Bayramın hemen ardından içimiz yanıyor, içimiz kanıyor...
Kenthaber’e gelen yorumları günü gününe yetiştirmeye çalışan arkadaşlarımız zorlanıyor...
Haklı olarak içi yanan vatandaşlarımızın duygularını yansıtmaya çalışırken gözlerimiz yaşarıyor.. Aynı duyguları televizyonları izlerken, gazeteleri karıştırırken de duyuyoruz...
Hakkâri, Aktütün Jandarma Sınır karakoluna yapılan PKK saldırısında on beş gencecik fidanı yitirirken iki askerimizden de bu satırları yazarken henüz haber almış değiliz... Sekizi ağır olmak üzere yirmi bir de yaralımız var...
Türkiye’nin tümü büyük bir infial içerisinde... Devletin zirvesi yine toplanmış, konuyu görüşüyor; “Kanları yerde kalmayacak, hesabı sorulacak” demeçleri(!) birbirini izliyor (!)...
Kısacası yıllardır bildiğimiz sözler...
Cenaze törenlerinde aynı görüntüler...
İçleri yanan aileler, tabutlar üzerine kapanmış, geride kalan yakınların feryatları…
Vatan sağ olsun...
Kahrolsun PKK...
Bütün bunlar bir yana çözüm nedir?
Asıl mesele burada; çözüm yıllardır neden bulunmuyor? Bulunmak mı istenmiyor?
Türk ordusu dünyanın sayılı güçlerinden biridir. Ancak eli kolu bağlı, istediği gibi hareket edemiyor...
Bunların yanıtları; emekli Tümgeneral, ”Hak ve Eşitlik Partisini” kuran Osman Pamukoğlu’nun “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok” ile emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’nın “Güneydoğu’da Unutulmayanlar” isimli kitaplarında yazılı...
Çözümler, öneriler orada...
PKK olayının askeri yönü, politika, strateji belgesel olarak süre gelen savaş ders niteliğinde orada dile getirilmiş…
Sorarım televizyonlara çıkıp ahkâm kesen siyasetçilerden ve köşe yazarlarımızdan kaçı bu kitapları okumuşlar?
Acı bir ifadeyi yüzlerine yansıtarak konuşanlar, hamasi edebiyat parçalayanlar, yapacağız, edeceğiz diyenler neden çözüm üretemiyorlar?
Üretemezler...
AB ve ABD’ye bağımlı olduğumuz sürece cesaretli bir adım atamayız...
Son bir yıla bakın; siyasilerimizi en çok meşgul eden konular nelerdi?
Deniz Feneri bağış skandalı, İmar planları değiştirilerek yapılan yolsuzluklar, şu basını izleyin, şu basını izlemeyin tartışmaları...
Dengir ile Kılıçdaroğlu’nun tartışmaları...
Biz bunlarla uğraşırken elin oğlu boş durmuyor; güpe gündüz karakol basıyor kan döküyor…
Türkiye’nin başına PKK belasını kimler açmış ve bundan kimler yarar sağlıyor...
Dost görünüp, arkadan vuranlar kimlerdir?
Asıl düşman nerede? İçeride mi? Yoksa dışarıda mı?
Hangi devletler bundan yarar sağlıyor?
Bizler bunları bile bile neden ses çıkarmıyoruz?
Bu acı neden otuz yıldır bitmiyor?
Okuyucularım gönderdikleri e-maillerle haklı olarak soruyor; siyasilerimizin veya üst düzey yöneticilerin çocuklarından kaçı orada askerlik görevini yapmışlar?
Son saldırıya uğrayan Aktütün sınır karakolunun fotoğraflarını gazetelerde gördüğümüzde utançtan, sinirden adeta dudaklarımız uçukladı. Gerçekte betondan kale gibi olması gereken jandarma sınır karakolu derme çatma barakalar görünümünde... Birden geçmişe dönüyorum; Büyükçekmece’den Gelibolu yarımadasına kadar uzanan alanda II. Dünya Savaşı sırasında savunma amaçlı yapılmış kazamatları hatırlıyorum. Hepsi taş gibi aynen yapıldığı hali ile duruyor...
Özel uçaklara, yurt dışı gezilere, şehirlerde yükselen plazalara(!) zırhlı araçlara paramız var da, neden sınır karakollarımızın modernleştirilmesi için yok?
Bu elim olaydan sonra hükümet acil tedbirler almak zorundadır. Öncelikle yerel seçimleri bir kenara bırakıp özel güvenlik yasaları çıkarılmalıdır. Sıkıyönetim ilan edilerek orada yaşayan ve PKK’ya yataklık edenler cezalandırılmalıdır. Onların uzantısı oldukları iddia edilen DPT milletvekilleri de soruşturmalı, gerekirse dokunulmazlıkları kaldırılmadır.
K.Irak’ta PKK’nın her hareketi BBG Evi gibi gözleniyordu... ABD ile istihbarat paylaşıyorduk… Kilometrelerce yolu ağır silahlarla yürüyen PKK saldırganları neden görülmedi?
Ne oldu da güpegündüz 350 PKK’lı karakolumuzu bastı(!)… Aslında bu bir meydan okumadır...
Onlara o silahları kimler verdi?
Türkiye’nin düşmanları mı, yoksa dost görünen çıkarcılar mı?
Talabani ve Barzani’nin PKK’ya yaptıkları destek açığa çıkarılmalı ve önlenmelidir. Artık bıçak kemiğe dayandı… K.Irak’ın ekonomisi büyük ölçüde Türkiye’ye dayanıyor. Bunu kesmeyi neden düşünmüyoruz?
Yangın yeri Türkiye değil, saldırının kaynaklandığı K.Irak olmalıdır...
Hamaset edebiyatı ve millete moral verme yerine yumruğu masaya vurmak zorundayız. Bunu yaparken de maceraya atılmamalı, akılcılığı da elden bırakmamalıyız...
Türk askeri, karşımıza kim çıkarsa çıksın K.Irak’a hâkim olmak zorundadır. Hiç değilse bir tampon bölge oluşturulmalıdır.
ABD şu anda kendi ekonomik krizinin derdinde, Irak batağından nasıl çıkacağını düşünüyor. Yeni Başkanın politikası ne olacak?
Türkiye kendi güvenliği için elini çabuk tutmak, onurunu korumak zorundadır.
Kabul edelim ki, PKK ve yandaşları Türkiye’nin zaaflarını çok iyi etüt etmişler...
Kısacası; yeter artık...
Akan kanlar durdurulmadır...
İki askeri için İsrail’in yaptığını yapmaktan aciz miyiz?
Anaların, babaların ve çocuklarının yürekleri bu acıyı artık kaldıramıyor...
Şu günlerde, Atamızı her zamandan çok daha fazla özlüyoruz...
erdemyucel2002@hotmail.com
merhaba erdem abi,köşenizi okudum.daha öncede söylediğim gibi.babam kıbrıs gazisi,ikiz kardeşlerimin birisi assubay,digeride asker.benim küçüğümde güneydoguda askerligini yapmıştı.kullandığı aracı mayına basması,evimize ateş gibi düşmüştü,allah bize bağışladı yaşıyor.bende ülkemizin en uçra köşesinde,en önemli yerinde askerliğimi yaptım!15 askerimizin şehit olması,ülkemizi derinden üzdü.bir şehitte kırıkkalemize geldi.cenazeye,başta sn:başbakanımız olmak üzere,bakanlar,millet vekilleri ve kara vede deniz küvvetleri komutanlarıda katıldı.şehidimiz yetimdi erdem abi!şehidin istegi üzerine,şehit olursam,babası ve annesinin yanıya,köylerine defnedilmesini istemiş.ülkemizde"etnik"kürt,türk çatışmasına götürmek istiyorlar erdem abi..ben aleviyim erdem abi,ama türküm.aynı kaptan yemek yediğim ve aynı yatakta yattığım kürt arkadaşlarım var.sayısını hatırlamadığım kadarda kürt arkadaşım var.hiç bir zamanda sen kürtsün,lazsın,çerkessin,vs vs diye ayırt etmedim erdem abi! ben inanıyorum,kürtlerinde,bu vatanı ve de bayrağı seviyor erdem abi.hiç kimse yemek yediği kabı pislemez erdem abi,hepimiz bu vatanda yaşayan insanlarız!! babamın resmini arkasında yazan kısa nottu yazmak istiyorum"3 gün 3 gece denizde kaldık.havadan ve denizden girerk kıprısı birgünde aldık.halk bizi bir kahraman gbi karşıladı"yazıyor.kahramanlar savaşarak belli olur erdem abi.başta 15 askerimiz olmak üzere.aktütün karakolunda,hayin saldırıya karşı,şavaşanların hepsi kahramandır erdem abi!!suçlular,bu dünyada adalete,adaletten kaçanlarda"ahirette allaha"hesap verecekler.ülkece sağduyulu olmamız gereken ve birlik ve beraberlik içinde yaşamamız gerektiğini düşünüyorum.saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)!!
Selam Hocam Ellerine saglik,Hemen hemen yazacak bir sey birakmamissin bizlere.Türkiye Cumhuriyeti Siyaseti AB VE ABD ye bagli oldugu müddetce cesaret edip Halkini koruyamaz duruma gelmistir.Ve ayrica Tüm silah üreten devletler Türkiyede olan bu terör kargasasinda bence cok memnundurlar.Basta ABD olmak üzere,Nicin,mi ABD kuzey irak,ta yerin üstünde degil yerin altindaki yatan yilani bile görüyor.Isterse anlik Türkiyeye istihbarat verir,Ama isine gelmiyor.ABD ye ne lazim Eroin afyon kokain Panzehiz bunlari PKK temin ediyor karsiliginda,da silah aliyor,o kadar basit. Hatta ve hatta dahasi var kalp ciger beyin insanin her türlü hücresini bile PKK dan temin ediyorlar yanilmiyorsam.bu kadar cikari yok edip Türkiyeye istihbarat verirmi.Hic sanmiyorum verirse oda baska yerleri tarif eder,Türkiyede,ki Hükümet,te bunu bilicinde ama cesaret edip agzini acamaz.Agzini actigi takdirde AB ve ABD Hükümeti al assagi eder.Ve baska bir Hükümet arayisina giderler.Anliyacagin Türkiye,nin dostu Vatanini seven Türkten baska yoktur.Dost görünmek isteyen ülke oda uzaktan sadece cikari icin dost görünüyor gibi görülür,Oda tabi arkandan hancerliyerek.Israil istedigi an istedigi yeri bir yerine bin vurur,Cünkü arkasinda devletler degil dünya nüfusu vardir. Bu yukarda yazdiklarim yabana atilacak degil arastirilsa benim hakliligim ortaya cikar.Ha Türkiye nasil bagimsiz olur,Tabi bu kendi görüsüm Türk Halki bir catinin altinda toplanip neyi var neyi yok ortaya koyup dis borcunu ödemek zorundadir.B
Halkımızın gerçekleri göremesi dileği ile, göreceklerdir. Benim umudum Osman Pamukoğlu nun siyasete girmesi ile birlikte arttı. Henüz 1 aylık bir parti olmasına karşın zekasıyla, aklıyla , acık ve net konuşmasıyla, hızlı bir şekilde teşkilatlanmasıyla bu işte nekadar başarılı olacağı daha şimdiden belli oldu. İzmirden saygılar.
Evet Erdem bey,artık bu akan kanlar durmalı.Yazıktır,günahtır.Gencecik evlatlarımız ölüyor.Yetkililerse her zaman olduğu gibi gereken yapılacaktır,vs.Bu terör ilk başta meclisten silinmeli,sonrada dağlardan ve şehirlerden.Halkımızda artık o parti bu parti söylevlerini bırakıp,TEK YÜREK,TEK BİLEK olmalı.Bu vatan bizim,o evlatlar bizim,bu bayrak bizim.Her şehidin ardından,vatan sağolsun demekle olmuyor.ARTIK BU AKAN KANLARIMIZ DURMALI..saygılar..
kim demiş TÜRKİYEDE KÜRT_TÜRK kavgası yok diye.var işte.kendimizi ve birbirimizi kandırmayalım.vatandaş arasında olmasada,siyasette bu çatışma yaratılıyor.olan gencecik çocuklara oluyor.onlar kör ve sağır olmuşlar.siyasi çözümün üretilmemesinin nedeni karşı tarafa zaafiyet yaratıyor.bunun bedelide hep ağır oluyor.ne yapalım yani elimize kazma kürek alıp dağlara çıkıp,inlerde eşkiyamı avlayalım.ordu,dünyanın sayılı orduları arasındayken,yaşanan acıların arkası kesilmezken daha ne bekleniyor???????o zaman karşı tarafa verilmiş sözler vardır diye geliyor insanın aklına.nasıl olursa olsun,ister silahla,ister siyasetle ama yeter artık çözülsün.bu kadar acizmiyiz yaaa.
Sevgili Erdem Üstadım. Kaleminize sağlık. "Tarih; içindeyken, yani henüz o günleri yaşıyorken yazılamaz" diye bir söz vardır. Bunun iki nedeni olsa gerek. 1. Şartlar çok sıcak olduğu ve duygular işin içine karıştığı için objektif değerlendirme yapılamaz. 2. Henüz yeteri kadar veri ve dökümana ulaşılamamıştır. Bundan 30 ya da 40 sene sonra bu günlerde yaşadıklarımız kaleme alındığında çok farklı şeyler netliğe kavuşacaktır. Örneğin; coğrafyamızı musallat edilen ve bedelini ağır bir şekilde ödediğimiz bu savaşın; aktörlerinin öyle hiç te uazağımızda olmadıkları görülecektir. Osman Pamukoğlu paşa, kendi sitesinde her şeyi tüm çıplaklığı ile anlatıyor. 90'lı yıllardan beri saldırı altında olan binalara bakın, hepsi derme çatma. Ben sizden rica ediyorum, KENT HABER, kazamat (ya da benim deyimimle KORUGAN) kampanyası başlatsın. Sağır yürekleri harekete geçirebiliriz belki. Bu arada KAZAMAT'ları araştırırken karşıma sürpriz bir isim çıktı. Daha sonra makale haline getirip sizinle paylaşmak istiyorum. Mail adresinize bir KAZAMAT fotoğrafı gönederdim. Okuyucu ile paylaşabilirseniz sevinirim. Güney'de sorunlu yerlerdeki karakollar tahkim etmeyenler askeri sarfiyat malzemesi olarak görüyorlar. Türk insanı, oğlunu davullarla askere yolluyorsa, oranın peygamber ocağı olduğuna inandığı için ve geleneğınde ordu olduğundandır. Koruganları çocuklarımızın selameti için önermekle beraber sorunun sosyal boyutunu dikkat çekmek isterim. Bu meselenin siyasi çözümü üretilmedikçe, süngü ucunda çözüm üretilemez. K. Sevgi ve Saygılarımla