Sakarya Müzesi Vekili Mürşit Yazıcı, Sakarya'da çok sayıda kaçak kazı yapıldığını belirterek, "Mezardan ne beklenir ki, mezarı tahrip edip içerisinde altın bulacaklar. Böyle bir şey yok" dedi.
Sakarya Müzesi Vekili Mürşit Yazıcı, Sakarya Müzesi ve il genelindeki tarihi eserlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Sakarya Müzesi'nin 1989 yılında kurulduğunu belirten Yazıcı, "Müzelerin kurulmasıyla gelişme göstermesi beklenemez. Araştırma ve kazanma uzun bir zaman dilimi ister. Arkeolojik kazılar, yakalanan eserlerin mahkeme yoluyla alınmasıyla, müzeler eser kazanır" dedi.
20 yıllık süre sonunda bin 162 adet esere ulaşıldığını anlatan Yazıcı, şunları söyledi: "Şu an toplam eser sayımız bu. Bu eserleri sergilemede biraz zorluk çekiyoruz. Sergi salonlarımız müsait değil. Bina eser teşhirine müsait değil. Bir arayış içerisindeyiz. Sakarya için nerede nasıl iyi bir müze olabilir diye çalışıyoruz. Şu an müzenin bulunduğu bina sivil mimari bir eser. Mustafa Kemal Atatürk'ün annesiyle buluştuğu bina burası. Daha sonra burası müzeye dönüştürüldü. 85 metrekarelik bir salonumuz var. Bu salondaki vitrinlere ne kadar eser koyabilirseniz, teşhirimiz o kadar sınırlı. Diğer bir sıkıntı ise bu salonda hem arkeolojik hem etnografik hem de sikke teşhiri yapmak durumunda kalıyorsunuz. Bu da bugünkü müzecilik anlayışına uygun değil."
Yeni bir binaya ihtiyaç olduğunu anlatan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak bu kısa sürede gerçekleşecek bir olay değil. Uzun vadede belli bir plan proje dahilinde ele alınması gerekiyor."
Yazıcı, müzede, yakın tarihe ait ateşli, delici, kesiciler ile silahlar, el yazması kitap örnekleri, bakır eşyalar, el işlemeleri, Mustafa Kemal Atatürk'ün kullandığı eşyaların bulunduğunu söyledi. Bizans, Roma ve Helenistik dönemlerden kalma eserlerde olduğunu anlatan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgemizden çıkan gerek kaçak kazılarda gerek kurtarma kazılarında ele geçirilen bu arkeolojik buluntular içerisinde Roma ve Helenistik dönemde mezara hediye olarak konulan kaplar, tespihler ve şişeler var. Ayrıca Tunç Çağı el baltaları örneklerimiz var. Bu da gösteriyor ki Sakarya'da 10 ya da 8 bin yıl öncesine kadar insanların yaşadığı izler var. Bunun daha da araştırılması gerekiyor tabi."
Sakarya ili genelinde arkeolojik kazılar yapılması gereken yerler olduğunu belirten yerler olduğunu anlatan Yazıcı, şunları söyledi: "Ancak, Samanlı Dağları'nın Karadeniz'e bakan yönü bitki örtüsü açısından çok yeşil. Karasu, Kaynarca ve Kocaali bölgelerinde yoğun bir bitki örtüsü olduğu için olayı görme imkanına sahip değiliz. Ancak Geyve, Taraklı ve Pamukova bölgesinde geçmiş dönemlere ait yerler çok daha kolay ortaya çıkarılabiliyor. Bu bölge arkeolojik olarak daha zengin."
Bölgede kaçak kazıların yoğun olduğunu belirten Yazıcı, şöyle konuştu: "Bölgemizde kaçak kazılar yoğun. Kazılarda tahribat çok fazla. Bu çok bilinçsizce yapılan bir olay. Mezardan ne beklenir ki, vatandaş mezarı tahrip edip içerisinde altın bulacakmış. Böyle bir şey yok. Hiç kimse gidip mezara altın gömmez. Ancak bir vatandaş taş bulduğunda vah efendim altın var. Bazı mezarlara hediye olarak konulan ziynet eşyaları yüzüktür, küpedir, sikkedir, koku kapları bulunuyor. Ancak bunlar pişmiş toprak, bronz, bakır oluyor. Altın eşya pek fazla olmuyor. Şu şekilde düşünün. Bölgede geçmiş zamanda yaşayan insan ne kadar zengin ki. Onun çok altın birikimi onu birlikte götürsün."
ESKİ HARABELERDEN ÖNEMLİ ESERLER ÇIKIYOR
Sakarya sınırları içerisinde büyük bir antik şehir olmadığını anlatan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: "Veya biz bulamadık, ancak olsaydı şimdiye kadar izleri çıkardı. Kent yerleşmesi daha önce yok burada. Hemen yanı başımızda İzmit, eski adı Nicomedia Bitinya'nın başkenti. Antik çağda o bölgenin adı. Orada çok büyük bir yerleşim var tabi. Şimdiki İzmit o bölgeye kuruldu. Eski harabeler tarih oldu ama çok önemli eserler de çıkıyor. Oradan çıkan eserler İzmit Müzesi'nde sergileniyor."
Yazıcı ayrıca, Sakaryalıların müzeye ilgi göstermediğini sözlerine ekledi.