Marmara Bölgesi'nde, İstanbul İline bağlı bir ilçe olan Güngören, doğusunda Bayrampaşa ve Esenler, güneyinde Bakırköy, batısında Bahçelievler, kuzeyinde de Bağcılar ile çevrilidir. Güngören Çırpıcı Deresi ile Hazinedar Deresi'nin arasındaki vadide, küçük bir tepeyi de içerisine alacak biçimde bir arazi yapısına sahiptir. Buradaki tepenin batı yamaçlarında Haznedar, Güven, Akıncılar, Güneştepe; batı yamaçlarında da Tozkoparan mahalleleri yer almaktadır.
2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 272.950'dir.
İlçenin ekonomisi ticaret ve sanayie dayalıdır. Güngören, İstanbul'un Avrupa'ya bağlantısında günümüzde de önemini korumaktadır. Bugünkü yapılanmadan önce Güngören'de, Çırpıcı Deresi civarında sulu tarım yapılmakta olup, sebzelerden bamyası ile ün yapmıştır. Güngören ile ilgili eski kaynaklarda Langa-Samatya ve Yenikapı'daki yemenici esnafının dokudukları yemenileri daha iyi yıkayabilmek için Güngören'de çalışma iznini Padişahtan istemişlerdir. Bunun üzerine 1763'te kendilerine izin verilmiş ve burası Osmanlı yemenicilerinin iş alanı olmuştur. Böylece günümüzdeki Merter tekstil ve Konfeksiyon Sanayiinin ilk adımları o dönemde atılmış oluyordu.
Güngören'in bulunduğu alan ilk kez ismini Sultan II.Beyazıt döneminde duyurmuştur. Çırpıcı Çayırı'nda II.Beyazıt dönemi vezirlerinden Davutpaşa'nın bir çiftliği ve sarayı bulunuyordu. Sultan I.Ahmet Sedefkâr Mehmet Ağa'ya buradaki sarayı yeniletmiştir. Osmanlı ordusu Rumeli'ye sefere çıkarken burada konaklamıştır. Ardından bu alan Sultan Genç Osman'ın (1618-1622) av merakından ötürü ismini tarihte duyurmuştur. Genç Osman avlandığı bu alanda kendi ismini taşıyan bir camiyi Lehistan seferine çıkarken yaptırmış, onun yakınına da bir av köşkü, dere üzerine de köprü eklemiştir. Bağlık bir alanda yer alan bu yapılara ayrıca iki de çeşme olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Günümüzde cami dışında bu eserlerden hiçbir iz bulunmamaktadır.
Güngören'in bulunduğu yerde, Çırpıcı (Vitos) Deresi'nden ismini alan bir köy bulunuyordu. Bu bölge Vitos, Burgaz, Haznedar, Emlak ve Ferhatpaşa Çiftliklerinden oluşuyordu. Çırpıcı Çayırı sonraki dönemlerde İstanbul yaşamında önemli bir rolü olan Hıdrellezin kutlandığı bir mesire yeri olmuştur. Osmanlı döneminde burada çeşitli oyunlar oynanmış ve bunların en tanınmışı da zencilerin oynadığı Arapların Düğünü'dür. Bu oyunu izlemek için İstanbul'un çeşitli semtlerinden insanlar buraya gelirdi. XIX.yüzyılda yörede dört havuz ve çeşitli çeşmeler bulunuyordu. Aynı zamanda burası ağaçlık ve bağlık bir alan idi.
Yeniçerilerin isyanı sırasında Sultan III.Selim'i tahttan indirmek için Topkapı Sarayını basan ve tarihte Alemdar Vakası olarak tanımlanan olay öncesinde; Sultan III.Selim'i kurtarmak üzere İstanbul'a gelen Alemdar Mustafa Paşa burada ordugahını kurmuş ve Güngören'in ilk yerleşim temelleri atılmıştır. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra yöre yeniden önem kazanmıştır. Vitos Köyü'nün karşı yamacında 70 m. yüksekliğindeki bir tepe üzerinde, İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan yolun güvenliğini sağlamak ve Yenicerileri kuşatmak amacı ile bugünkü Davutpaşa Kışlası yapılmıştır (1826). Böylece Davutpaşa Çiftliği içerisinde bir askeri garnizon kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde bu kışla restore edilerek askeri amaçlı kullanımını sürdürmektedir.
Cumhuriyet döneminde 1966 yılına kadar Mahmutbey bucağına bağlı bir köy olan Güngören, nüfusunun armasından sonra Bağımsız bir belediye olmuş, 1984'te Güngören Şube Müdürlüğü olarak Bakırköy Belediyesine bağlanmıştır. Bakırköy'ün 1992'de bölünmesi ile birlikte kendisine bağlı 23 mahalleden oluşan bir ilçe konumuna getirilmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.gungoren.bel.tr ve www.istanbul.net adreslerinden alınmıştır.