığı’nda da bulunduktan sonra, siyasi alanda faaliyette bulunacağı gelişmelerin içinde yer almaya başladı. 31 Mart Olayı meydana geldikten sonra, Hareket Ordusunun başında İstanbul’a geldi ve şehirde sıkıyönetim ilan etti. Bu arada meydana gelen önemli gelişmelerin merkezinde yer aldı.
Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilerek Sultan Reşad’ın tahta çıkarılması olayında etkili oldu. Ordu müfettişlikleri görevlerine de getirildi ve giderek etki alanı genişledi. Şehirde otoritesini sağlamaya çalışırken çok sert tedbirlere baş vurmaktan çekinmedi.
Mahmud Şevket Paşa, hükümet ve meclis üzerinde baskı kurdu. İbrahim Hakkı Paşa hükümetinde Harbiye Nazırlığı’na getirildi. Daha önceden sürdürdüğü Birinci, İkinci ve Üçüncü Ordu Müfettişliklerini bırakmadı. II. Meşrutiyetin ilanından sonra iç ve dış olaylar hızla gelişti. Arnavutluk isyanı ve sert şekilde bastırılması, Yemen isyanını bastırmak için Trablusgarp’tan asker gönderilmesi, Trablusgarp’ın korunmasız kalmasına paralel olarak İtalya’nın burayı işgal girişimi ve çıkan savaş Osmanlı başkentinde şiddetli siyasi sarsıntılara yol açtı. İç ve dış olaylar hükümetlerin çalışmasını da olumsuz yönde etkilediğinden çok sık olarak hükümet değişiklikleri yaşandı.
Mahmud Şevket Paşa, Said Paşa kabinesinde de Harbiye Nazırlığı’na getirildi. Bir süre sonra bu görevinden istifa etti. Bu arada Balkan Savaşları başladı. Alasonya Ordusu Kumandanlığı’na getirilmek istendiyse de bu görevi kabul etmedi. Savaş sonrasında mağlubiyetin sorumluları arasında gösterilerek eleştirildi.
Tarihimize, “Bab-ı Ali Baskını” olarak geçen olayda Kamil Paşa İttihat ve Terakki’nin baskısıyla sadaretten uzaklaştırıldı (23 Ocak 1913). Onun yerine sadaretle birlikte Harbiye Nazırlığı’nı da üstlenen Mahmud Şevket Paşa geçti. Önceleri İttihat ve Terakki ile beraber hareket ettiyse de bir süre sonra kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeye başladı.
Cemiyetle araları yeniden açılmaya başladı. İttihat ve Terakki ile iktidar paylaşımından hoşnut kalmayan Mahmud Şevket Paşa arasında oluşan sürtüşme giderek büyüdü. Cemiyet tarafından bir tehdit olarak algılanmaya başlandı. Diğer taraftan sert tutumundan dolayı muhalif gurupların da eleştirilerine hedef oldu. 11 Haziran 1913 günü Harbiye Nezareti’nden Sadarete giderken Çarşıkapı yakınlarında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı tertipleyenler yakalanarak idam edildi.