Süreyya YÜCEL (1903-1970)
Mimar, İstanbul’da doğdu. Mahmutpaşa Numune Mektebi’nde, Vefa Sultanisi’nde okumuştur.Küçük yaşlarda hayalini süsleyen denizci olma isteği, Denizcilik Okulu sınavında beden eğitiminden başarısız kalması ile sona ermiştir. Bunun üzerine Sanayi-i Nefise’nin Mimarlık Bölümü’ne girmiştir.
Bu arada Ticaret Mektebi ile Medreset’ül-Hattatin’e devam etmişse de sonraki yıllarda aldığı eğitimin üzerine, eğilme olanağını bulamamıştır. Sanayi-i Nefise’de eğitimini sürdürürken Anadolukavağı’ndaki ilkokulda beden eğitimi öğretmenliği yapmıştır. Ancak Onun öğretmenliği , Milli Mücadele’de Anadolu’ya silah kaçıran örgütün içerisinde oluşunu gizlemekti. Cumhuriyetin ilanından sonra da Milli Mücadele’ye katkısı memuriyet siciline işlenmiştir.
Sanayi-i Nefise’yi (Güzel Sanatlar Akademisi) bitirdikten sonra (1926), İstanbul’da kısa süreli Adalar Kadastro Ressamlığı, Mühendisliği yapmıştır (1926-1927).
Cumhuriyetin ilan edilmesi ve İstiklâl Savaşı’nın sona ermesinden sonra, başkent Ankara’nın yeniden planlanıp yapılanması gündeme alınmıştı.
Ankara’da Guilio Mongeri, Clemens Holzmeister, Helmuth Jansen gibi batılı mimarların devlet yapıları birbirini izliyordu. Onların yanı sıra Neo-Klâsik üslupta Tekel Başmüdürlüğü, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, Türk Ocağı ve Etnoğrafya Müzesi, İş Bankası gibi yapılar da onları tamamlıyordu.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti, Prof.Helmuth Jansen’in hazırladığı plana göre batılı bir görünüm kazanıyordu. Bu dönemde Süreyya Yücel Ankara’ya giderek Şehremaneti İnşaat ve Mimarlığı Şube Müdürlüğü’nde görev almıştır (1927). H.Jansen’in planına göre düzenlenen Ankara’nın kadastro çalışmalarını yaparken Kara Harp Okulu’nun yapımında ve Bağ Köşkü’nden Çankaya Köşkü’ne dönüştürülen yapıda da C.Holzmeister ile birlikte olmuştur (1931-1932).
Bu çalışmaların bitiminden sonra İstanbul’a dönerek Sultanhamam Camcıbaşı Hanı’nda mimarlık ve müteahhitlik bürosu açmışsa da başarılı olamamıştır (1932). Askerlik görevini Halıcıoğlu Yedek Subay Okulu’nda ve Tekirdağ’da yapmıştır. Askerliğinin bitiminden sonra Afyon İdare-i Hususiye’ye mimar olarak atanmıştır (1933). Afyon Onun için bir dönüm noktası olmuştur.
Afyon Valisi Fahrettin Kiper ile tanışmış, Cumhuriyet İlk Mektebi, Dinar Mektebi başta olmak üzere okul yapımlarını üstlenmiş, sonra da planlarını bir albüm haline getirmiştir. Afyon Geci hamamı ile fidanlığı, hapishane ve tutukluları çalıştırma evi, jandarma binası, çocuk bahçesi ile içme suyu tesisleri de Onun kontrolünde yapılmıştır.
Fahrettin Kiper’in Maraş Valiliğine atanmasının ardından Onun davetiyle Maraş Belediye Mimarı olmuştur. Maraş’ın yeniden düzenlenmesinde çalışmış, bir yandan eski yapıları onarırken, diğer yandan da Uzunoluk Caddesini açmıştır. Ancak kentin açılan ana caddesi üzerinde bulunan kapalı çarşının yıkımının üzüntüsünü tüm yaşamı boyunca çekmiştir.
Fahrettin Kiper’in Maraş’tan ayrılmasından sonra Ankara’ya Milli Müdafaa Vekaleti İnşaat Şubesi mimarlığına geçmiştir (1935-1936). Ne var ki, Fahrettin Kiper Vakıflar Genel Müdürü olunca da yıllarca beraber çalıştığı S.Yücel’i de yanında istemiştir.
Eskizlerindeki kuvvetli perspektif hakimiyeti olan S.Yücel’in mimari kişiliği iyi bir restoratör olarak vakıflarda ortaya çıkmıştır.
Mimar Kemalettin ve Mimar Vedat Bey’lerin üslubunu, ekolünü benimsemiş Nihat Nigizberk ve Vasfi Egeli gibi mimarlarla beraber çalışma olanağını da orada bulmuştur. Nihat Nigizberk’in ölümünden sonra da yerine Vakıflar İnşaat Dairesi’nin başına geçmesi istenmiş, ancak İstanbul’a aşırı bağımlılığı bu görevi üstlenmesini engellemiştir. İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü’nde Vasfi Egeli’nin Başkanlığında, Mustafa Rona ve Salim Gülşen ile birlikte çalışarak çeşitli vakıf eserlerinin restorasyonunu yapmıştır.
Bu yapılar arasında Süleymaniye Camisi, Fatih Camisi,Yeni Cami, Yeni Cami Hünkâr Kasrı, Atik Ali Paşa Camisi, Fethiye Camisi, Hırka-i Şerif Camisi, Şehzadebaşı Camisi, Manisa Muradiye Camisi, Manisa Ulu Camisi, Manisa Çeşnigir Camisi, Manisa Sultan Camisi, Bursa Ulu Camisi, İnegöl İshak Paşa Camisi, Edirne Selimiye Camisi, Üç Şerefeli Cami, Babaeski Cedit Ali Paşa Camisi, Lüleburgaz Kadı Ali Bey Camisi, Söğüt Ertuğrul Gazi Türbesi, Çanakkale Çardak Gazi Yakup Bey Camisi, Gelibolu Camisi, İmroz Camisi, Balıkesir Yıldırım Camisi, Aydın Bey Camisi, Nazilli Çarşı Camisi, İznik Yeşil Camisi bulunmaktadır.
II.Dünya Savaşı yıllarında iki kez askere çağrılmış, Kor.Gen.Kemal Balıkesir’in yanında Kırklareli ve Büyükçekmece’deki Çakmak hattının tüm yapımını üstlenmiştir. Buradaki çalışmasından ötürü de zamanın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından taltif edilmiştir. Savaşın sona ermesiyle yeniden Vakıflardaki görevine dönmüş ve ölünceye dek restorasyon çalışmalarını sürdürmüştür.
S.Yücel’in restore ettiği yapılar arasında Üsküdar Şemsi Paşa Külliyesinin, Manisa Muradiye Camisi’nin ve Bursa Ulu Camisi’nin ayrı bir yeri vardır. Bunlardan yıkılmaya terk edilmiş Üsküdar şemsi Paşa Külliyesini hemen hemen yeniden yapmıştır. Yapı topluluğunun onarımına 1940 yılında başlamış ve iki yıl içerisinde de tamamlamıştır. Onarım sırasında çeşitli güçlüklerle karşılaşmışsa da sonunda yapı topluluğunu orijinal biçimiyle ortaya koymuştur.
Ana mekânı örten ve her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan kubbe üzerindeki çatlakları çıralı çam takozlarla sağlamlaştırmış, duvarların % 75’inin taşlarını yenilemiştir.
Manisa’da iki yıl kalarak, Manisa Muradiye yapı topluluğunu en küçük ayrıntısına kadar onarmıştır. Bursa Ulu Camisi’nin onarımında ise, ilginç bir olayla karşılaşmıştır. Ulu Caminin ana kapısı restorasyon planı çizilip, taşları numaralanmış ve yerlerinden sökülmüştü.
Ancak eski müteahhit yeni ihaleyi alamayınca çizimleri yok etmiştir.Bunun üzerine sökülen taşlarla, restitüsyon planı olmaksızın ana kapıyı yeni baştan yapmıştır. İznik Yeşil Cami’nin çinili minaresini de Kütahyalı çinicilere sipariş ettiği çinilerle yenilemiştir.
Vakıf restorasyon çalışmalarının yanı sıra Taşdelen ve Karakulak sularının da yenilenmesini bir yıl içerisinde tamamlamıştır (1949). Özellikle Karakulak Ahmet Ağa’nın yaptırmış olduğu Karakulak suyunun su yollarını, havuzunu ve çeşmesini onarırken o yıllarda çimentonun zor bulunur oluşundan ötürü zaman zaman çökme ve yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya gelmişti
S.Yücel’in eski eser restorasyonlarının yanı sıra çağdaş yapılar üzerinde çalışmaları vardır.Aydın Buzhane ve Çarşı tesisleri, Çanakkale Vakıf Oteli, İzmit Vakıf İşhanı bunların başında gelmektedir. Balıkesir Vakıf Otelinin (Kervan Oteli) de kontrol mimarlığını üstlenmiştir.Üsküdar’da Nasuhi Bey Evi, Teşvikiye’de İsmet Büyükbayraktar Evi, Sezai Demirel Evi ve Mağazası ile Davutpaşa’da S.Yücel Evi planlarını çizip, kontrolluğunu yaptığı yapılardır.
Başarılı mesleki çalışmalarında en büyük eksikliği pek çok mimarın yaptığı gibi yaşadıklarını, gördüklerini, eserlerini yazıya dökmeyişidir.