Mimar Muzaffer (1881-1920)
Mimar. İstanbul’da doğmuştur. İptidaî ve Rüştiye öğrenimini İstanbul’da yapmış, Halıcıoğlu’nda Mühendishane-i Berr-i Hümayun’un yanındaki Hendese-i Mülkiye Mektebi’ne bir süre devam etmiştir. Buradaki derslerde resim ve desendeki yeteneği ile hocalarından Mimar Vedat Tek’in Kardeşi Yusuf Razi Demirbel’in dikkatini çekmiş ve Muzaffer’i Mimar Vedat Bey’in yanına vermiştir.
Mimar Muzaffer Bey, II.Meşrutiyetin ilanından sonra Kadastro Fen Heyetinde görev almış, Hendese-i Mülkiye’de de mimari muallim yardımcısı olmuştur. Sultan Reşad, Mimar Vedat Bey’i sermimar yapınca onun tavsiyesi üzerine Posta ve Telgraf Nezareti mimarlığına getirilmiştir. Bu görevinde haklı bir ün yapmış, bir yandan posta pullarının düzenlenmesi ile uğraşırken diğer yandan da Abide-i Hürriyet’in yapımını üstlenmiştir.
Hürriyet Abidesi onun en tanınmış eseridir. 31 Mart olayından sonra Hürriyet tepesine gömülen şehitlerin anısına bir anıt yapılmasına karar verilince, mimarlar arasında 1909 Nisanında bir müsabaka açılması uygun görülmüş, bu müsabakaya Mimar Kemalettin, Mimar Vedat bey olmak üzere Konstantin Kiryakidi Efendi, Mösyö Valori gibi bir çok tanınmış sanatkar katılmıştır. Bunlar arasından birinciliği Mimar Muzaffer Bey’in projesi kazanmış ve anıt onun uygulaması altında yapılmıştır.
Hürriyet Abidesinin tamamlanmasından sonra Konya Valisi Hüsnü Bey, kendi ilinde bazı imar faaliyetine girmeye karar verince ilk aklına gelen isim Mimar Muzaffer Bey olmuştur. Mimar Muzaffer Bey de bu daveti kabul etmiş ve 1914 yılında Vilayet başmimarı olarak Konya’ya gitmiştir. Yapımına daha önceden başlanan Darülmuallimin ve Darülmuallimat binalarını tamamlamış, Ziraat Abidesini inşaa etmiştir.
Bu abide daha sonraki yıllarda Mimar Falih Ülkü tarafından değiştirilerek Atatürk heykeline kaide yapılmıştır. Bunların yanı sıra Konya Sultan Selim Camii onarımında da hizmeti geçmiştir. Özellikle klasik mimarinin süsleme unsurlarından statikler üzerinde çalışmış ve pek çok güzel örnekler meydana getirmiştir.