"Şebnem Berrak A" takma adıyla yazdığı "Çıplak Tenimin Hafızası" adlı kitapta 300 erkekle yaşadığı ilişkilerini anlatan İngilizce öğretmeni Yeliz Y.’nin eşi, açtığı boşanma davasında Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ile Prof. Dr. Arif Verimli’nin tanık olmasını istedi.
BİLGİSAYAR Mühendisi A.Ç.Y, "Şebnem Berrak A" takma adıyla yazdığı "Çıplak Tenimin Hafızası" kitabında, kendisini 300 erkekle aldattığını anlatan İngilizce öğretmeni eşi Yeliz Y.’ye açtığı boşanma davasında, Prof. Zekeriya Beyaz ile Psikiyatrist Arif Verimli’yi tanık olarak çağırdı.
Boşanma davasına önceki gün Sarıyer Aile Mahkemesi’nde devam edildi. Tanık Semiha Baksı, mühendis A.Ç.Y’nin çok efendi kişiliğine karşın eşi Yeliz Y’nin dengesiz bir kişiliğine sahip olduğunu belirtti. Tanık Semiha Baksı, "Bir keresinde burun ameliyatı olacağım demişti, ama geçmiş olsuna gittiğimizde göğüsleri için estetik ameliyat olduğunu öğrendik. Evini eşyalarını beğenmez, herkesin içinde eşini küçümseyerek onun hakkında ’şişman, kısa boylu, kepçe kulaklı’ gibi ifadeler kullanırdı" dedi.
Mühendis A.Ç.Y’nin avukatı, Yeliz Y’nin peruk ve güneş gözlüğü takarak katıldığı televizyon programının sunucuları ile diğer konuklar Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ile Prof. Dr. Arif Verimli’nin tanık olarak mahkemeye çağrılarak yüzleştirme yapılmasını talep etti. Yeliz Y’nin avukatı ise kitabın yazılmış olmasının bu olayların yaşanmış olduğu anlamına gelmediğini söyledi. Duruşma ertelendi.
Aldatıldığını sanan profesörün sanal davasına sanal söylemli avukat tanık! Karısının kendisini aldattığını sanan bir prof'un sahte davasına, tanık diye getirdiği avukat arkadaşı da; yargıcın gözünün içine baka baka saçma ifadeler verebiliyor! Deneyimli yargıcın gözünden kaçmayan bu hatırlı avukatın mantık dışı beyanına; yargıç derhâl karşı çıkarak; 'öyle olamayacağını' sözde avukat(!) tanığa ters bir biçimde yansıtıyor! Dersini iyi hazırlamamış olan bu tuhaf prof. ve avukat etiketlilerden bir tabloyu "kenthaber"e yazmadan geçemedim, haberin başlığını görünce... Olanlar; haksızlığın ayağa dolanması gibi bir durum değilse nedir? Zaten davayı kaybedeceği başından belli prof. suçunu ikiye katlamış olarak yenik düşüyor ve davasını kaybediyor! Sanal davanın da sanal tanıkları oluyor, ister prof. ister avukat olsun fark etmiyor. Bu haberdeki kişiler ile ilintili olmayan ancak başlığı nedeniyle yazmak istediğim şu ki; kimi saygınlığı olan etiket ve konumluların T.C. Mahkemeleri'nde bile "dürüst"lükten yana olamayışları... Ve bu haberleri verirken "insan onuruyla oynayabilen" ve gazeteci bile olmayan kimi köşelendirilmişler de bir o kadar tehlike(!) Davanın açılmış olmasının kimi olayların yaşanmış olduğu anlamına gelmeyeceği gibi; her tanık beyanının da doğru olmayacağının ölçümünü değerli yargıçlarımız gayet iyi yapıyorlar! Sonunda; kazanan "dürüstlük" oluyor! Etiket değil!!! Saygılar...