Ergenekon sanıkları kadar tüm Türkiye’nin heyecanla beklediği ‘asrın davası’, dün dışarıda panayır görüntüleri, içeride ayakları yerden kesen itiş kakış eşliğinde başladı *Adliye önünde bekleyen yüzlerce kişi için ünlü Silivri köftesi, lahmacunlar hazırdı. Tezgâhlar kuruldu, bayrakçılar maç günlerini aşan bereketin tadını çıkardı
Ergenekon duruşmasının yapıldığı Silivri Cezaevi’nin içindeki kaos kapı önünde de yaşandı. Duruşmayı izlemek için adliyeye akın eden onlarca gazeteci, sanık yakını, avukat arama noktaları ve tamamlanmamış kart dağıtım işlemleri nedeniyle izdiham yaşandı. Cezaevi girişinden duruşmanın yapıldığı salona kadar süren kaos gerilimi yükseltti. Arada sıkışanlar ‘imdat’ diye bağırdı.
Düne kadar hazırdı!
Duruşmanın tarihi ve yeri belli olduktan sonra Silivri Cezaevi’nde hummalı çalışma başlatılmıştı. Belediye, yolları yenilerken, davaya bakmakla görevli 13. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşma salonu ve çevresi için çeşitli düzenlemeler yapılmasını istemişti. Bunun için gazeteci, sanık yakını ve avukatlar için ‘kart’lar hazırlanmıştı.
Aylar önce mahkemeye başvurular yapılmış, isimler verilmişti. Duruşmadan önce mahkemeden alınan bilgilere göre 280 kişi salona alınacaktı. Mahkeme heyeti, savcılar, avukatlar ve sanıklara 200, basın mensupları ve izleyicilere de 80 kişilik yer ayrılmıştı.
Duruşmanın görüldüğü salonun yanındaki başka bir salona dev ekran kurulacak ve içeri giremeyenler davayı buradan izleyecekti. Yani ‘hazırlıklar tamam’ gibi görünüyordu. Ta ki dün sabaha kadar. ‘Asrın davası’, ‘tarihi dava’ denilen davanın yolları çileli oldu. İşte cezaevi kapısının önünden, duruşma salonunun önüne kadar yaşananlar:
Basın otelde geceledi
Sabahın erken saatlerinde cezaevinin önüne ilk gelenler gazeteciler, avukatlar ve protestocular oldu. Gazeteciler günler öncesinden çevredeki otellerde yer ayırttığı için sabah erkenden yerlerini aldı. Protestocu ve avukatlarsa araçlarıyla cezaevi önüne geldi. Cezaevi yolu önünde arama noktalarından geçildi.
Cezaevi önünde heyecanlı bekleyiş sürerken, salona alımların başlanacağı duyuruldu. Duruşma salonuna girmek isteyenler cezaevi kompleksinin içine girmeye başladı. Davanın görüleceği duruşma salonunun bahçesine açılan ‘ziyaretçi girişi’, saat 08.00 itibarıyla açıldı.
İletişimin kesildiği an
Cezaevi nizamiyesinden girişte, jandarma görevlileri içeriye girenlere dizüstü bilgisayar, cep telefonu gibi elektronik cihazların alınmayacağı uyarısında bulundu. Daha sonra dedektörlerle çanta ve üst araması yapılan basın mensupları, avukatlar ve sanık yakınları, ziyaretçilerin beklediği bölüme alındı.
Önce Anadolu Ajansı başta olmak üzere altı haber ajansından muhabirlerin kayıtları yapıldı. Ajanslardan sadece ikişer muhabirin cezaevine girişine izin verilirken, jandarmanın elinde bulunan bilgiler doğrultusunda duruşmayı izleyecek ve salonun dışında bekleyecek muhabirlere iki ayrı kart verildi.
Kayıt işlemi sırasında gazetecilerin cep telefonları, kayıt cihazları teslim alındı. Ancak bu sırada, daha önce ‘hazır’ denilen kartların hazırlanmadığı da ortaya çıktı. Ve, daha büyük bir kaosa neden oldu. Burada uzun süre beklendi. Salona ulaşamayan tutuklu sanıklar, avukatlar isyan etti. Kargaşada kimileri ‘imdat’ diye bağırdı.
Ayakkabılar çıkarıldı
Kaosun ardından kartları alanlar ‘duruşmayı izleme’ ümidiyle ilerledi. Sıkı önlemlerin alındığı bu alanda kayıtlardan sonra üç ayrı arama noktasından geçildi. Kayıt işleminin ardından X-Ray cihazlarından çantalar geçirildi. Basın mensupları, üzerlerinde cihazın sinyal vereceği herhangi bir eşya olmaması konusunda uyarıldı. Ayakkabıları bile çıkarıldı. Bu işlem avukatlar ve sanık yakınları için de ayrı ayrı gerçekleştirildi.
Ziyaretçi giriş kapısından geçtikten sonra basın mensupları, duruşmanın yapılacağı adliye binasına yaklaşık 300 metre yürüdü. Adliye binasına girişte de ziyaretçi bölümünden geçişte olduğu gibi, detaylı bir aramanın ardından binaya geçen basın mensupları, giriş bölümünden hemen sonra yaklaşık 200 metrekarelik bir alanda beklemeye başladı.
Ve kapılar açıldı
Bekleyişten sonra duruşma salonunun kapıları açıldı ve ‘ayaklar yerden’ kesilerek salona girişler başladı. Gazeteciler, avukatlar, sanık yakınları ve tutuksuz sanıklar büyük bir hengameyle salona girdi.
Barkovizyon nerede?
Duruşma salonuna giremeyen gazetecileri, barkovizyon süprizi karşıladı. Daha önce salona giremeyenler için barkovizyon kurulacağı açıklanmıştı. Ancak dört ayrı plazma ekran, salonun dışına değil, içine kurulmuştu. Bu kadar çileden sonra ‘ayrı salona’ ulaşanların eli boş kalmıştı.
Dönerci: Ergenekon’a servis yapılır
* Ergenekon duruşmasının başlaması en çok Silivri’de son zamanlarda satışlarının iyice düştüğünü söyleyen esnafa yaradı. Dava başlamadan önce cezaevi çevresindeki otellerde başlayan ‘ticari hareketlilik’ duruşma günü bol satışla esnafı güldürdü. İlçedeki dönerciler camlarına ‘Ergenekon davasına servis yapılır’ yazdırdı. Seyyar satıcılar cezaevi önüne panayıra döndü.
İki günlük kazanç
* Cezaevi önünde seyyar olarak yiyecek içecek satan esnaf birkaç saat içinde neredeyse bir günlük kazancının iki katını kazandı. Kimi otomobilinin üstünde lahmacun sattı, kimi ızgarada yapıp sattığı köfteleri kalabalığa yetiştirmekte zorluk
çekti. Yemek kuyruğuna girenler uzadı gitti.
* Silivri’deki Sütlü Kebap cezaevi önünde lahmacun, döner, köfte ekmek ve meşrubatlarını kısa sürede tüketti. Kebap salonu çalışanlarından Sevgin Öztürk Silivri’deki salonunun iki katı satış yaptıklarını anlatarak esnafın davadan dolayı çok sevinçli olduğunu söyledi.
İşler çok kötüydü
* Silivri’de kafeteryası olduğunu anlatan bir köfte ekmekçi, “İlçede işler çok kötü. Bu nedenle buraya geldik. Önce satış yapabilmek için Valiliğe başvurduk ama izin vermediler. Mecburen izinsiz olarak buraya geldik. 2.5 YTL’ye sandviç ekmeğine köfte sucuk satıyoruz. 500’e yakın ekmek sattık” dedi.
* Cezaevi önünde su satan Kasım Tuygun “Satışlarda patlama yok ama fena da değil” görüşündeydi.
Köfteciler ve simitçilerin yanı sıra maçlarda bayrak satan işportacılar da yerlerini aldı. Tezgahlarda Türk bayrakları ile Atatürk fotoğrafları olan atkılar, şapkalar kapışıldı.
Bir de tuvalet olsa
* Cezaevi alanı çevresinde tuvalet sıkıntısı yaşandı. Gazeteciler ve sanık yakınlarından bazıları cezaevi çevresindeki açık alanları bu amaçla kullandı.