15
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

Kadınlar Üç Değil, Beş Doğurun!


Dünya Kadınlar Günü kutlamalarının ardından kadınlara en uz üç çocuk doğurun demek biraz abesle iştigal ...

Ne yaparsınız ki, bu söz bana ait değil.

Başbakan, geçtiğimiz hafta içerisinde Uşak’ta kadınlara yönelik bir toplantıda tüm ulusa seslenerek, nüfusumuzun yaşlandığını belirtti ve sonra ; “Bunlar Türk milletinin kökünü kazımak istiyor. En az üç çocuk yapın” dedi.

Başbakan’ın bu sözlerini toplumun bazı kesimleri onaylarken, bazıları da tepki ile karşıladı. Kimileri “Bir Erbakan’ımız oldu”, “Evlenin oturun” derken, Mustafa Mutlu da Vatan Gazetesindeki köşesine “Çiftleş Ey Halkım” başlığını koydu. Geçmiş yıllarda Erbakan da doğurun doğurabildiğiniz kadar diyordu. Bu arada Kadınlar Gününde Zonguldak’ta yürüyen kadınlar “Sıkıysa üç çocuğu sen doğur” sloganları attı.

Türkiye’nin çalışan nüfusunun 52 milyon, bunun 26 milyonunun kadın olduğunu istatistikler ortaya koyuyor. Bu arada çalışamayan kadın sayısı da 20 milyon civarındaymış...

Kuşkusuz, Başbakan ailesinin bir eli yağda bir eli balda olacak ki, Türkiye gerçeğini görmeden bu sözleri söylemiş olmalı...

Kadınlar üçer tane doğursun, ilerideki yıllarda nüfus gençleşsin ama bu çocuklara ve onların ailelerine iş, aş verebiliyor muyuz? Yeni doğacaklara gelecek sağlayabiliyor muyuz? Onlara eğitim olanakları sağlayabiliyor muyuz?

Yeni çıkarılmaya çalışılan Sosyal Sigortalar yasasına göre onsekiz yaşını dolduran kız çocukları, ana babalarının sağlık sigortası kapsamından çıkarılıyor. Sosyal Sigortalar Yasa’sında yapılan değişikler, hep kadınların aleyhinde hükümler içermesi oldukça dikkat çekicidir.

Yetiştirme Yurtlarındaki erkek ve kız çocukları da on sekiz yaşını doldurur doldurmaz ne yaparsanız yapın diye kapı önüne konulmuyor mu? Erkek çocuklar başının çaresine baksın, kızlar da iyi kötü birer koca bulsun, bol bol doğursun, kocasına hizmetçilik mi yapsın isteniyor? Yoksa elinin hamuruyla siyasete karışmasın, evine kapansın mı deniliyor?

Bilemiyoruz...

Türkiye’nin ekonomik yönden iyiye doğru gittiğini yalnızca iktidar mensupları söylüyor. Bu iktidarın ekonomide başarı ve başarısızlıkları vardır. Gayri safi milli hasılanın artması, borçlanmada maliyetin düşürülmesi, borçların çevrilebilir oluşu, bütçedeki uygulamalar, özelleştirmeler ve enflasyon önceki hükümetlere göre daha başarılıdır. Cari açıklar, memlekete döviz girişi, üretime dayalı ihracat ve turizm gelirleri ile bu durum bir süre daha devam edebilir. Ancak, özel sektör ile kamu sektörü yeni yatırımlardan yoksundur. Bu nedenle de TUSİAD zaman zaman sesini yükselterek hükümeti tenkit etmektedir. Durum böyle olunca da özel sektör yatırım sermayesini global kriz karşısında ayakta tutmaya çalışmaktadır. Yeni yatırım alanları açılmayınca da işsizlik sorunu dağ gibi büyümektedir.

İstatistikler bu ülkede çalışanların %10.1’nin işsiz olduğunu gösteriyor. Özel sektör işçi alımını daraltırken, kamu sektörü de yandaşların ağırlık kazandığı bir genişlemeye yönelmektedir. Her iki sektör arasındaki açmaz ise her geçen gün biraz daha artmaktadır. Yine istatistikler daha önce bir işte çalışmış olanların %83’ünün çalışma olanağı bulamadığını göstermektedir. OECD’nin raporunda 15-19 yaş arası işsiz güçsüz ve eğitimsiz nüfusta memleketimizin rekor kırdığı söyleniyor. Araştırmalara göre on bir milyon ev kadını varmış. Her on genç kızdan yedisi evde oturarak koca bekliyormuş... İşin acı yanı da bu istatistik bilgilerin Avrupa’nın on altı ülkesinin nüfusundan fazlaymış.

Bu ekonomik tablo karşısında çoğalalım, kadınlar daha çok doğursun demenin anlamı nedir?

Çalışanların belirli bir kesimi kara mizah denilen asgari ücretle sürünerek yaşam savaşı veriyor. Bu ülkede açlık sınırında yaşayan binlerce insan bulunuyor. Sigorta ve Emekli Sandığı emeklilerini bu hesaba dahil etmiyoruz. Herhalde onlar artık çocuk yapmayı düşünmüyorlardır. Kimse farkında değil ama onlar yaşam mucizesi gerçekleştiriyorlar.

Her çocuk bereketi ile dünyaya gelir, Tanrı onların rızkını verir sözleri ise bir aldatmacadan öteye gitmemektedir. Buradaki bereket sözcüğü ekonomi ile bağlantılıdır. Bu bereket denilen nesne bazılarına şu veya bu yolla ulaşır, bazılarına ise yaşamı boyunca hiç bir zaman ulaşamaz.

Çocuk yetiştirmek öyle sanıldığı kadar kolay değildir. Çocuk sağlıklı nasıl beslenir, nasıl eğitilir ve nasıl giydirilir?

Saldım çayıra Mevla’m kayıra dersen diyecek bir sözümüz olmaz...

Allah insana önce beyin vermiş, düşünsün ve kendi davranışlarını ona göre ayarlayıp, karar versin diye...

Yıllar önce üniversiteyi bitirip hayata atıldığımda, rahmetle andığın Ahmet Rufai Aktan isimli milliyetçi geçinen bir uzman ile birlikte çalışmıştım. Zaman zaman sohbet eder, “Ah nüfusumuz elli milyon olsa... Elli milyon süngün... Dünyaya hükmederiz...” gibisinden hamasi sözler söylerdi. Oysa insan sayısını çoğaltmak yerine bilgi ve beceriyi arttırmanın çok daha önemli olduğunu yıllar sonra anlayabilmiştim. Nüfusu sayıca çok ülkelerin nitelikli, eğitimli, akıl ve bilimde ileriye gitmiş, ekonomik yönden güçlülerin kontrolünde olduğunu günümüz açıkça göstermektedir.

Başbakanın bu sözü rast gele söylenmiş olarak da düşünülmemelidir. Mutlak bir bildiği vardır. Eğitim sistemimizin daha çok İslami boyutlara yaklaştırılmaya yöneltilmesi, üniversitelerde bazı öğrencilerin şeriat simgesi türbana yakınlık göstermesi, bir zamanlar İmam Hatip Okulları bizim arka bahçemiz diyen zihniyetin ileriye dönük bir yatırımı olabilir mi diye düşünenler olabilir.

Ama biz öyle düşünmüyoruz!..

Bu da bir üreme politikası mı?

Gerçekten ona da pek emin değiliz...

Yayın Tarihi : 14 Mart 2008 Cuma 00:23:14
Güncelleme :14 Mart 2008 Cuma 00:36:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 85.108.152.xxx Tarih : 14.03.2008 11:48:05

Sayın Yücel,açık söylemek gerekirse olası büyük bir felakettir çok çocuğu teşvik etmek.Felaket senaryosu sıralamakla bitmez.Ekonomik felaket,sosyal yıkıma götürür.Ama sanırım ki bu nüfus arttırma isteği de ABD den geldi.Hiç abartmıyorum,kendi İran ile savaşamayacağını anladığı için bizi kapıştırmak istiyor önce ki yıpratsın.Zaten her türban tartışmasında İran olmayacağız söylemleri düşmanlığın temelini kurmuş vaziyette.80 li yıllarda Irak-İran savaçı uyduruldu hatırlayınız,resmin tamamını görünüz.


erdal geyikçi(köçek)... IP: 88.232.105.xxx Tarih : 14.03.2008 12:11:32

merhaba erdem abi...8 martta kadınlar gününü kadın haklarını kutladılar..daha sonra 3 çocuk doğurun söylemi çıktı..benim annemde kadın...ölenlerle birlekte 10 yakın çocuk doğurmuş annem..ebem ile dedemin zamanına,geçmişe gitmiyorum erdem abi..kara fatmayı örnek vermek istiyorum.acaba şimdiki kadınlar kara fatmanın yaptığını yaparlarmı??bu zamanın kadınları,öncelikle anneligi ögrenmesi lazım kadınların,dogurmakla anne olunmaz..bir kadında dogurması için kullanılamaz...geçmişte yaşamış ve eski toprak dediğimiz ebelerimiz yaşarken ve yaşanlardan örnek almamız lazım ..bırakın 3 çocuk doğurmayı.1 çocuk doğumayı çok gören kadınlarımız var..eskide helal süt emmiş sözleri söylenirdi ..helal süt emmek anne sütü demek erdem abi..şimdiki,zamane anneleri bırakın süt içirmeyi,süt bile emzirmiyorlar;memeleri sarkacakmış..iki türlü anne olduğunu düşünüyorum erdem abi"SOSYAL ANNE VE KÜLTÜREL ANNE"..iki türlü anne nasıl olur diye soranlara açıklayım.sosyal anne çalışan annedir.Genelde çocuğunu bakıcıya yada çocuk yuvasına bırakırlar.Kültürel anne çocuğuna,örfünü,adetlerini,geleneklerini,dilini ve dinini ögretendir.çalışanlarda kültürel annenin yaptıklarını ileriye götürürler..Kadınların haklarını savunanlardır...BİR FIKRAYLA YORUMUMA SON VERİYORUM :KÜcÜk kiz sinifta Fen Bilgisi dersinde birden parmak kaldiriverdi:"Ögretmenim ben bisey sormak istiyorum."Evet seni dinliyoruz..?" "Benim anne annemin bebegi olur mu???" Ogretmen tabi Çok ŞaŞirmiŞ ama "anne anneler bebek yapmak iÇin biraz yaşlidirlar" diye gülumsemiŞ.. Bizim bidik yine sormus: "Peki annemin bebegi olur mu??"Ögretmen cevaplamiŞ:"Annelerin bebegi olur ama yaşlari ilerledikce bebekleri olma ihtimali de azalir" Derken kuçuk kiz "Peki ogretmenim.."demiŞ.."ya benim bebegim olurmu??" Ogretmen gulmuŞ:"Canim senin yaşin daha çok kucuk,olur mu oyle Şey??" Bunun uzerine arka siralardan erkek Çocuklardan biri bagirmiŞ:"BAAAAAK!!BEN SANA BIŞEY OLMAZ DEMEMIŞ MİYDİM...anneannemin yaşı geçti doğurmak için,anneminde yaşı geçti,yeterincede dogurdu,galiba bu dogurma işi yeni nesile kalacak erdem abi..vallaha ben bakarım.benden evlendiğimde enaz 5 çocugum olsun istiyordum.bırakın 5 çocuk doguracak kız bulmak.birçocuk bile doğurma istemiyorlar...kadın haklarımızı kullanıyoruz ve dogurmuyoruz diyorlar..peki bu kadınlar ne işe yararlar erdem abi?bizi yaradan allahımız çifleşin ve çoğalın diye yaratmadımı erdem abi..BU KADINLAR KÖKÜMÜZÜ KURUDACAKLAR ERDEM ABİ...saygılarımla erdal geyikçi(köçek)...!


TeomanTörün IP: 88.240.150.xxx Tarih : 14.03.2008 18:33:36

Kadınlar biraz da "romantizm"e yarar, Erdal dostum. Sen bakma Sayın Başbakanımızın "Aşk" anlayışına... Senin anladığın hızla gidersek bu kez de açlıkdan kökümüz kurur.