10 Kasım Atatürk'ü Anma törenleri için dün Denizli'ye gelen Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu, bugün bir söyleşiye katıldı. Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın makamını hak etmediğini söyleyerek Hüseyin Üzmez olayı hakkında da açıklamalarda bulundu.
Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şubesi tarafından TMMOB toplantı salonunda düzenlenen söyleşiye Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu ve davetliler katıldı. Konuşmasının başında soruları cevaplayacağını belirten Kanadoğlu, Anayasa'da değiştirilmesi gündeme gelen ilk 4 madde hakkında açıklamalarda bulundu. Soruyu cevaplarken Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç hakkında da konuşan Kanadoğlu, "Haşim Kılıç gerçek de layık olmadığı bir mevkiye getirilen, hukukçuda olmayan, getiriliş biçimi ve sırf o biçimi sağlamak için çıkarılan yasa bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş. Bulunduğu makamın ağırlığını ve sorumluluğunu bilmeyen bir zat. Bu doğrudan doğruya klavuz, istikamet ve sonuç meselesidir" dedi.
Siyasi iktidarın bu tür aldatmacalı yol göstericilere itibar etmemesini öneren Kanadoğlu, şöyle konuştu: "Çünkü o ilk 4 madde ile oynamak demek aslında her zaman korktuğumuz ve olmasını hiç istemediğimiz bir sivil darbe niteliğindedir. Sivil dinci bir dikta hevesinin ürünüdür. Bu itibarla böyle bir teşebbüsün Türkiye'yi içinden çıkılmaz sorunlara sürükleyeceğinden ben endişe ederim. Bunun sadece bir heves olarak kalmasını isterim."
DİN SEKSE ALET EDİLDİ
Kanadoğlu, gazeteci yazar Hüseyin Üzmez'in tahliyesi nedeniyle sorulan bir başka soruya da cevap verdi. Yapılan tahliyenin beraat ettiği anlamına gelmediğini söyleyen Kanadoğlu, "Raporla bunun 3 yıllık bir cezası var" dedi. Ama ortada başka bir iddia daha olduğunu anlatan Kanadoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu '14 yaşından büyük' iddiasıdır. Şimdi 14 yaşından da büyüktür dediğiniz zaman olay büsbütün değişiyor. Ağır ceza mahkemesi başkanlığını yıllarca, çeşitli yerlerde yapmış biri olarak bana
sorarsanız, ben tahliye etmezdim. Ama koparılan bu fırtınanında gereği olmadığını söyleyerek başkaları gibi başka yerlerden rapor alınmalı mıydı denirse bunlara gerek yok. Bir ceza mahkemesi doğrudan doğruya rapora inanmadığı takdirde bu Adli Tıbbın dairelerinden birinin kararını bu raporu Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderir. Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınır. Bu rapor tahliye işlerine neden gerek görüldü bunu eleştirmeye de gerek yok. Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderirler onun sonucuna göre karar
verilebilir. Bu suçtan beraat edeceği anlamına gelmez. Yani tahliye edilmekle birçok gayeye de hizmet etti. Yani dinin siyasete alet edildiğini çok gördük de dinin sekse alet edildiğini ilk defa görüyoruz. Bir çok insan 'O yaşlı bir insan' gibi acımaların da önüne geçmeliyiz. İnşallah cezasını çeker."