Kosova Cumhuriyeti Priştine Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mehdi Elezi, Türkler neredeyse Müslümanların oraya göç ettiklerini söyledi.
Kosova Cumhuriyeti Priştine Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mehdi Elezi ve Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Zahidin Şemsidini, üniversiteler arası iş birliği için 15- 22 Mart tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi'ne (SAÜ) ziyarette bulundu.
Prof.Dr. Mehdi Elezi, Eğitim Fakültesi'nde öğretim üyeleri ve öğrencilerle bir araya geldi. Öğretim üyeleri ve öğrencilerin sorularını cevaplayan Elezi, Türkiye'den ayrılırken SAÜ ve ülkemiz insanına duygu dolu mesajlar iletti.
SAÜ İLE EŞİT DÜZEYDE OLAN KANADA'NIN KALGARİ ÜNİVERSİTESİ'DİR
SAÜ'yü çok beğendiğini ifade eden Elezi, şöyle konuştu: "Kanada'da Alberta bölgesinin Kalgari Üniversitesi'ni, Toronto, Otava, Limbric, Montreal, Paris, Londra, Norveç, İsveç, Stutgart, Budapeşte, Viyana, Roma, Milano, Sofya, Lublana, Zagreb üniversitelerini gezdim. Bu gördüğüm üniversiteler içerisinde SAÜ ile eşit düzeyde olan üniversite Kalgari Üniversitesi'dir. Diğerlerinin hepsi SAÜ'den çok geri. İnanmayanlar varsa araştırabilirler. Gördüklerimi söylüyorum."
Türk dili ve Türk tarihinin önemine değinen Elezi, şunları söyledi: "Türk dilini ve Türk tarihini iyi bilmeyenler Türk değildir, bunu böyle bilsinler. Dünyada iki medeniyet vardır. Biri Romalılardır üç kıtaya yayılmışlardır, biri de Türklerdir onlar da üç kıtaya yayılmışlardır. Biz Arnavutlar Türklerle 500 yıl aynı devletin içinde yaşadık. Bizi Türklere bağlayan kan ve dindir. Bazen aramızda çürükler çıkabilir, onlara şu cevabı vermeliyiz. 1912 yılında Türkler Avrupa'dan geri çekilmekle birlikte göç başlamıştır. 1912'den önce göç olaylarını hiç gören veya bilen, duyan, okuyan var mıdır? Örnek de vereyim. Türkler Bosna'dan Arnavutluk, Kosova ve Makedonya topraklarına çekilirken, Bosnalı Müslümanlar Arnavutluğa, Kosova'ya, Makedonya'ya göç etmişlerdir. Daha geç yine Türkler Arnavutluk'tan, Kosova'dan ve Makedonya'dan bugünkü Türkiye topraklarına çekilirken, yine göç Türkiye'ye devam etmiştir."
Türkler neredeyse Müslümanların oraya göç ettiklerini anlatan Elezi, sözlerine şöyle devam etti: "Peki neden 1912'den önce Bosna'dan, Sancak'tan, Arnavutluk'tan, Kosova'dan, Bulgaristan ve Batı Trakya'dan bugünkü Türkiye topraklarına göç olayları yaşanmamıştı? Çünkü, zulüm yapanların, zalimlerin kim olduğu bellidir."
Elezi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Babam her zaman 'Türkler bu topraklardan gittikten sonra zulüm başlamıştır ve durmayacaktır oğlum' demişti. 1963, 1967, 1979 yıllarında Türkiye'deydim. Türkler kendilerinin ne kadar ilerlediklerini bilemezler. Ancak iddia değil bu sadece benim yorumum olarak bilin ki, Türkleri bundan böyle hiç kimse durduramaz."
TÜRKLER ÜRETTİKLERİ TÜRK KAHVESİNE ÖNEM VERSİN
İki konuda eleştirisi olacağını anlatan Elezi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk kahvesini Türkler üretmiş. Fakat Türkiye'de pek fazla Türk kahvesine önem vermediklerini gördüm. Artık Türk kahvesi Bosna ve Kosova'ya yönelmiş. Türkiye'de en bereketli toprakların üzerine binalar, apartmanlar yapmışlar. Hiç Kosova halkından farkları yok. Zaten kültürümüz aynı. Ama gelecek nesiller bu yanlışı eleştirmekle kalmayacak, yargılayacaktır. Sakarya Üniversitesi yöneticilerinin samimiyetleriyle verdikleri destek,
bizim SAÜ'den başka hiçbir üniversite ile sıkı işbirliği yapmamıza gerek kalmadığını gösterdi."
Kanada Kalgari Üniversitesinde Barbara adında bir hoca hanım tarafından karşılandıklarını anlatan Elezi, şunları söyledi: "Bizim kadromuz yok ve yüksek lisans yapmak üzere üç öğrenci almaları için onlara adeta yalvardık. Almadılar, hayır, çok zor dediler. Bölümümüzde 360 öğretim üyemiz var. Hepsiyle toplantı düzenleyerek SAÜ'de gördüklerimi bildireceğim. Her yerde gerçeği, doğruyu savunurum, benim bildiğim doğru yoktur, doğru, gerçek birdir. Yanımdayken sırtınızı korumanıza gerek yoktur. Bu sebepten 'problem dekan' derler."
Başta Rektör Prof.Dr. Mehmet Durman olmak üzere SAÜ'de bulunan tüm öğretim üyelerine tek tek teşekkür eden Elezi, sözlerini şöyle tamamladı: "Yüce Allah hepinizden razı olsun, toprağınıza bereket versin diyorum. Kosova'ya geldikleri zaman sadece Kosova'nın değil benim kendi evimin misafirleridirler, zaten kendi evlerine gelmiş olacaklardır."