Merkezefendi söylencesi
Merkezefendi medrese de kızları ve erkekleri birlikte okuttuğu için Padişah’a şikayet edilir.Padişah’ta onu İstanbul’a çağırır.İstanbul’a geldiğinde Padişah’ı namz kılarken bulur ve ona selam verir ve bekler.Padişah selam verince "Namaz kılana selam verilir mi? diye sorar.O da "Padişahım siz namazda sarayın tamirini düşünüyordunuz"der.Padişah şaşırır.Dediği doğrudur.Sınıra da "Siz kızlarla oğlanları birlikte okutuyormuşsunuz hiç ateşle barut bir arada olurmu?"diye sorar.Merekzefendi kavuğunu çıkarır ve ateşle barutu göstererek "işte böyle durur" der.Padişah Merkezefendi den hoşlanmış ve onun keramet sahibi biri olduğunu anlamıştır.İstanbul’da kalmasını söyler o da kabul eder.
Ahi sinan’a ait söylence
Denizlide çok zengin bir ağa vardır.Kapısına kim gelirse boş geri çevirmez.Ahi Sinan da ağanın yanına sığınmış bir yoksul kişidir.İyi huyu ve çalışkanlığı ile herkesin sevgisini kazanmıştır.
Bir gün ağa Hacca gitmeye karar vermiştir.Tüm ev halkını ve eşyasını Sinan’a emanet ederek yola çıkar.Aradan altı ay geçer.Namazdan sonra Sinan’ın aklına ağası gelmiştir.Helvayı çok sevdiğini hatırlar.Hemen büyük hanıma gidip helva yapmasını söyler.Sinan hazırlanan helvayı koltuğunun altına koyarak gözünü yumar.Açtığında ağasının yanındadır.Ağa büyük bir alanda cemaatle namaz kılmaktadır.Yavaşça elindeki çıkını yanına bırakarak ortadan kaybolur.
Pamukkale’ye ilişkin söylence
Bir zamanlar yoksul bir ailenin çirkin bir kızı vardır.Evlenme çağına gelmesine karşın,hiç isteyeni çıkmaz.Buna çok içleyen kız,hayatına son vermeye karar verir.Bir sabah pamuk kaleye çıkar ve kendini aşağı bırakır. Düştüğü yerde suyun etkisiyle güzeller güzeli bir kız olmuştur.O sırada avdan dönen Denizli Beyi’nin oğlu sudaki güzeller güzelini görür.Koşar ve bakar.Kız henüz yaşamaktadır.Onu sarayına götürür.İyileşince de evlenirler.