Futbol olmadan asla!

Kadınlar artık futbolun her alanında var... İstanbul 2. Amatör Küme'de mücadele eden Bakırköy Gençlikspor ve Çatalzeytin Spor Kulübü'nün kadın teknik direktörleri ilk kez FourFourTwo dergisine konuştu.

Geçtiğimiz haftalarda Turgut Özal Stadı'nda İstanbul 2. Amatör Küme'de mücadele eden Bakırköy Gençlikspor ve Çatalzeytin Spor Kulübü arasında oynanan maçta futbolcuların gözleri topta, kulakları kadın teknik direktörlerdeydi. Bir tarafta Aysun Akyıldız, diğer tarafta Özgür Akyıldız satranç oynar gibi oynattılar takımlarını.
Özgür Hoca, ilkokul öğretmeni olan babasının erkek öğrencilerini kıskandığı için ilgi duymuş futbola.

Henüz 5 yaşlarındayken tanıştığı futbol topunun hayatını değiştireceğini bilmeden oynamış oyununu. Aysun Hoca'nın futbol sevgisi de Özgür Hoca'nınkinden farklı değil; babası asker olduğundan şehir şehir dolaşmış, lojmanların bahçelerinde kızlarla evcilik oynamak yerine erkek arkadaşlarıyla futbol oynamayı seçmiş. 'İlk zamanlarda oyundan önce takımlar seçilirken beni ayırırlardı, fasulyeden oyuncu olurdum. Sonra baktılar iyi oynuyorum, ilk seçilen oyuncu olmaya başladım. Nasıl gururlandığımı tahmin edebilirsiniz.'

Henüz 13 yaşındayken Kastamonu Cidespor kadın futbol takımının forveti olmuş Özgür. Maddi imkansızlıklardan dolayı takımı dağılsa da o oynamaktan vazgeçmemiş ve erkek takımıyla birlikte çalışmalarını sürdürmüş. Liseden mezun olduktan sonra bir sezon Adanaspor'un bayan takımında gollerini atmaya devam etmiş. Üniversite eğitimi için Samsun'a gidince de gollerini sıralaya devam etmiş. Özgür Akyıldız, futbolu erken bırakıp Cidespor'da teknik direktörlük yapmaya başlamış. '21 yaşımda antrenörlük lisansımı aldım ve takım çalıştırmaya başladım. Samsunspor'un altyapısında antrenörlük yaptım. Sivasspor'un altyapısı için teklif geldi, o zaman Sivas'a gidemezdim, olmadı.'

FUTBOLSUZ MUTLU OLAMAM

Aysun Akyıldız da beden eğitimi öğretmenliği yaparken öğrencilerinin ısrarıyla başlamış minik takımını çalıştırmaya. Daha sonra kendi çabalarıyla kurduğu A takımının başına geçmiş: 'Beni takımımın başında gören federasyon yetkilileri, hakemlik yapmamı istediler. Sınavlara girdim, başarılı oldum. İki yıl hakemlik yaptım. Futboldan hiçbir zaman ayrılamadım. Hatta futboldan ayrılmamak uğruna eşimden ayrıldım' diyor. Futbol sevdası onu eşinden ayırdıktan sonra hayata dönmesinin de başrolünde olmuş. 'Eşim hakemlik yapmamı da takım çalıştırmamı da hiçbir zaman istemedi, ben futbolun içinde olmadan mutlu olamam ki!' diyerek anlatıyor yaşadıklarını. Özgür, Aysun'a göre daha şanslı; evliliğini ve antrenörlüğünü bir arada yürütebiliyor.

YENİLMEYİ HAZMEDEMİYORLAR

İki takım arasında oynanan ilk dakikasından son düdüğüne kadar dostluk havasının hakim olduğu maçı izledikten sonra erkek teknik direktörlerle karşılaştıklarında neler yaptığını merak etmemek elde değildi. 'Aman bir kadına yenilmeyelim diye daha çok motive oluyorlar' diyerek özetliyor durumu Özgür. Aysun da kendi tespitini eklemeden edemiyor: 'Teknik kulübede bir kadın gördüklerinde şaşkınlıktan gözleri büyüyor!'

'Hangi maç olduğunu hatırlayamıyorum ama bu sezon 1-1 devam eden bir maçımız vardı. Her şey gayet güzel, sakin gidiyordu. 2-1 öne geçtik, sonra 3-1 oldu. Rakip takımın kaptanı çok sinirlendi, futbolcular kıpırdanmaya başladı. Teknik direktör de dahil bütün takım birbirine girdi. Bunun tek sebebi benim kadın olmamdı çünkü ligde iddiaları yoktu ve ataerkil ortamda yetişmiş futbolculardı. Galip takımın başında bir kadın olmasını kendilerine yediremediler. Maçlardan sonra yanıma gelip tebrik edenler çok oluyor. Henüz olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadım. Ancak hakemlik yaparken hayatımda duymadığım küfürleri duydum, kelime dağarcığım epey genişledi. Erkek hakemlerin annelerine, kardeşlerine küfür edilirken, kadın olduğum için söyledikleri direkt banaydı. O maçları unutabileceğimi sanmıyorum.' Aysun Hanım bunları anlattıktan sonra, erkek hakemlerin mi durumu iyi yoksa kadın hakemlerinki mi üzerine bir daha düşünmek lazım! İkisinin de maçlarında gerginliğin olduğu zamanlar olmuş, bu durumu futbolun olmazsa olmazı olarak kabullenmişler. Özgür, futbolcu geçmişini unutmadan, 'Benim maç esnasında söylediğim bir kelime futbolcumu dağıtabilir, bu yüzden sinirlerime hakim olmaya çalışıyorum. Hatalarda payım olduğunu düşünerek oyuncularıma çok yüklenmem. Özellikle amatör kümenin A takımlarındaki futbolcular gelecek için değil, daha çok zevk ve sağlıkları için oynuyorlar. Asla oyuncumu kaybetmek istemem. Ancak işlerine karışıp hakemden uyarı aldığım da oldu' itirafını da yapıyor.

Taviz yok!

Süper Lig'de profesyonel futbolcuların bile kırdıkları cevizler bini geçmişken, amatör kümede çoğu keyif için futbol oynayan gençleri disipline etmek zor olsa gerek, hele ki bu işi yapacak kişi kendilerinden çok da büyük olmayan bir kadınsa... 'Antrenmanlarda eksiği olan, halini tavrını beğenmediğim futbolcunun takımı kurtaracağını da bilsem, kesinlikle oynama şansı yoktur. Gerekirse takımı eksik oynatırım ama maça geç gelen futbolcumu oynatmam. Antrenmana gelmeyen 11'e giremez' diyerek bu tavrı futbolcularına koymayı başaramayan ünlü teknik direktörlere nispet yaparcasına kestirip atıyor Özgür Akyıldız. Aysun Akyıldız da yüzü hiç gülmeyen teknik direktörlere atıfta bulunuyor: 'Ben otoriteyi gülümseyerek sağlıyorum. Bunu hiç suistimal eden olmadı. Son oynadığımız maçta geç kalan bir futbolcumuz vardı. Yanıma gelip özür diledi, mahcup halini gördükten sonra bir yaptırım uygulamama gerek kalmıyor zaten. Bayan antrenörle çalışınca kendi kontrollerini kendileri yapıyorlar. Maçlarda gerilsem de futbolcularıma yansıtmam. Nasıl başlarsanız öyle gider ama altyapıdakilere bu kadar iltimas tanımıyorum.'

Aysun Akyıldız '3-1-3-1-2 şeklinde oynatıyorum takımımı. Genelde 4-4-2, 4-5-1 kullanılır. Bu, çok kullanılmayan bir diziliş şekli. Toplu defansa önem veriyorum. Rakip birinden kaçmayı başarsa bile diğerine mutlaka takılıyor' diyor. Özgür Akyıldız, 4-4-2 oynama taraftarı: 'Rakibi tanımıyorsam ve dişli görürsem 4-5-1'le oynadığım da oluyor.'