Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin bu yılın son çeyreğinde erken seçime gideceğini ileri sürdü.
SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, SP Olağanüstü İl Kongresi'ne katılmak üzere Denizli'ye geldi. Kongre öncesinde Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyen Kurtulmuş, ülkenin en büyük sorununun ekonomi olduğunu, hükümet ve ana muhalefetin bu konuda bir şey yapmadığını söyledi. Türkiye'nin esas gündemi olan ekonomik sorunların artması konusunda hükümetin istese de bu şekilde bu tartışmaları sürdüremeyeceğini belirten Kurtulmuş, "Bundan kaçıyorlar. Erdoğan ve Baykal kamuoyunun önünde Hacivat ve Karagöz gibi tartışmaları sürdürüyorlar. Biz bu filmi çok gördük. Bu oyun bu şeklide devam etmez. İnşallah önümüzdeki seçimde bu oyun bozulacaktır" dedi.
2010 yılında erken seçim yapılacağını ileri süren Kurtulmuş, "Keşke seçim önümüzdeki pazar günü olsa. Bizim için bu seçimin en doğru tarihidir" diye konuştu. Türkiye'nin seçim atmosferine girdiğini, bunun da iki nedeni olduğunu belirten Kurtulmuş, bunlardan birinin ekonomideki zorluklar, ikincisinin ise Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olma isteği olduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Öyle görünüyor öyle anlıyoruz. Sayın Başbakan 2012 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak isteyecektir. Bunun için de her ne kadar cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecekse de, oylarının çok düşmediği bir noktada, belli bir parlamento desteğini arkasına alacağını düşündüğü, kendisi için son nokta olan erken seçime gitmek durumunda kalacaktır. Bu iki faktörü birleştirdiğimizde büyük bir ihtimalle 2010 yılının son çeyreği Türkiye'de seçim tarihidir" dedi.
Son günlerdeki anayasa ve referandum tartışmalarıyla ilgili soruları da cevaplandıran Kurtulmuş, "Hükümeti bu konuda kifayetsiz görüyoruz. Samimiyetsiz demek istemiyorum, kifayetsiz. Biz bir yıldır söylüyoruz. Türkiye'nin hangi sorununu alırsanız alın, darbe meselesi, demokratik açılım meselesi diğer meseleler; hangisini alırsanız alın kapı hak ve özgürlükler konusuna açılıyor. Türkiye'de geniş kesimlerin hak ve özgürlükleri genişleten yeni katılımcı demokratik bir Anayasa yapılmadan, Anayasa'nın bir iki maddesinin değiştirilmesini kastetmiyorum.
12 Eylül vesayet Anayasası bütünüyle değiştirilmeden Türkiye'nin demokratikleşmesinden bahsetmek mümkün değildir. Türkiye kaçınılmaz olarak anayasasını yenilemek zorundadır. Bu konuda siyasetin ve kamuoyunun ittifakı vardır. Çünkü Türkiye bugüne kadar anayasalarını ya AB emretti diye değiştirmiş ya da süngülerin ucunda değişmiştir. Ama bugün gelinen noktada, bu milletin bütünüyle bir anayasa yapabileceğini ortaya koyuyor" şeklinde konuştu.
2007 seçimlerinden sonra yapılan Anayasa oylamasında 411 milletvekilinin oy vermiş olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi tarafından bu Anayasa değişikliğinin iptal edildiğini belirten Kurtulmuş, "Ortaya pratik bir sorun çıktı. Anayasa Mahkemesi parlamentonun üstünde bir senato konumuna kendisini getirdi. Hangi Anayasa değişikliğini yapsak Anayasa Mahkemesi'nden dönmesi ortaya çıktı. Bu uluslararası ve evrensel hukuka uygun bir durum değil ama Türkiye'nin realitesidir. Bunu aşmanın yolu, millet tarafından seçilmiş tek vazifesi Anayasa yapmak olan 200-250 kişilik bir kurucu meclis kurulmasıdır. Bu kurucu meclis Anayasa'yı hazırlayarak referanduma götürerek, bütün Anayasa'yı milletin oyuna sunacak ve milletin Anayasası yapmış olacak. Askeri rejimin anayasası, AB'nin anayasası değil Türk milletinin anayasası olacak" dedi.
Bu konuda hükümetin tavrının Anayasa'nın birkaç maddesini değiştirmeye kalkacağı, bu konularda bir engel ortaya çıkması ve bunu gerçekleştirememesi halinde referanduma gitmek olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu memlekette kim Anayasa hazırlarsa hazırlasın, hangi Anayasa maddesini topluma götürürse götürsün yüzde 70-80'le bu geçer. Hükümet, referandumla da bu Anayasa maddesinin oluşturacağı kamplaşmayla büyük bir evet oyu aldıktan sonra 'Bak görüyor musunuz millet bizi destekliyoruz' diyerek bu havayla seçime gitmek istiyorlar. Hükümetin referandum meselesi konusunda niyetinin bu olduğunu görüyoruz. Art niyet demiyorum ama bu niyetle Anayasa olmaz" diye konuştu.
Türkiye'de yeni bir ekonomik programa ihtiyaç olduğunu, Saadet Partisi'nin de bunu ortaya koyacak tek parti olduğunu belirten Kurtulmuş, 23 Ocak'ta İstanbul'da bütün gazetelerin ekonomi servisi ve yazarlarının katılacağı bir konferans düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.