Türkiye, ismi ne olursa olsun dini bayramlarından birini daha geride bıraktı...
Bu bayramda da her yıl yapmayı istediğim, ancak bir türlü yapamadığım bayramı bir kez daha yineledim. Niyetim kitap gazete okumadan, televizyon izlemeden, dostlarımla siyaset dışı konuşmaları aile meclislerinde yapmayı tasarlamıştım. Gazeteci olmanın apayrı bir özelliği var; siz ne kadar siyasetten, günlük olaylardan kaçıp kurtulmak isteseniz de onlar sizin yakanızı bırakmıyor.
Acaba bu bayramda ütopya ülkesinde mi yaşamak istiyordum; onu da pek kestiremiyorum. Yıllar yılı düşlediğimi bu bayramda da gerçekleştiremedim; yine gazeteleri okudum, internet sitelerinde dolaşarak internet basınının neler yazdığına baktım ve bayram ziyaretlerinde farklı görüşteki dostlarla siyaseti, Türkiye’yi konuştuk...
Bayramda kafamıza takılan, yine bayram öncesindeki karmaşalar, tarafların kendi bakış açılarına göre ortaya attıkları karşılıklı iddialar oldu. Kuşkusuz, bu arada da futbol epey zamanımızı çaldı!...
Bayram öncesindeki hafta gündemi neler meşgul etmişti?
Bunların hemen hepsi yazılı, görsel ve internet basınında en ince ayrıntısına kadar yer almıştı. Siyasette yeni gelişmeler olmadığı takdirde bunları sırası ile önümüzdeki günlerde yeniden ele alarak incelemek isterim.
Kuşkusuz, gündemin başında Deniz Feneri skandalı geliyordu. Bazı vatandaşların dini duygularını, merhametini istismar ederek onların paralarının bir kısmının “Ali Cengiz oyunu” ile hortumlanması, Almanya’da açılan davanın Türkiye’ye yansımasının sancıları daha uzun süre devam edeceğe benziyor. Bu skandala bir süre sessiz kalan İslâmi veya yandaş tabir edilen basında nihayet dayanamayarak sesini yükseltmeye başladı. Sağın kendi çapında etkili kalemleri “Yen içinde kalan kol kangren olur”, “Allah mutlaka bir sille vurur”, “Yetimin hakkını yiyeni Allah affetmez”, “Erbakan gibi sonuçlarına katlanacaklar”, “Hepimiz pir u pak’ız demeyelim” gibi yazılar yayınlanırken, bazıları da “Hiç kimsenin 5 kuruş çalmadığına inanıyorum” gibisinden sözler söylemişti. (!)
Bunlar gösteriyor ki, Fener Skandalı bayram öncesinde İslami kesimi de harekete geçirmiş, belki de aklıselim galip gelerek onları da bölmüştü...
Bayram öncesinin en önemli olayı, daha doğrusu TBMM’de yaşanan Kemal Kılıçdaroğlu ile Dengir Mehmet Mir Fırat’ın Uğur Dündar yönetimindeki karşılıklı tartışmasıydı. Gündemi meşgul eden bu olay bazılarınca “Büyük Düello”, bazılarınca da “Kılıçlar Çekildi” olarak yorumlanmıştı. Gerçekte bu tartışmada bir ilk yaşanmış, suçlamalar belgelere dayandırılmıştı. Bunun öncülüğünü de CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu yapmıştı.
Bu tartışmada dikkati çeken bir nokta CHP’nin, AKP’nin yumuşak karnı olan yolsuzluklar üzerine belgelerle gitmesiydi. CHP taktik değiştirmiş, laiklik üzerindeki suçlamalarını bir kenara bırakarak, yolsuzluklara yönelmişti. Laikliğin altının oyulduğunu aydın kesim biliyordu ama belirli bir kesim bununla ilgilenmiyor, şeyhlerin, imamların, ne acıdır ki din bezirgânlarının sözlerinin daha doğru olduğunu düşünüyor...
Müslümanlık adına yapılan yolsuzluklar onları da artık düşünmeye, daldıkları manevi alemden uzaklaştırmaya yetiyor...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun belgelere dayalı suçlamaları yenilir yutulur cinsten değildi...
Dengir’in %30 hissesi olduğu MENAS Firmasının 1994’de gerçek dışı haksız vergi iadesi talep ederek hayali ihracat yaptığı ileri sürülüyordu.
Menas’ın yurt dışına giden tırında 89 kilo eroini götürürken yakalanan şoförü gündeme getirildi. Ardından MENAS’ın gümrükte şüpheliler listesi olan kırmızı hattan çıkarılması talebinde Dengir’in siyasi nüfuzundan yararlanıldığı ileri sürüldü...
Kılıçdaroğlu iddialarla ilgili Danıştay Kararını, Dengir ise Bölge İdare Mahkemesi kararlarını ekranlarda gösterdi. Ancak unutulan Danıştay kararlarının hepsinin üzerinde olduğuydu.
Dengir’in de bu suçlamaları yanıtlarken epey zorlandığı açıkça görülmüştü. Bereket Uğur Dündar ne şiş yansın ne kebap (!) yönetimi tartışmanın hakarete varmasını önlemiş, bu arada epey kişiyi de bıyık altından güldürmüştü.
Basından öğrendiğimiz kadarıyla şimdi taraflar bu tartışmanın ikinci raunduna hazırlanıyorlarmış. Bazılarına göre Kılıçdaroğlu, bazılarına göre Dengir tartışmayı kazanmış (!) Bazıları da tartışma berabere bitti diyor (!) Sanki bir spor müsabakası izlenmişti(!)...
CHP’li Kılıçdaroğlu bu arada yeni bir öneri getirmekte gecikmemiş, Başbakan ile Deniz Baykal yine Uğur Dündar’ın yönetiminde tartışsınlar demişti...
Bu arada Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanı DSP’li Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen “Maliye Bakanı’nın kendisini yeniden seçtirmemek için elinden geleni yaptığını söyledikten sonra ortaya yepyeni bir iddia atıvermişti; Siyasi şantaj yapıyorlar!..
Basına yansıyan haberlere baktığımızda, Maliye Bakanının daha başka önemli işleri olduğunu görmüştük. Unakıtanlar on aydır 600 milyon dolarlık termik santral kurmak için çalışmalar yürütüyormuş... Bu olay bayram öncesi siyasilerimizin en çok konuştuğu konuların başında geliyormuş...
Hayırlısı...
Bizde siyasiler iş dünyasından ellerini çekmediği sürece bu tür işlerin memlekete hayırlı uğurlu olmasını dilemekten başka yapacak bir şey kalmıyor...
AKP’den seçim öncesi ayrılan ve yeni bir parti kurma çalışmalarını yürüten Abdüllatif Şener de bu ortamda ortaya çıkarak, 32. Gün programında AKP’yi suçladı. Şener’in söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildi... Başka bir deyişle AKP yönetimini sarsıcı mahiyetteydi.
Asıl faillerin Türkiye’de olduğu bilindiği halde olayın üzerine gidilmiyor...
Başbakan konunun üzerine gidilmesini engelliyorsa...
Bu dönemin imar değişiklikleri Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanlardan fazladır...
Abdüllatif Şener açık açık AKP’den neden ayrıldığını açıklarken bazı kişileri de töhmet altında bırakacak biçimde konuşmuştu...
Bu arada Alman Mahkemesindeki iddianamede ismi 37 kez geçen RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da görevini sürdürdüğünü ve aldığı desteklerle koltuğuna sımsıkı yapıştığını da söylemeden geçmeyelim. RTÜK Başkanlığına geldiğinde ticaretle ilişkim yok derken, bizim basın da acımasız, Ankara’da Armada’da ortak olduğunu ortaya koyuvermiş...
Bayram öncesi karşı atağa geçen AKP, CHP’li Çankaya Belediye Başkanının yolsuzluk yaptığını ileri sürmüş, İçişleri Bakanlığı da jet hızıyla tahkikat başlattı. Ancak Deniz Baykal daha önce davranarak partisinde bu konuyla ilgili bir incelemeye girişerek bir rapor istedi.
Bayram süresince uzun uzun düşünmüştüm; Şaban Dişli partiden ihraç edilmiş olsaydı, RTÜK Başkanı Zahid Akman istifa etseydi, Deniz Feneri’nin Türkiye uzantılarının üzerinde yeterince durulsaydı ne olurdu?
Arife günü de bir TV kanalında, bir kez daha gündeme gelerek kâr payı vaadiyle yurtdışında faizsiz para topladığı iddia edildi. Bu olay elindeki 50.000 $’lık hissesi olan bir ortağın kâr payı almak için açtığı dava ile ortaya çıktı...
Büyük olasılıkla AKP çok daha güçlü olurdu...
Okay Gönensin’in deyişi ile vazodaki çatlak büyüyor, AKP erkânı beyazlık vazosunu kendi eliyle çatlattı.
Vazo kırılmamalıydı!..
erdemyucel2002@hotmail.com
Sayin hocam sen sagol gene kalemi konusturmussun,Ellerine saglik.Hocam Türkiyede Aceyip seyler oluyor,Yoksa bana,mi ögle geliyor.Hükümetin bir Kemal abisi varmis,Sayin Cumhurbaskanina güzel bir kiyak yapmis.Hemde bayram kiyagi,Evet Hükümet,in abisi,Türkiye Cumhuriyetinde ve ikdidar Partisinin bir bakani olarak istedigin her bir kimseye af cikarabilirsin. Ama Ahiret affini asla bu dünyada bulamiyacaktir.Ahiretin olduguna inanyorsak yetimler hakkini mutlaka istiyeceklerdir. Kemak Kilicdaroglu ile Dengir Mehmet Mir Firat Beylerin diellosu bence kendi istedikleri gibi konusmadilar,Vede üzerlerinde baski olduguna inanyorum.O diellonun galibi bence yöneten sayin Ugur Dündar,dir o dielloda iyi bir prim yaptigina inanyorum. Adelet bakani Deniz Fenerin davasindan bana ne diyor.Almanyada birkac kisi suc islemis oranin yerel mahkemesi suclu bulmus mahkum etmis diyor,Bundan bana ne diyor.Inanilacak gibi degil yetkili mahkeme resmen diyorki asil suclular Türkiyede hemde isim vererek bildiriyor,herkes duyuyor biliyor bizim ADALET Bakanimiz bana ne diyor. Bir kac gündür haberlerde okuyorum Sayin Reiscumhur Abdullah Gül Beye 30 milyon Dolarlik bir yat yapiliyormus.Eh insaf be vurun abaliya,Benim bildigim Bayramlar Yetim ve Fakir Halki hatirlayip sevindirmek icin yapilir.Soymak icin degil,O zaman dini bayramlar yapilmasin ve o yetim ile fakir soyulmasin.Gene basindan ögrendigim kadari ile 75 sanigin yol actigi toplam kayip 11,5 milyon ytl yi bulmus,Bu parayi,da yürütenlere yarin af gelir,Veyahut,ta zaman asimina ugrar kurtulurlar.Eh kim ödiyecek Tabiki benim Vefakar Halkimiz her türlü ihtiyaca zam yaparlar vergiyi cogaltirlar böylelikle inleye inleye ölür kalan saglar bizimdir selamlarimla.