Marmara Bölgesi’nde, Kocaeli İli’ne bağlı bir ilçe olan Kandıra, kuzeyde Karadeniz, doğuda Sakarya iline bağlı Kaynarca ilçesi, batıda Şile ve Ağva, güneyinde de Merkez ilçe ile çevrilidir.
Kocaeli’nin Karadeniz’e kıyısı olan kuzey kesiminde yer alan Kandıra’nın toprakları yükseltisi fazla olmayan bir plato alanındadır. Dalgalı düzlüklerden oluşan bu platonun 150-500 m. arasında değişen yükseltisi vardır. Bölgenin en yüksek tepesini Babadağı (400 m.) oluşturur. İlçenin en önemli akarsuları Sarısu, Seyrek ve Kumcağız dereleridir. İlçede Pınarlı köyünde doğal göl, Karaağaç ve Kaynarca ilçesinin Arifağa köyleri arasında Kamış Gölü, Ütük’te bir gölet, ayrıca Ahmethacılar ile Kaymas Erikli köyleri arasında Toramanlar göleti vardır. Yılda ortalama 900-1000 mm. civarında yağış alan ilçede tabii bitki örtüsünü gür ormanlar oluşturur.
İzmit’e 45 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 933 km2, toplam nüfusu 52.418’dir.
İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık, balıkçılık ve turizme dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, mısır, arpa, yulaf, fiğ, şeker pancarı, ayçiçeği, fındık, elma ve sebzedir. Hayvancılıkta sığır besiciliği ön planda olmak üzere koyun yetiştirilir. Buna bağlı olarak süt ve süt ürünlerinden peynir, yumurta ve deri üretilmektedir. Tavukçuluk da yapılmaktadır. Yöreye özgü Kandıra bezi dokuma tezgahlarında dokunur. Hindi ve yoğurdu ünlü olan Kandıra, meşhur süsleme taşlarıyla da tanınmaktadır. Kefken kıyılarında balıkçı teknelerinin sığınacağı dalgakıranı vardır. Balıkçılık yoğun bir biçimde yapılmaktadır. Kerpe ve Kefken’in doğal plajları turizme yöneliktir.
Bithynia Krallığı’nın kentlerinden Kentri, bugünkü Kandıra’nın bulunduğu yerde idi. Karadeniz kıyısına açılan bu liman Kalpe, Karpe veya Karpis olarak isimlendirilmiştir. İlçeye bu ismin verilmesinin nedeni, ilçenin Üsküdar ile Tarsus arasında gece yapılan bir haberleşme sisteminin bir santrali niteliği taşımasıdır.
Kerpe Bithnia Krallığının ardından Roma Bizans ve Ceneviz gemilerinin uğrağı haline gelmiştir. Osmanlı döneminde İstanbul’un ihtiyaçlarından odun kömürü, tomruk ve tahtanın bir kısmı da Kerpe’den ulaştırılmıştır. Bizans döneminde önemli bir ticaret merkezi olan Kandıra XIV.yüzyılın başlarında Orhan Bey zamanında, Akçakoca Bey tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Üsküdar kazasına bağlı bir nahiye iken, 1899’da İzmit Mutasarrıflığına bağlı bir kaza konumuna getirilmiştir. I.Dünya Savaşı’ndan sonra 1918-1921 yılları arasında İngiliz ve Yunan işgalinde kalmıştır. Bu arada ilçe Rum, Ermeni, Abaza, Çerkez çetelerinin saldırılarına uğramıştır. Bu dönemde Kandıra, Kuva-i Milliye ve Atatürk’e gerekli desteği vermiştir.
İlçede Babadağ Tepesinde Kocaeli fatihi Akçakoca Anıtı bulunmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraglar, www.kandira.bld.gov.tr adresinden alınmıştır.