10
Haziran
2025
Salı
ANASAYFA

Eski Kocadan Çocuk Yapmak Caiz mi?


Zülfü Livaneli, günümüzden yaklaşık 350 yıl öncesi, Sultan İbrahim döneminde yaşamış Mehmet Halife’nin yazdıklarını gündeme taşıdı. Bakın Mehmet Halife o günlerin İstanbul’undan nasıl yakınıyormuş;

İstanbul halkı, devletlerine, nimetlerine mağrur oldular. Hak yolundan ayrıldılar, nefis havasına düştüler. Biri birini aldatır, biri öbürünün elindekini almaya çalışır. Namusa iftira atarlar, leke sürerler.

Bütün esnaf hilekâr. Ulema ilmin faziletlerini unutmuş, avam ise zina ve livataya düşmüş. İstanbul’un üzerinde bir bela dolaşıyor. İstanbul böyle devam edemez; ya bir merhametsiz kılıç sahibi kesecek, ya bir salgın gelip kıracak, ya da bir ateş düşüp yakacak; bolluk içinde aklını ve ahlakını kaybeden insanlar kül üstünde çırılçıplak bırakıp bunları yaptıklarına pişman kılacak
”.

Mehmet Halife’nin ibret alınacak yazısında, çürümeden söz ediliyor. Mehmet Halife isyan ediyor; O’nu isyan ettiren de aldatmanın, zevk ve cinnetin öne çıkması...

Zülfü Livaneli haklı olarak soruyor;

Tarih tekrarlanmaktadır...

Mehmet Halife’nin yazdıkları 3.5 yüzyıl sonra karşımıza çıkıyor mu?

Gerçekten toplumumuzda bir çürüme var mı?

Kabul etmemiz yerinde olacaktır ki, toplum bugün büyük bir cinsel bunalım yaşıyor. Yıllar öncesi Haydar Dümen “Cinsel Sorunlarımız” isimli kitabında bir takım uyarılarda bulunmuştu. Kimse üzerinde durmadı ve sonunda cinsel bunalım, cinselliğe yönelik töre cinayetleri, aile içerisindeki ensest ilişkiler ve tacizler su yüzüne çıkıverdi. Dedelerin torunlarına, babaların kızlarına, gelinlerine yaptıklarını, çirkin tacizlerini basınımızda okuyor ve görüyoruz.

Kuşkusuz, bunlar su yüzüne çıkan örnekler...

Ya çıkmayanlar?

Çok değil, daha birkaç gün öncesi, dondurma ile kandırdığı ilköğretim okulu öğrencilerine cinsel tacizde bulunmasından ötürü on yıl hapis cezasına çarptırılan; dosyası Yargıtay’da, kendisi serbest olan 64 yaşında bir adam, yurt dışına çıkış yasağının olduğu son anda fark edilerek, hac yolundaki ( ! ) uçağından... Yanındaki eşi Hac yoluna devam etmiş!

İstanbul, Avcılarda özel bir kız öğrenci yurdunda yaşanan olay, toplumdaki çürümüşlüğün bir başka örneğiydi. Yurt yöneticileri (İçlerinden birini çarşaflı bir kadın olduğu iddia ediliyor) vücudunda çürük gördükleri bir kızı soyup kendilerince muayene etmişler (!) sonra da yurttan atmışlar... Kızın babası kızının bakireliğini belirten hastane raporunu almış!..

Kısaca değindiğim, toplumdaki çürümeyi yansıtan şu birkaç olay dışında yazıma Zülfü Livaneli’nin hatırlattığı Mehmet Halife’nin söyledikleri ile başlamamın nedeni ise yazılı ve görsel basında yer alan küçük bir kızın dramından kaynaklanıyor.

Televizyon kanallarından birinde, yatağa mahkûm edilmiş şirin bir kız çocuğunun dramı gözler önüne serilmemiş olsaydı, küçük Şirvan’dan haberimiz bile olmayacaktı. Hain bir sürücünün çarpıp kaçtığı, boynundan aşağısı felç olan ve solunum cihazına bağlı yaşamaya çalışan dokuz yaşındaki Şirvan’ın gözlerinden eski haline dönebilme arzusu okunuyordu. Ancak evindeki solunum cihazı şehir içi elektrik kesilmesi ile çalışamayacak ve Şirvan ölüme terk edilecekti. Şirvan’ın annesi Funda Bilgin elektrik faturasını ödeyemeyince yine elektriği kesilecekti. Bereket bu acı olayın basına yansıması ile Sağlık Bakanlığı duruma el koydu ve küçük Şirvan helikopterle Ankara’ya götürülerek kurtarılmaya çalışıldı. Buraya kadar her şey olumlu, ancak…

Küçük Şirvan’ı muayene eden doktorlar kök hücre uygulanmasıyla düzeleceği noktasında birleştiler. Bunun için de doğacak bir kardeşinden alınacak ilik Şirvan’ı yaşama döndürecekti.

Ancak ortada bir sorun vardı. Anne ile baba yıllar önce ayrılmışlardı...

Şirvan’ın kardeşi nasıl dünyaya gelecekti?

Normal birleşme olmadan tüp bebek yöntemiyle Şirvan’a kardeş gelebilirdi. Anne ve baba bu konuda anlaştılar...

Eeee! Ne sorun var şimdi diyeceksiniz?

Sorun bundan sonra ortaya çıktı. Türkiye’de tüp bebek yapılabilmesi için anne ve babanın medeni nikâhı olması gerekliymiş... Nikâhsız çiftler veya tek başına bebek sahibi olmak isteyenler yurt dışındaki bazı ülkelerde bunu yapabiliyorlarmış…

Örnekleri çok...

Ancak evinin elektrik parasını ödeyemeyen Şirvan’ın annesi bunu nasıl yapacaktı?

Ortada küçük bir kızın yaşamı söz konusu... Bir gecede yasalar çıkaran meclis yeni bir yasa çıkarabilir... Veya ana babanın nikâhlı olmalı şartını kaldırabilir...

Derken ortaya başka bir sorun çıkmaz mı?

Diyanet İşleri Başkanlığı, küçük Şirvan'ı kurtaracak kök hücre formülüne karşı çıktı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Ekrem Keleş, tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olunabilmesi için çiftlerin mutlaka nikâhlı olmaları gerektiğini söyledi; nikâhı
olmayan bir erkeğin spermiyle çocuk sahibi olmak dini açıdan caiz değilmiş!..

Küçük Şirvan’a tıbbi naklin yapılabileceği kardeşin dünyaya getirilmesi için önce nikah şartmış !...

Önce nikah sonra bebek...

Ancak hangi nikâh olacağı konusunda bir açıklık getirilmemiş; Medeni mi? İmam mı? Yoksa Muta mı?

Yurdumun çürümüşlüğün bir nedeni de kumalardan dünyaya gelen çocuklar, nikâhsız birlikteliklerden dünyaya gelen bebekler... Magazinlerde nikâhsız, çocuk sahibi çiftler yer alıyorsa sorun yok! Onlar ünlü!.. Anadolu’nun herhangi bir yerinde oluyorsa sorun!

Çifte standart...

Caiz mi değil mi?

Haydi, canım sende...

Ne caizi ortada küçük bir çocuğun yaşamı söz konusu... Her şeyi dine bağlayarak ahkâm kesmeye kalkanlar biraz çağdaş olun... Hem bu arada din adına işlenen rezaletlerin de üzerini örtmeyin... Toplumdaki zina olaylarını, çok eşliliği, cinsel tacizleri ve bunları yapan bazı din adamlarını, kendilerine İslami yazar! yakıştırması yapanları görmezlikten gelmeyin...

Ya tecavüz olayında tecavüze uğrayan hamile kalırsa evlenmeyi şart koşan maddelere imza atan hukukçulara ne demeli?

Dinen caiz mi veya yasalar el vermiyor diyenlere sormak gerekir bu acı olay sizin başınıza gelseydi ne yapardınız?

Küçük Şirvan böyle yatağa mahkûm mu kalsın, yoksa ölsün mü?

Kenthaber’e gelen okuyucu yorumlarına bakıyorum insanlarımız tepkili, artık dinin bazı kuralları dışına çıkılıp, olur olmaz fetva vermeye kalkan aklı evvellere tepkililer... Bazıları da kendilerince çözüm üretiyor; ana baba yeniden evlensin diye konuyu saptırıyorlar!..

Bu arada ister istemez insanın aklı karışıyor; XXI yüzyılda hala 1400 yıl öncesi Arap çöllerinde insanları doğru yola getirmeye çalışan kurallarla mı hareket edilecek?

Kişilerin zor koşullarda atacağı adımlarda oraya çıkacak sorun hukuka mı yoksa adı ulemaya çıkan çoğu dinden bihaber insanlara mı sorulacak?

Bu nasıl bir çağ dışı mantıktır, anlayabilmek mümkün değil...

Bu ulemaya benim de sorum olacak; küçük Şirvan Allah korusun ölecek olsa, bu fetvayı veren ulema! katil sayılır mı, sayılmaz mı?

Anlaşılan Müslümanlık adına hala hurafelerle, uydurma hadislerle yola çıkanlardan daha çok çekeceğimiz var.

Yıllar öncesinden Mehmet Halife nasıl da bu günleri görmüş... 



erdemyucel2002@hotmail.com

.

Yayın Tarihi : 1 Aralık 2008 Pazartesi 11:25:37
Güncelleme :1 Aralık 2008 Pazartesi 11:28:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
erdal geyikçi(köçek)...! IP: 78.186.14.xxx Tarih : 1.12.2008 14:32:12

merhaba erdem abi,köşenizi okudum,ama başlığınıza yönelik yorum yazmak istiyorum.babamdan yola çıkarakta yorum yazacam .annemi babam 38 yıl önce kaçırarak evlenmişler.babamın 2 tanede imam nikahlı eşi vardı.benim gözümde annem hariçindeki eşlerini dost,arkadaş gibi görüyordum 2 yıl öncede annemden resmi olarak boşandılar.2,inci eşine resmi nikah yaptı babam.2inci eşindende 2 erkek çocuğu vardı.annemle boşansada kimliğimde babamın adı yazıyor.annemin yalnızca soyadı degişti,annem babamın,ilk göz ağrısı olduğu için,aşklarının bittiğini düşünmüyorum erdem abi.annemle babam evliyken önceki eşleri kuma olarak görünüyordu..ama annem osmanlı kadınıydı,kuma olmayı istemediği için resmi olarak boşandı.benim küçük kardeşim çok kirttir...babama evin eşşiğinden içeri adımını atarsan allah ya sana verir,yada bana demiş..ben evimizin al katında yalnız kaldığım için tarafsız kalmıştım ..herzamanda babama taş attım ama gül attırmadım anlayacağınız anneme neysem,babamada aynıyım erdem abi..şimdi herkesin hayatı kendisine ayittir,kaderidir,kısmetidir,nasibidirmi demeliyiz allah herkese akıl vermiş ama kimi şeytanca uyguluyor,kimiside insanca uyguluyor aklını ...babamın başından,annemle nikahlıyken,haricinde 7 tane bayan geçmiştir açıkcası babama fazla suç bulmuyorum erdem abi,çünkü babam islamiyeti dört dörtlük yaşadığını düşünüyorum..babamda,babasının yolunda gitmiş erdem abi,dedemde 7 kere evlenmiş 7 kardeşler ...allaha şükürki bekarım erdem abi,yoksa ben de b... 7'diydim açıkcası babamın fazla evliliğinde en büyük suçluların kadınlar olduğunu düşünüyorum ..düşünsene erdem abi,babamın evli olduğunu bildikleri halde babamla ilişkilerini devam ettirdiler..dünyada hangi kadın vardırki,kurulu bir aile düzenini yıkmak ister hani yuvayı dişi kuş yapardı,hani cennet anaların ayakları altındaydı.."YUVA YIKANIN YUVASI OLMAZ;DOĞURMAKLADA ANA OLUNMAZ geliba doğru söylüyorsun erdem abi,hurafalerle yaşayan bir milletiz..aklıma her yerde duyduğum aziz nesinin söylediği 100/70 aptal milletiz sözleri aklıma geldi..birdaha dünyaya gelirsem ,babam gibi birisi olmak isterdim:)))babam belki bizlerin istikbalini düşünmemiş olabilir,ama babam gibi birisinden olduğum içinde gurur duyuyorum alnımıza yazılmış çekeçeklerimiz,babamın bunda suçu yok saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)...!


mehmet ersindigil IP: 84.62.62.xxx Tarih : 1.12.2008 14:24:27

Saygilarimla Hocam ellerine saglik,Yorumun tek kelime ile mükemmel.Bu arada Sayin Zülfü Livaneli,yede tesekkür ediyorum.Mehmet Halifi,nin bu güzel söyleyisini dile getirdigi icin.Demek Mehmet Halifi bundan 350 yil önce bu günleri görmüs gibi yasamistir.Ne yazik,ki simdiki neslin cogu bu tür olaylara modern dünya diyorlar.Modern dedikleri dünyada babalar öz kizlarina tecavüz edip cocuk sahibi olanlar var.Bir Annenin Evladini kurtarmak icin cirpinirken istemiyerek,te olsa eski kocasindan cocuk sahibi olmasi dogal hakki diyorum.Yaliniz eski kocasi evli ise ve resmi nikahi varsa yeni karisindan izin alip tabi verirse oda dini nikah kiyilip cocuk sahibi olabilir diye düsünüyorum.Dini nikahin sebebi ise cocuk zinai sayilmasin diye.Ama malesef Dinayet Baskanligindan basina yansidigi kadar dogru ise,Eski kocadan cocuk olmaz diyor.Oysa bunu bir cikar yolu olmalidir,Ve dogru bir sekilde aciklamalidir.Din bu günlerde tamamen ticaret malzemesi olmus gibi görülüyor.Kiyamet Hoca Haccidan kopacak derler,Vermis olduklari fetvalarla dogru oldugunu gösteriyor.Ha bu arada yanlis anlasilmasin Kalben ve beynen olan Hoca Hacilar,da vardir.Onlara lafim yok ayriyeten saygim sonsuz ve ellerinden öperim saygilarimla.