Türkiye zor bir dönemeçten geçiyor. Bunun başında da Atatürk devrimlerinin, demokrasinin altının oyulup oyulmadığı geliyor. Günümüzde tüm Türkiye buna kilitlenmiş durumda ve yapılan tartışmaların başında da yarım metrelik bir bez olan gericilik ve şeriat özleminin simgesi olan türban geliyor. TBMM’de özgürlük adına siyasal şeriatın simgesi olan, üniversitelere türbanlıların girebilmesine olanak sağlayacak olan anayasa değişikliğinin maddeleri tartışılıyor.
Gerçekte türban konusu insanı bıktırdı. Bu konuyu artık yazmak istemiyorum. Ama gelin görün ki, gündem ona kilitlenmiş... Türbanla yatıyor, türbanla kalkıyoruz. Akıl ve bilimden yana kişiler dışında, bunun getireceği tehlikelerin neler olabileceğinin farkında bile değiller. Ekonomideki çöküşün bireylere yansımasını düşünemiyorlar. Dış siyaset, AB’de de ne durumdayız onun bile farkında değiller. Varsa türban yoksa türban...
Türbandan yana olanları kimler yetiştirmiş, pıtrak gibi ortaya salmış?
Mahalle baskısı mı? Aile baskısı mı? Yoksa dini inanç mı?
Basında çıkan yazıları, bize gelen okuyucu yorumlarına bakıyorum; hemen hepsi aynı noktada birleşmişler; Tanrının isteği, Kur’anın emri... Gerçekte ana dayanakları olan Kur’anı dikkatlice okumuş olsalar, o yüce kitapta böyle bir şeyin olmadığını açıkça görürler. Başka bir deyişle görmek istemiyorlar. Demokrasinin çağdaş devrimlerin tehlikede olduğunu, Türkiye’yi nelerin beklediğinin, aymazlıktan bilincinde bile değiller. Bu arada bir başka soru gündeme geliyor? Acaba İsmet İnönü’nün, II:Dünya Savaşı bitiminde, 1945’de başlattığı çok partili düzene geçme kararı erken atılan bir adımıydı?
Kuşkusuz demokrasi, toplumları yöneten en güzel yönetim şeklidir. Tarihi kökeni Antik Çağlarda Atina ve Roma’ya kadar inen demokrasinin en büyük gücü aydın insana, eğitim ve kültüre dayanırdı. Günümüzün batı toplumlarında, demokrasiyi benimsemiş insanların eğitim ve kültürleri, dini inançları üç aşağı beş yukarı birbirine eşittir.
Ya bizde?
İşte bizdeki sorun da buradan kaynaklanıyor!..
Önümüzde bir İran, bir Suudi Arabistan örneği varken, Türkiye’yi daha ilkel, hurafelerin ağır bastığı bir düzene getirmek isteyenler ortaya çıkıyor.
Ölüm sonrası yaşam? Var mı? Yok mu? Meçhul...
İster istemez aydın insan düşünüyor; toplumu Ortaçağın karanlıklarına götürmek isteyen bu aymazları kimler yeşertti? Bu konuyu yaşadığım bir örnekle açıklamak isterim.
Geçtiğimiz hafta içerisinde annemi kaybettim. Ölüm, her fani insanın başına gelen bir olay... İnsanlar doğar, yaşar ve ölürler... Mitolojilerde belirtildiği gibi ölümsüz varlık yok... Bilim ve din kitapları da bunu açıkça belirtiyor.
İnsanlık, ahlak anlayışımıza, inançlarımıza ve törelerimize göre cenazenin toprağa verilişinden sonra eş dost ve yakınlarımızın taziye ziyaretine gelmeleri doğaldır. Nitekim bizde de öyle oldu. İnsan içgüdüsünün ortaya koyduğu bir gerçek; acılarını ve sevinçlerini yakınları ile paylaşmak isteğidir. Taziyeye gelenler arasında çok sevdiğimiz bir dostumuz vardı. Erkek Yahudi, eşi ise Müslüman’dı. Birbirleri ile çok iyi anlaşan, birbirlerinin dinine karışmadığı, saygı gösterdiği, saygın bir aile...
Taziye ziyaretlerinde konuyu ne kadar değiştirmeye çalışsanız, söz döner dolaşır, ölüme ve mezarlığa, ölümden sonra hayat var mı, yok mu sorusuna gelip dayanır. Ölüm sonrası, akıl ve bilimin çözemediği yanıtsız kalan bir soru... Taziye ziyaretine gelen, kendisi Yahudi, eşi Müslüman olan dostum bir ara “Biz aynı mezarlığa eşimle birlikte gömülemeyeceğiz. O Müslüman mezarlığına, ben ise Yahudi mezarlığında ebedi istirahata çekileceğiz” gibisinden bir söz söyledi. O ana kadar söylenenleri dinleyen tarikat mensubu olmakla övünen bir diğer misafirimiz, kitapların yazdığı patavatsızlık sözcüğünü doğrularcasına birden zemberekten boşanmışçasına soruverdi;
-Sen de Müslüman olsana!...
O anda odada buz gibi bir hava esti... O bunun farkında bile olmadan sorusuna bir de aklınca çözüm getirdi:
-Yahudilik en pis dindir!...
Gerisini boş verin...
Bu basit, bireysel olayın düşündürdüğü, ortaya koyduğu pek çok nokta vardır.
Bu aymazları, bilgisiz, din adına yanlış hurafelerle beyinleri doldurulmuş insanları kimler yetiştiriyor? Bu insanları kimler eğitiyor, aynı tornadan çıkmışçasına topluma kimler salıyor? O zavallılar başkalarının keyifli yaşam sürmeleri için ortaya salınmış, kasten cahil bırakılmış birer piyon olduklarının farkında bile değiller. Biz manevi alemde yaşıyoruz, her şeyimiz öte dünya diyorlar...
Garabet burada ortaya çıkıyor; bu insanlar demokrasinin en büyük silahı olan oya sahipler ve ne yazık ki, aydın, düşünen, okuyan insanlar ile eşitler...Sanırım asıl sorun da buradan kaynaklanıyor.
Seçim öncesi, yukarıda andığım tarikat mensubu şahsa takılmıştım; hangi partiye oy vereceksin diye...
Yanıtı çok ilginçti, “Tabi ki Müslüman partiye”
O zavallıyı yönlendiren bir Müslüman parti önermiş, o da onu kulluktan kurtulamadığından, onların emirlerini görev saymıştı. Tarikat ehilleri demek ki, onlara oy atmaları için bir Müslüman parti! önermiş... Sanki diğerleri başka dine mensup partilermiş gibi...
Türkiye’nin demokrasi kaderini, attıkları oylarla çizen bu aymazları kimler ortaya çıkardı?
Düşünmekten okumaktan yoksun, körü körüne kendilerini yönlendiren tarikat efendilerinin! emir kulu insanlar...
Müslüman’ız derler Müslümanlığın ne olduğunu bilmezler. Yatak odalarındaki gardırobun üzerine bohçalara sararak sakladıkları Kur’anı ara sıra aşağı indirir, karıştırır, Arapça bilmediklerinden ve Türkçe mealine de itibar etmediklerinden pek bir şey anlayamazlar. Bilgiç bilgiç kafalarını sallayarak her şey bunun içinde derler. Sonra da kendilerine yakıştırdıkları manevi alemde yaşadıklarını sanırlar.
Müslümanlık bu kadar kolay ve basit değildir. Ben Müslüman oldum demekle de olunmuyor.
Öncelikle başta Müslümanlık olmak üzere diğer dinlerin ana felsefesini, görüşlerini bileceksin. Gerçek Tanrı buyruğunu, gerçek hadislerde ne denilmek istendiğini anlayacaksın. Uydurma hadisleri ise bir kenara iteceksin.
İslam tarihi ve coğrafyasını iyi öğrenecek ve her şeyden önce akıl ve bilimin ışığında düşüneceksin...
Sözüm ona din adamıyım diye ortaya çıkan din bezirganlarına, baronlarına itibar etmeyeceksin.
Onların her söylediğine saf saf inanmayacaksın.
Her şeyden önce çok okuyup çokça düşüneceksin. Din adına sana yutturulamaya çalışılan hurafelerin gerçek din olmadığını, aymazlık olduğunu anlayacaksın...
Daha doğrusu adam olacaksın adam...
Türkiye üzerinde oynanan oyunlara,Türkiye’yi bölmeye çalışan dış güçlere bilinçsizce alet olanları da bir kenara iteceksin.
Ne yazık ki, İstiklal Savaşı’ndan sonra cehaletle başlayan savaşta yenik düştük. Türkiye’yi çağdaş düzeye getirmek istiyorsak, asıl bu savaşı aşıp, aymazlıktan kurtulmaya çalışmalıyız. Atamızın “Gençliğe Hitabını” ise her zaman düşünmek zorundayız.
Akıl ve bilim... İşte her şeyin formülü burada yatıyor...Bilmem anlatabildim mi?
erdemyucel2002@hotmail.com
oh be nihayet siirtte aydın bir insan makalesini zevkle okudum.uzun yıldan beri siirten diyarbakıra yerleştim iyiki de ayrılmışım çünkü gerçekten siirtin karanlık ,dar,geri görüşlü insanlar ile hala yerinde saydığını izliyorum türbanı istismar ederek ispanyadan nutuk atmak çok kolay ama benim bildiğim tek bir nutuk var o da ATATÜRK'ÜN NUTKU Siirt halkı para kazanayım derken ona buna para vereceğine(sanki bu haram değilmiş gibi)bu nutku okusunlar da bilgi ile para kazansınlar diyor sizlere de saygılar sunuyorum
Sayin Erdem Hocam.Önce Basin sagolsun Annen Hakkin rahmetine kavusmustur,Allah,tan rahmet geri kalanlarina,da sabir versin mekani cennet olsun. Bu hüzünlü gününde gene dayanamayip kimi insanlari uyandirmak icin kaleme aldigin yazi icin tesekkürlerimi sunarak sagol diyorum. En az senin kadar bu turban meselesinden bende sıkıldım,Sanki baska isimiz yok gibi. Sayin Hocam Almanyada oldugumdan dolayi cok uluslu insanlarla tanistim,kimi hiristiyan kimi yahudi kimi ermeni kimi budist Ama inanin ki hicbiri biz müslümanlar kadar cin fikirli degildir.Müslümanlarin cogu Kurani kerimi okuyup anlamadan veya okumadan kurani hatim ettim,diyenlere raslarsiniz. Böyle cin fikirli insanlar var oldugu müddetce islam altinda seytan fikirliler aymazlar malesef cogalmaktadir. Ben bazi yazarlara yazdiklari yazilar,la ilgili olumlu veya olumsuz itirazlarimi yazarak sunmaktayim. Simdi burda yazmadan gecemiyecem cikar icin islam dinini alet etmek,mi lazim. Mademki kazanc tekkesi görüyorsak nasil müslüman oluyoruz. Yapmayin din kardeslerim yapmayin,Madem Ahiret,ten Cennet veya Cehennemden bahsediliyorsa bunlari yapmayin. Bugün turbani konusyorsak MUSTAFA KEMAL ATATÜRK;ÜN VE ARKADASLARININ ANAYASASI HAYATA DOGRU DÜRÜST GECIRILMEDIGI ICIN: Benim anlamadigim konu bu simdi turban takanlar müslüman olacak takmiyanlar hangi dine mensup olacaklar. Tipki turban yaliniz yüksek okul üniversitede serbest olacak,Yahu yarin sormazlarmi bizi okuttunuz bizim is yerimiz nerde kamu,da yasak diger okullarda yasak hastahanelerde yasak eh nerde calisacaklar, Demek bu karari alanlar simdilikten yurt disinda bu müslümanlara is aramak olacaktir. Bence yukarda bahsettigim gibi cin seytan fikirli olanlar hedef turbani yücetmek degil turban altinda ATATÜRK ilkelerini yok edip Türkiye Cumhuriyeti degil;Türkiye islam devleti denilmek isteniliyor. TEMENNIM TÜRK ASKERI BUNA IZIN VERMESIN.Sana Tekrar basin sagolsun diliyerek kalemin daim olsun selamlar.
Evet sayın gazeteci bey Yazdıklarınız çok doğru,o pis kelimesi bana söylenmişti,ne varki ben ATATÜRKÇÜ,ve laik bir insanım nice türkten daha türküm.Müslüman olmak elbette kötü değil fakat cahil insanlar MÜSLÜMANLIĞI bukadar anlıyor ve cahilce inanıyorlar.Ben onların beynini yıkayan sözde imamlara seslenmemiz gerektiğini sanıyorum,Kendini bilmez niceleri aramızda.ALLAH onlara akıl fikir versin.Bunlar müslümanlığın yüz karası TEŞEKKÜRLER
MERHABA ERDEM ABİ..KÖŞENİZİ OKUNCA AKLIMA ATA SÖZÜMÜZ GELDİ"DELİNİN BİRİSİ KUYUYA TAŞ ATMIŞ KIRK AKILLI ÇIKARAMIŞ"DEMİŞLER...KUYUYA TAŞI ATAN GALİBA KUYUYU KAPATMIŞ OLMALIKİ ERDEM ABİ,TAŞI ÇIKARACAK AKILLI BULUNAMIYOR..KUYUDAKİ TAŞI ÇIKARMAK İÇİN,BEN OLSAM KUYUYU AÇARIM ERDEM ABİ...KUYUYU AÇTIĞIMDA TAŞI BULURMUYUM BİLMİYORUM..KUYUYU AÇTIKTAN SONRADA,TAŞI ATAN DELİYİ BULMAK LAZIM ERDEM ABİ...TAŞIN BÜYÜKLÜGÜNÜ,KÜÇÜKLÜĞÜNÜ ANCAK TAŞI ATAN DELİ BİLİR...KUYUYU AÇSAK ERDEM ABİ,TAŞIDA ÇIKARSAK,SORUNLAR ÇÖZÜLÜRMÜ ERDEM ABİ??BUGÜN KUYUYA TAŞ ATAN,YARIN KUYUDAKİ SUYUDA BULANDIRIR ERDEM ABİ...AKLIMAMA BİZİM BURALARDA SÖYLENEN BİR SÖZDE AKLIMA GELDİ ERDEM ABİ"BULANDIRMA DENİZİ,UYANDIRMA KERİZİ"DERLER...BİZİM ÜLKEMİZİN İNSANLARI HİÇ BİR ZAMAN UYUMADI ERDEM ABİ...BUNDAN SONRADA UYUYACAKLARINI SANMIYORUM....SUYUYU BULANDIRANLARIN VE KUYUYA TAŞ ATANLARIN,BİRGÜN TAŞIN KAFALARINA GELECEGİNİ VEDE BULANIK SUDA BOGULACAKLARI,HİÇMİ AKILLARINA GELMİYOR ERDEM ABİ??TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU,ÖNDERİMİZ M.KEMAL ATATÜRKÜN SÖZLERİNİ HSTIRLATMAKİSTİYORUM ERDEM ABİ..Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.M.KEMAL ATATÜRK.SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)....
Selim Bey. Bu adamlarda yurt ve ulus sevgisi yoktur. Ümmetçilik vardır. Yahudi düşmanlıkları da 600'lü yılların Arap Yarımadası'ndaki politik çekişmelerden geliyor. Üzülmeyin.
Erdem bey herkes gerici bi tek siz ilerici başörtülü kızların üniversiteye girmesine karşı çıkıyorsunuz peki o kızlarla aynı düşüncede olan erkeklere ne diyeceksiniz onlarla da ilgili bi çözümünüz vardır herhalde ilericisiniz ya.Bir de mademki başörtülü kızlar üniversitelere giremiyor o zaman başörtülü insanların çocuklarını askerede almasınlar şehit cenazelerine bakın
Sen inanmayabilirsin. Buna saygım var. Ama inanan insana saygılı ol.
SN.YILMAZ ERGÜVENÇ Konuya üzülmemek elde değil,rahmetli Babamı,ilk okula kayıt ettiren SN:ATATÜRK idi,baba,annem terzisiydi,Dedem garp cephesinde şehit oldu.Bu ahlaksızlara elbette biri çıkıp dur diyecek.Bunlar barnaz,kendini bilmez insanlar ve yine yazıyorum çok cahiller.Beyın fıkaralığna aht etmişler,akılları yok.Mağlesef gidişat bizi çok zorlayacak.Ama bu millet layiklikten ödün vermeyecektir bunada canıgönülden inanıyorum.
Sayın hocam,öncelikle tekrardan başınız sağolsun diyorum.Aslında uzun zamandır gündemi meşgul eden bu sorun ciddi bir tehdidin ilk adımlarıdır.İran devrimini hatırlayanlar bu konuda daha hassaslar.Haklılar da.Çünkü orada da seçimle,halk iradesi ile gelen bir hükümet,adım adım bütün rejimi ele geçirmiş.Önce okullar sonra kamu kurum ve kuruluşlar yavaş ve hissettirmeden,sanki halkın isteği imiş gibi dönüştürüldü.Şimdi demokrasi ile zaptettikleri yönetimi bırakmamak bir yana,muhalefet sözcüğüne bile izin vermiyorlar.Bu yaratıklar ne kadar sinsi ise o kadar uyanık olunup,ne kadar sert ise misli ile sert mukabele gösterilmedikçe sorun çözülemez.Bir televizyon programında türbanlı bir kız çıkıp ben laik değilim diyor ve bu türbanı(Aslında şeriatı)topluma yaymak ve dayatmak emelini de açıkça ortaya koymuştu.Resmi anlamda hayatın her alanında laik olmamak Atatürk'ün kurduğu rejime karşı olmaktır ve -SUÇ-tur.Daha açık söylenir mi bilmiyorum.Bu suçun cezası da açıktır.Resmi görevliler süratle rejimi korumak ve kollamakla ilgili ettikleri yeminin gereğini yapmakla yükümlüdürler......
DUYGUSALLIK İNSANA VE TOPLUMA ZARAR VERİR.TÜRBAN OLAYININ ÜLKEYE ZARAR VERECEĞİNDEN ENDİŞELİYİM.HERKESİN BU OLAYDA KENDİNE GÖRE HESAPLARI VAR.CUMHURİYETE,ATATÜRK DEVRİMLERİNE SAHİP ÇIKMA VAR.İKİ YÜZLÜLÜK VAR.YALAN VAR.HASAT VAR.HALBUKİ İSLAM DİNİMİZE GÖRE "YALANLA,İMAM BİR ARADA OLMAZ" DUYGULAR SÖMÜRÜLÜYOR.MANTIK DUYGULARIN ARKASINDA ADETA KAYBOLMUŞ VE GÖZÜKMÜYOR.TÜRBAN OLAYI CUMHURİYET KURULURKEN CUMHURİYETE MUHALİF OLAN ZİHNİYETİN DEVAMI.KONU; ŞEKİL OLARAK BEDENEN TÜRBAN,RUHEN ŞERİAT OLAYIN ÖZETİ BU SAYGILARIMLA
Sizi ahirette akıl ve bilim kurtaracak herhalde. Einstein ın bir sözü var: bilimle upraşıpta ALlah'ı bulamayana şaşarım diyor. Bizdeki materyalistler ise bilimle ALlah'tan uzaklaştırmaya çalışıyor.