21
Kasım
2024
Perşembe
İSTANBUL

Melih Cevdet Anday


Melih Cevdet ANDAY   (1915- ? )


İstanbul'da doğdu. Babası avukattı. 1931'de Kadıköy Ortaokulu'nu, 1936'da Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdi. Önce Ankara Hukuk Fakültesi'ne, sonra Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne girdiyse de, devam etmedi. 1938 yılında sosyoloji öğrenimini için Belçika'ya gitti. Burada kısa bir süre kaldıktan sonra, II. Dünya Savaşı nedeniyle yurda döndü. 1942'den başlayarak Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü'nde danışmanlık, Ankara Kitaplığı'nda memurluk ve gazetecilik yaptı. 1951'de İstanbul'da Akşam gazetesinde çalışmaya başladı.

Tercüman, Büyük Gazete, Tanin ve Cumhuriyet gazetelerinde fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yaptı, denemeler yazdı. 1954'ten başlayarak İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro bölümünde fonetik-diksiyon öğretmenliği yaptı, buradan 1977 yılında emekli oldu. 1964-1969 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu'nda çalıştı. 1979'da UNESCO Genel Merkezi kültür müşaviri olarak Paris'e gitti. Hükümet değişince geri çağrıldı. 1983 yılında Cumhuriyet gazetesinde haftalık denemelerini sürdürmekteydi.

Melih Cevdet Anday önce Mikado'nun Çöpleri adlı oyunuyla 1967-1968 İlhan İskender Armağanı'nı aldı.  Gizli Emir adlı romanıyla TRT 1970 Sanat Ödülleri Roman Armağanı'nı kazandı. Bunu Tarjel Vesaas'dan çevirdiği Buz Sarayı romanıyla TDK 1973 Çeviri Ödülü izledi. Teknenin Ölümü adlı şiir kitabıyla 1976 Yeditepe Şiir Aramağanı'nı, Sözcükler adlı kitabıyla da 1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış'la da 1981 İş Bankası Ödülü'nü aldı.

Melih Cevdet Anday şiire lise sıralarında başladı. Gazi Lisesi'nden arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rıfat'la birlikte ilk şiir denemelerini bu yıllarda yaptı. Daha sonraları "Garip" hareketi çevresinde oluşacak beraberliklerinin temeli böylece atılmış oldu. Daha lise öğrencisiyken Sesimiz adlı duvar gazetesinde edebiyata ilgileri iyice belirmişti. Anday'ın ilk şiiri 1936 yılında Varlık'ta yayımlanan "Ukte" oldu. Aynı dergide bir iki yıl yer alan ve dönemin egemen şiir tutumuna öykünen şiirlerinden sonra, 1938'den başlayarak ölçü ve uyak kurallarına boyun eğmeyen şiirlerini yayımlamaya başladı. Varlık dergisinde birlikte yaptıkları bir çıkışla, Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet, Türk şiirine yeni bir anlayış getirdiler. 

Kentte yaşayan küçük insanların sorunlarını lirizme, ahenge, sese sırt çeviren bir sadelik içinde ele alıyor, şiire girmez denilen konulara, sözcüklere özellikle ağırlık veriyorlardı. Yaptıkları denemeler edebiyat çevrelerinde büyük ilgiyle karşılandı, tartışmalara yol açtı.
Anday, 1947-1949 döneminde yayımladıkları Yaprak dergisindeki şiirlerinden oluşan Telgrafhane adlı kitabında toplumsal sorunlara bağlı konuları işlemeye daha da ağırlık verir. Bu şiirlerde dil alabildiğine yalınlaşmış, büyük kent insanının günlük konuşmalarındaki kimi deyimlerden bol bol yararlanılmıştır. Ölçü, uyak, "Garip" şiirinde dışlanan söz sanatları da yeniden şiir kurmakta yararlanılan öğeler arasına girmiştir. Bu dönemin en başarılı şiirlerinden biri olan "Tohum"da ölçü ile uyağa büyük önem verilir. Ayrıca, bütün şiir yarı gizli bir simgeyi yüklenir.
1956 yılında yayımlanan Yanyana'daki şiirlerin bu doğrultuda ilerlediği görülür. Şiire geleneksel biçimler ağırlıkla girmiş, şiir dokusuna uyaklar egemen olmuştur. Alay, ince yergi, lirizm, coşku yan yanadır. Kullanılan sözcüklerde de bir değişme göze çarpar. Önceki dönemin ağaç, deniz, bitki vb. somutluklarının yanı sıra, çağ, dünya, yeryüzü, doğa gibi soyut kavramlar kullanılmaya başlanmıştır. Şair artık belirli düşünceler üzerine araştırma yaparken, biçimin kusursuzluğuna iyiden iyiye özen göstermektedir. Süregiden bu değişim üzerine düşünürken, "Garip" anlayışının 1950-1955 döneminde, özellikle şiire yeni başlayanlar arasında olağanüstü yaygın bir etkisi olduğunu gözlenmektedir.
Melih Cevdet Anday, son kitabının üzerinden uzunca bir zaman geçtikten sonra, 1963'de Kolları Bağlı Odysseus'u yayımladığında edebiyat çevrelerinde belirgin bir şaşkınlık görüldü. Daha öncenin açık, anlamını kolay ileten, tadına kolay varılan şiirinin yerini, konusunu mitolojiden alan, kapalı, tadına güç varılan bir şiir almıştı. İnsanoğlunun doğa karşısında gelişimini, "Neredeyiz? Nereden geliyoruz? Bütün müyüz, parça mıyız?" gibi zamana bağlı olmayan sorularla irdeleyen "zamansız" bir şiir.
Kolları Bağlı Odysseus ve ardından gelen Göçebe Denizin Üstünde ile Teknenin Ölümü bir arada düşünüldüğünde, Anday'ın toplumsal sorunları aktarma ve uyarma gibi daha önce şiirinde yer alan kimi görevleri düzyazıya aktarıp, salt düşünsel bir şiire ulaşmak istediği görülür

Anday'ın şairliği, tüm şiirlerinin derlendiği Sözcükler'de de görülebileceği gibi durmadan gelişmiş sürekli bir gelişme göstermiştir.

Yapıtları Rusça, Fransızca, İngilizce, Bulgarca, Yunanca'ya, Sırp ve Polonya dillerine çevrilmiş; UNESCO'nun Courrier dergisi 1971 yılında onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıklamıştır.

Başlıca yapıtları:

Şiir: Garip(O.Veli ve O.Rıfat'la birlikte),1941
Rahatı Kaçan Ağaç, 1946
Telgrafhane, 1952
 Yanyana, 1956
 Kolları Bağlı Odysseus, 1963
Göçebe Denizin Üstünde, 1970
Teknenin Ölümü, 1975
Sözcükler, 1978
Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, 1981
 Roman: Aylaklar, 1965
Gizli Emir, 1970
İsa'nın Güncesi, 1974
Raziye, 1975
Oyun: İçerdekiler, 1965
Mikado'nun Çöpleri, 1967
Dört Oyun, 1972
Deneme, gezi: Doğu-Batı, 1961
Konuşarak, 1964
Gelişen Komedya, 1965
Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan, 1965
Yeni Tanrılar, 1974
Sosyalist Bir Dünya, 1975
Dilimiz Üstüne Konuşmalar, 1975
Maddecilik ve Ülkücülük, 1977
Yasak, 1978
Paris Yazıları, 1982
Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar