Kars Cezaevi'nde infaz koruma memurluğu yapan ve "Yılın Babası" seçilen Fevzi Durna, 7 çocuğunun derslerinde gösterdiği başarıyla iki ayrı sevinci birden yaşadı. 

Kars merkez Yenimahalle Tren Hattı Caddesi'nde yaşayan, 18 yıllık Kars Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde infaz koruma başmemuru olarak görev yapan ve 8 çocuk sahibi olan Fevzi Durna (45), bir gazete tarafından "Yılın Babası" seçilmesi ve okuyan çocuklarının takdir ve teşekkürleriyle iki sevinci birden yaşıyor. 

Sanat Lisesi'ni bitiren Durna, 18 yıl önce infaz koruma memuru olduktan sonra dışarıdan üniversite sınavlarına girerek Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü'nden önlisans diploması aldı. 

21 yıl önce eşi Songül ile evlenen Fevzi Durna, bin YTL maaşla 1'i erkek 6 kız çocuğunu okutuyor. 

Durna, çocuklarının hemen hepsinin okullarında dereceye girdiklerini ve her yıl teşekkür ve takdir belgesi almalarından büyük mutluluk duyduğunu söyledi. 

Durna ailesinin en büyük kızları Kafkas Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu 3. sınıf öğrencisi Duygu (19), Özlem (18), Merkez Anadolu Lisesi 1. sınıf öğrencisi Arzu (15), Halitpaşa İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Cansu (13), Halitpaşa İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Hatice (11), Halitpaşa İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Kader (10), evin tek erkek çocuğu Murat (8) ise Atatürk İlköğretim Okulu 2. sınıfında okurken, evin en küçük çocuğu 5 yaşındaki Burcu ise gelecek yıl okul için hazırlık yapıyor. 

Durna ailesi, 80 metrekarelik bir evde yaşıyor. Ekmeklerini evin bahçesinde kurdukları bir fırında kendileri pişiriyor. 

Aldığı maaşı ailedeki nüfus sayısına eşleştiren baba Fevzi Durna, okula giden çocuk sayısının çokluğuyla giderler artınca, 19 yıl boyunca içtiği sigarayı da bıraktı. 

6 yıl önce kitap parası için sigara almaktan vazgeçen Durna, paketin içinde bulunan 5 sigarayı ve çakmağı da hatıra olarak saklıyor. 

Çocuklarının okuması için çok çaba sarf ettiğini söyleyen Fevzi Durna, "Çocuklarımın böyle başarılı olmalarından çok duygulandım. Çocuklarımı okutmak için 6 yıldır sigarayı bile bıraktım. Yeter ki onlar topluma hayırlı birer evlat olsun. Herhangi bir yerden burs alamadım. Kendi imkanlarımla okutmaya çalıştım. Sanat okulu mezunu olduğum için mesai saatleri dışında ek işler yaptım. Çok zorlandım ama yine de okuttum. Tek noksanımız bilgisayarımız yok. Çocuklarım bana her zaman 'Baba ne zaman bilgisayar alacaksın?' diye sorup durdu. Ben de onlara 'Sabredin. Bir gün alırız' diyorum. Kız çocuğunu okutmayan ailelere sesleniyorum. Kız çocuklarını en öncelikli olarak okutsunlar ki ayakta durabilsinler. Çocuklarım benim bu fedakarlığıma karşılık başarı gösterdikleri için çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Biri erkek 8 çocuğunun 7'sini tek maaşla okutmaya çalışan Durna, "Ben memur olduktan sonra cezaevine düşen insanların durumuna baktım. Cezaevine girenlerin büyük kısmının cahillikten ve eğitimsizlikten kaynaklanan sorunlar nedeniyle suç işlediklerini gördüm ve ondan sonra bütün çocuklarımı okutmaya karar verdim" diye konuştu. 

Anne Songül Durna ise, "Yılın Babası" seçilen eşini kutladı ve büyük mutluluk duyduğunu söyledi. İlkokul mezunu Anne Songül, kızlarını okuttuğu için çok mutlu olduğunu belirtti. Gelecek yıl okula gidecek olan Burcu ise ağabeyinin karnesiyle poz verdi ve "Okuyup hemşire olacağım" dedi. 

Yarışmaya mektupla katılan Arzu Durna ise, "Bir çocuğu okutmak bile zorken babam 7 kız çocuğunu okuttu. Nöbetlerinin dışında bile çalıştı. Babam zaman zaman çok yorgun düşer, geceleri bile uyuyamazdı. Babamın bize maddi ve manevi yönden destek olması, sıkıntısını bize yansıtmaması bizi okumaya sevk etti" şeklinde konuştu. 

Durna ailesi iki sevinci bir arada yaşarken, gurur tablosu karnelerini anne ve babalarına göstermek için boy sırasına giren çocuklar anne ve babalarının elini öptü. Aile daha sonra iki ayrı sevinci paylaştıkları bugünü hatıra fotoğrafı çekilerek ölümsüzleştirdi. 

Fevzi Durna, çocuklarının sadece eğitimleriyle değil, görevi ve ek işlerinden arta kalan zamanında ise onların sosyal yönleriyle de ilgilendi. Sıcak ilgi ve şefkatini her ortamda göstermeyi başaran Fevzi Durna, onlarla kucaklaşmayı eksik etmediği gibi birlikte top oynamayı da ihmal etmedi.