Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde itaate zorlanan kadınlara, saç kazıma, burun kesme, ahıra kapatma gibi cezalar veriliyor.


Son günlerde medyada yer alan kadınların burunlarının aile bireylerince kesilmesi cezalarına, kimi kadın törelere boyun eğmediği, kimi kadın fuhuşu reddettiği, kimi kadın da erkeğin sözünü dinlemediği için maruz kalabiliyor.
Diyarbakır'da geçen yıl birlikte yaşadığı kişinin yakınları tarafından burnu kesildiği iddia edilen R.G. ile ilgili dava devam ederken, 3 çocuk annesi T.G'nin de 4 yıldır birlikte yaşadığı kişiye esrar getirmediği için burnu kesildi.
Töre ve namus cinayetlerinin yanı sıra kadınlar üzerindeki baskı artırmak amacıyla kadınlara çeşitli cezalar verildiği bildirildi.

Dicle Üniversitesi (D.Ü) Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aytekin Sır, yaptığı açıklamada, namus adına olumsuz davranışların yaşanması durumunda, erkeklerin eşlerinin kendilerine olan itaatini sağlamak amacıyla çeşitli cezalar verdiğini söyledi.

Toplumsal yargılardan dolayı toplumun insanları kışkırtabildiğini, erkekleri 'Bak eşin nasıl davranıyor, böyle davranmasına nasıl izin veriyorsun, bir şey yapmayacak mısın?' gibi sorularla baskı altına aldığını kaydeden Doç. Dr. Sır, “Erkekler, toplumda kendilerini kanıtlamak için eşlerine ceza verebiliyor. Erkekler, eşlerinin kendilerine olan itaatini sağlamak için saç kazıma, burun kesme, ahıra kapatma gibi cezalar veriyor” dedi.

“KORKUDAN ŞİKAYETÇİ OLMUYORLAR”

Bu tür cezalarla kadının baskı altında tutulmak istendiğini, başkaldıran kadınlara daha büyük şiddet uygulandığını, hatta ölümüne bile karar verildiğini kaydeden Doç. Dr. Sır, şöyle dedi:

“İnsanlar vücutlarındaki en ufak bir anormallikte toplum içine çıkmak istemez. Bu nedenle bu tür cezalarla kadını toplum içinde rencide etmek ve verilen cezanın toplumda görülmesi sağlanmak isteniyor. Bu tür davranışlara maruz kalan kadınlar, bazen intihara bile sürükleniyor. Büyük bir korku yaşıyor. Saldırıların devam edeceğini düşünüyor. Toplum içinde rahat davranamıyor. Şikayet etmeye bile korkuyor. Bu tür davranışlar nedeniyle kadının psikolojisi bozuluyor. Dönem dönem bu gibi davranışları gören kadınlar bize başvuruyor. Büyük bir korku yaşadıkları için şikayet etmeye ikna edemiyorsunuz.”

Olumsuz davranışları yaşayan kadınların toplumsal olarak desteklenmesi ve sosyal güvencelerinin olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Sır, sosyal güvencesi bulunmayan kadınların bu tür davranışlara katlandığını vurguladı.
Doç. Dr. Sır, bu türden olumsuz olayların yaşanmaması için kadınlara bu cezayı uygulayanlara ağır cezaların verilmesi gerektiğini savundu.