KKTC'den AIDS olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilen S.G. (28), Kıbrıs'ta ikinci defa ve Ankara'da yaptırdığı tahliller temiz çıkmasına rağmen, bir türlü hasta olmadığını kabul ettiremedi. Evlilik hayalleri suya düşen, KKTC'ye girişine izin verilmeyen S.G., aile düzeninin bozulduğunu, çevreden ters tepkiler aldığını, maddi ve manevi sıkıntılara girdiğini söyleyerek yetkililerden yardım istedi.
Kıbrıs'ta çalıştığı 11 yıllık sürenin ardından, çalışma ve oturma izni almak için 8 ay önce başvuruda bulunan S.G.'nin hayatı, sağlık raporu alması için gönderildiği Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde AIDS olduğuna dair rapor verilince bir anda değişti. Çağrıldığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nde AIDS olduğunun söylenmesi üzerine sınır dışı edilen Saim Gül'e hazırlığını yapması için bir gün süre verildi.
Bu süre içinde Girne'deki Özel Tanı Tıbbi Tahlil Laboratuvarı'na giderek yeniden tahlil yaptıran S.G.'nin tahlil sonucu bu defa negatif çıktı. Raporla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü'ne giden S.G.'ye, raporun geçerli olmadığı ve sınır dışı edileceği söylendi. AIDS olduğuna inanmayan ve Girne'deki Özel Tanı Tıbbi Tahlil Laboratuvarı'nda Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzmanı Oyper Evcil imzasıyla verilen tahlil sonuçlarında 'negatif' ibaresinin bulunmasıyla az da olsa sevinen genç, sınır dışı işlemlerinin ardından Türkiye'ye geldi ve memleketi Kars'a gitmeden önce Ankara'da kalarak hayatının değişmesine neden olan olumsuz gelişmeyi takip etmeye başladı.
Önce Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne giden S.G.'ye, burada yapılan tetkikler sonucu 'Anti HIV 1-2-0 negatif' yani AIDS olmadığı yönünde rapor verildi. Emin olmak için Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Viroloji Laboratuvarı AIDS-Hepatit Araştırma ve Doğrulama Merkezi Testleri bölümünde yeniden test yaptıran S.G.'nin buradan aldığı sonuç da negatif çıktı.
"BU KKTC'NİN VİCDANINA KALMIŞ BİR ŞEY"
Türkiye'deki hastane ve laboratuvardan aldığı sevindirici raporla birlikte yeniden KKTC'ye giden, fakat gümrükten geri çevrilen S.G., neler olup bittiğine bir türlü anlam veremedi. Daha sonra Türkiye'den aldığı raporları Kıbrıs'ta bulunan bir akrabası aracılığıyla KKTC Sağlık Bakanlığı'na gönderen S.G., buradan da bir cevap alamadı. Kıbrıs'a, işine dönmek istediğini ifade eden S.G., raporlarının KKTC İçişleri Bakanlığı'nda bekletildiğini öğrendiğini ve her telefon açtığında "raporların bakanlıkta bekletildiğinin, başının çaresine bakması gerektiğinin" söylendiğini ileri sürdü.
İşin içinden çıkamayan ve parası olmadığı için avukat tutup hakkını arayamayan genç, 2 ay önce memleketi Kars'a gelerek Kağızman'ın Oluklu Köyü'ne yerleşti. Bir yıl önce nişanlandığını ve gelişmeleri nişanlısına söylediğini anlatan S.G., "AIDS olduğumun söylenmesinden 10 gün sonraya planladığımız düğün de iptal edildi" dedi. S.G., nişanlısının kendisine inandığını, ama çevresinden ters tepkiler aldığını da vurgulayarak "Gerekirse yeniden istenilen hastanede tahlil yaptırabilirim.
Ben kendimden eminim ve AIDS değilim. AIDS olduğum ilk söylendiğinde şok oldum. Zaten düğünüme de 10 gün vardı ve bu bana söylendiğinde o anda hayatla bağlantım kesildi. Nişanlım beni anladı, ama başka kimse anlamadı. Bende bu hastalığın olduğuna inanıyorlar. Yüz kızartıcı bir hastalık olduğunu söyleyip, benden uzaklaşıyorlar. Yüzüme karşı söylemeseler bile arkadan neler konuştuklarını duyuyorum. Ankara'ya Dışişleri Bakanlığı'na gittiğimde orada görevli sekreter bir yere telefon açtı ve bana dönüp, 'Bu KKTC'nin vicdanına kalmış bir şey' diyerek geri gönderdi. Sağlık Bakanlığı'na gittim, bir sonuç elde edemedim" diye konuştu.
Bu işi takip edebilmesi için gerekli olan maddi imkanı bulunmadığını da kaydeden S.G., Ankara'daki tahlillerin temiz çıkmasına karşı neden Kıbrıs'a gidemediğinin sorulması üzerine ise, "Herhalde bu yanlışlığı yapan hastane kendini haklı çıkarmak istiyor. Bu hastalığı illa da benim üstüme mal etmeye çalışıyorlar. Ben Kıbrıs'ta bu tahlilleri yaptırdığım zaman benim yüzüme karşı direkt olarak bu hastalık söylendi.
Bir hastane bir insanın hayatını bu kadar basit görüp de, bu neticeyi insanın yüzüne karşı rahatlıkla söyleyebiliyor. Çok mağdur durumda kaldım. Psikolojik bunalıma girdim. İntiharı bile düşündüm. Kendimden emin olduğum şu an bile memleketimde dışlanıyorum, köyümde dışlanıyorum, dışarı çıkamıyorum, ailemin yüzüne bakamıyorum. Ben hakkımın aranmasını istiyorum" diyerek dert yandı.