Ak Han |
Denizli-Isparta karayolu üzerinde, Denizli’ye 7 km. uzaklıkta Akhan Köyü’nün girişinde bulunmaktadır. Selçuklu dönemindeki Denizli’den Konya’ya giden kervan yolunun konaklama yeridir.
Ak Han’ın biri dışarıda diğeri de kapı girişinin üzerinde olmak üzere iki kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabelerden birinde hanın Abdullah oğlu Karasungur tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Her iki kitabede de Selçuklu sultanı İzeddin Keykavus II.’nin ismi yazılıdır. Ak Han’ı yaptıran Karasungur’un, Atabeg Celaleddin Karatay’ın kardeşlerinden biri olan, Denizli çevresinde valilik yapmış Emir Seyfüddin Karasungur olduğu farklı kaynaklarda yazılıdır.
Hanın beden duvarları beyaz taşlardan yapıldığından ötürü Ak Han ismi verilmiştir. Burada kullanılan taşların büyük bir kısmının Denizli’nin 6 km. kuzeyinde bulunan Laodikeia antik kentinden getirildiği sanılmaktadır. Avlulu ve kapalı hacimli tipik bir Anadolu Selçuklu hanıdır. XIII.yüzyıla tarihlendirilmektedir.
Ak Han Giriş Kapısı |
Hanın ana giriş kapısı doğu yönünde olup, dışarıya doğru çıkıntı yapan kapının bezemeleri geometrik şekiller, hayvan figürleri ve bitkisel motiflerden oluşmaktadır. Bu süsleme Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Hanın kapısını çevreleyen bordürler arasında gamalı haçlar ve bunların arasındaki boşluklarda da kuş, karaca, yabani keçi, arslan gibi hayvan motifleri, sitilize edilmiş çiçekler, çift başlı kartal ve ejder motifleri görülmektedir. Ayrıca sivri kapı kemerinin üzengi taşları güvercin kabartmaları ile bezenmiştir. Giriş boşluğunun iki yüzeyinde üzerleri istiridye kabuğu biçimli kubbecikleri olan mihrabiyeler bulunmaktadır. Bu mihrabiyelerin iki yanında ve üzerinde stilize bitkisel motifler, yumurta ve istiridye kabuğu bordürleri bulunmaktadır.
Bu girişten sonra üzeri açık bir avluya girilmektedir. Bu avlunun sonunda eyvanlar, sağında ise bir bölümü yıkık iki katlı bir hacim, iki oda ve bir eyvan bulunmaktadır. Bu eyvanın kemer üzengi taşları birbirlerine bakan arslan başlı taş konsolları oluşturmaktadır. Ancak bu bölüm restore edilmiş ve orijinalliğini yitirmiştir. Bu mekanın yanındaki taş bir merdivenle de üst kata çıkılmaktadır. Bu bölüm çökmüş olmakla beraber, üzerinin kubbe ile örtülü olduğu anlaşılmaktadır. K.Erdmann’a göre bu bölüm hanın mescididir. Nitekim buna benzer örnekler Zazadin, Obruk, Kızılören hanlarında da görülmektedir.
Ak han’ın kapalı bölümü iki sıra halinde altı taş ayağın taşıdığı tonoz örtülü küçük bir mekandır. Bunlardan orta tonoz yandakilere göre biraz daha yüksektir.
Kenthaber Kültür Kurulu