Marmara Bölgesi’nde, İstanbul İline bağlı bir ilçe olan Çatalca, kuzeyinde Karadeniz, batısında Silivri, kuzeybatısında Tekirdağ, güneyinde Küçükçekmece ile Büyükçekmece, doğusunda Eyüp ve Gaziosmanpaşa, güneydoğusunda da Bağcılar ile çevrilidir.
Çatalca’nın Karadeniz kıyısındaki kuzey kesimini Istıranca (Yıldız) Dağlarının uzantıları engebelendirir. Bu dağların kuzeybatı kesimindeki Garipkuyu Tepesi (361 m.) ilçenin en yüksek noktasıdır. Istrıranca Dağlarının güneyinde düzlükler uzanmaktadır. İlçe topraklarındaki Istıranca Deresi vadisi İstanbul’un Karadeniz’e açılan vadi oluklarından birisidir. Ayrıca Akören’den başlayarak Büyükçekmece Gölü’ne kadar uzanan Karasu Vadisi de alüvyonlu toprakları ile ilçenin tarım alanlarıdır. Karadeniz kıyılarında başta Karaburun ve Yalıköy (Podima) olmak üzere doğal plajları bulunmaktadır.
İlçe topraklarını Terkos Gölü’ne su taşıyan küçük dereler ile Istıranca Deresi sulamaktadır. İstanbul’un 45 km. kuzeybatısındaki Terkos (Delkos-Durusu) Gölü bir vadinin sular altında kalması ile oluşmuş ve alçak bir eşikle de Karadeniz’den ayrılarak göl haline gelmiştir. Terkos Gölü aynı zamanda İstanbul’un içe suyu gereksinimini de karşılamaktadır. Bunun dışında ilçe sınırları içerisinde Büyükçekmece, Sazlıdere, Düzdere ve Kuzuklu Dere barajları bulunmaktadır.
Yüzölçümü 1.715 km2 olup İstanbul’un en büyük ilçelerindendir.2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 81.589’dur.
İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayii ve turizme dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında, buğday, arpa, yulaf, mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve soğan gelmektedir.Dere kenarlarında sebze üretimi yapılmaktadır. Elma, armut gibi meyve yetiştiriciliğinin yanı sıra küçük çapta bağcılık yapılır. Son yıllarda çiçek üretimi gelişmiştir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmakta olup, özellikle süt ineği üretimi ileri teknoloji ile yapılmaktadır. İlçede üretilen süt ve süt ürünleri kuruluşlarının yanı sıra damızlık hayvan yetiştiren özel çiftlikler bulunmaktadır. Yalıköy’de geyik ve karaca üretim alanları kurulmuştur. Karadeniz kıyılarında, Karaburun ve Yalıköy’de yapılan tesislerle İstanbul’un sayfiyesi özelliğini kazanmıştır.
Sanayi ve ticaret daha çok tarım ürünlerinin işlenmesine ve satışına yöneliktir. Kent çevresinde, özellikle Hadımköy’de büyük sanayii kuruluşları bulunmaktadır. Tekstil, iplik, çelik granül, cam ve çivi üreten fabrikalar bulunmaktadır. Yalıköy’ün özel kumu cam sanayiinde kullanılmaktadır. Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları döküm ve kuvars kumu gereksiniminin büyük bölümünü Çatalca’dan sağlamaktadır.
Yöredeki İnceğiz Mağaralarında yapılan araştırmalar Antik Çağlarda burada bir yerleşim olduğunu göstermiştir. Antik Çağlarda Metra ismi ile bilinen Çatalca, Bizans döneminde önemli bir yerleşim yeri konumuna gelmiştir. Özellikle İnceğiz Mağaralarında Hıristiyan keşişler yaşamıştır. Tarih boyunca çeşitli dönemlerde saldırılara uğramıştır. MS.447’de Hunlar Çatalca üzerinden Büyükçekmece’ye kadar gelmişlerdir. Ardından 616’da Avarlar, 813’te Bulgarlar, 1090’da Peçenekler Çatalca’dan geçerek Büyükçekmece’ye inmişlerdir. Bu nedenle Bizans İmparatoru Anastasius (507-511) Karadeniz kıyılarında Evcik İskelesi’nden Silivri’nin batısındaki Karınca Burnuna kadar uzanan surları yaptırmıştır. Bizans döneminde Gümüşpınar Köyü yakınlarında, günümüze değin ulaşabilen su kemerleri ile İstanbul’un su ihtiyacı Çatalca yöresinden sağlanmıştır.
Yöre Osmanlı topraklarına Yıldırım Beyazıt zamanında katılmışsa da sonraki yıllarda oğlu Süleyman Çelebi Çatalca’yı Bizanslılara bırakmıştır.Fatih Sultan Mehmet döneminde Çatalca 1410’da kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde Çatalca’da bir Hünkâr Sarayı ve bahçesi olduğu Evliya Çelebi’den öğrenilmektedir. Bizans döneminde olduğu gibi Osmanlı döneminde de Çatalca hükümdarların avlandıkları bir yer idi. Çevrede yapılan araştırmalarda bununla ilgili bazı kalıntılarla karşılaşılmıştır.
Balkan Savaşları sırasında (1912-1913) Bulgarlar Lüleburgaz’ı ele geçirdikten sonra 15 Kasım 1912’de Çatalca’da Osmanlı ordusu tarafından durdurulmuştur. Bunun üzerine Çatalca istasyonundaki bir vagonda Harbiye Nazırı Nazım Paşa ile General Savof arasında mütareke görüşmeleri yapılmıştır (3 Aralık 1912). Burada yapılan mütarekeyi Bulgaristan’ın yanı sıra Sırbistan ile Karadağ da imzalamıştır. Bunun ardından yapılan Londra Konferansında bir sonuç elde edilememiştir. İstanbul’da 23 Ocak 1913’te Babıâli baskını olmuş, İttihat ve Terakki Partisi yönetime geçmiştir. 4 Şubat 1913’te Çatalca’da savaş yeniden başlamış ve Bulgar ordusu geri çekilmiştir. Savaşın uzaması nedeni ile Osmanlı hükümeti barış isteğinde bulunmuş ve 30 Mayıs 1913’te Londra Barış Konferansı yapılmış, Midye-Enez hattı sınır olarak kabul edilmiştir. Osmanlı döneminde sancak merkezi olan Çatalca, Cumhuriyetin ilanından sonra 1924’te il, 1926’da da İstanbul’a bağlı ilçe konumuna getirilmiştir. Belediye teşkilatı ise 1923’te kurulmuştur.
Çatalca’da günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; İnceğiz Mağaraları, Bizans dönemine tarihlenen sur ve su kemeri kalıntıları, Sadrazam Ferhat Paşa’nın Mimar Sinan’a yaptırmış olduğu Ferhat Paşa Camisi (XVI.yüzyıl), Ali Paşa Camisi, Ferhat Paşa Çeşmesi (XVI.yüzyıl), Hacı Mahmut Çeşmesi (1885), Çatalca Hamamı (XVI.yüzyıl), Katırcı Köprüsü (XVIII.yüzyıl), II.Dünya Savaşı’nda yapılmış olan siper ve kazamatlar bulunmaktadır. Ayrıca ilçede İki Göz Mağarası, Kocakuyu Mağarası, Elbasan mağaraları, Gökçeli Mağaraları, Kırkayak Mağaraları ile İhsaniye, Istranca, Akalan, Aydınlar, Gümüşpınar, Karamandere, Çörtlen ve Ayazma kaynak suları vardır. Yalıköy, Cilingoz, Karaburun, Ormanlı ve evcik plajları ilçenin doğal güzellikleri arasındadır.
İlçenin bir çok dinlenme ve mesire yeri bulunmakta olup, başlıcaları Hadımköy, Karacaköy, Muratbey tepesi, Pekmezdere, Kuzuludere, Durusu Parkı, Akalan, Kabakçayı, Balıkhane, Kamara Deresi ve Ömerli mesire ve piknik alanlarıdır.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.istanbul.net, www.catalca.bel.tr ve www.türkiye-online.com adreslerinden alınmıştır.