Denizli Sanayi Odası Başkanı Abdulkadir Uslu 1989 ve 1999 yılları arasında siyasi istikrarın bozulduğuna işaret ederek bunun sonucu olarak ekonomik boyutta da sıkıntılar yaşandığına dikkat çekti. Ak Parti hükümeti ile birlikte ekonomide de önemli gelişmeler yaşadıklarına dikkati çeken Uslu; büyüme ve Gayri Safi Milli Hasıla oranlarında büyük ölçüde artış beklediklerini de kaydetti. Diğer yandan sanayicilerin girdi maliyetlerinde rahatlatıcı gelişmeler yaşamadıklarından yakınan Uslu, KDV oranlarında bekledikleri iyileşmenin henüz gerçekleşmediğini, ÖTV ve SSK primlerinde de istedikleri düzeyin sağlanmadığını söyledi. İş çevrelerinin artık sadece ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde iş yapabildiklerine de dikkati çeken Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Uslu; yatırımlarımız ve ihracatımız başlıklı yazısında “ Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetinin işbaşına geldiği ilk yıldan beri belirgin bir siyasi istikrar sürüyor. Unutmayalım ki 1989-1999 arasında hükümetlerin ortalama ömrü sadece birer yıl olabilmiştir. Siyasi istikrar tabiatıyla beraberinde ekonomik istikrarı da getirmektedir. Nitekim son iki yılda üst üste ve hatırı sayılır ölçüde büyüme sağlandı ve GSMH bu yıl muhtemelen rekor düzeyde artacak. Eylül 2004’te enflasyon da tek haneye indi. Gerçi iç ve dış borcumuz yüksek ama çevirebiliyoruz. Cari açığın artmasına ve istihdamın önemli sorun olmasına rağmen genelde iyimserliğimiz devam etmektedir.

Tek parti hükümetinin ilk yılında yatırım şevkimiz iyice arttı. Teşvike bağlanan yatırımlar adet, sabit yatırım tutarı ve istihdam yönlerinden bir önceki hükümetin son yılını ikiye katladı. Bunun daha da hızlanacağını beklerken, dalgalı kurda görülen şaşırtıcı uygulama ve buna ek olarak sonradan yürürlüğe konulan Yatırımları ve İstihdamı Teşvik Yasası yatırım şevkimizi kırdı, ihracat hızımızı da yavaşlattı. Özellikle ABD’ye ihracatımız artış hızını kestiği gibi uzunca süredir hemen aynı düzeydedir. AKP iktidarının ikinci yılında umulan gelişme, öngörülen yatırımlar ve bağlı istihdam konularında gerçekleşemedi ve kurda daha rasyonel bir uygulamaya geçilmesi ve ayrıca teşviklerin ülke çapında iller düzeyinde değil fakat ilçeler ve onların ekonomik ve sosyal gelişmişlikleri ölçü alınarak yapılmasıdır.

Diğer taraftan sanayiimizin girdi maliyetlerinde vaad edilen bir rahatlama olmamış, KDV oranında iyileşme gerçekleşmemiş, SSK primleri ve ÖTV oranları yüksekliğini korumuştur. Ek ve en önemli olarak enflasyon hadlerinin çok altında seyrini sürdüren dalgalı kur, ihracatçımızı artık kazancı bir tarafa bırakarak mümkün ölçüde sadece çarkı çevirme gayretine götürmüştür. Bu ortamda bize düşen üretimde verimliliği iyice zorlamaktır. Buna ilaveten katma değeri yüksek ürünlere ve şöyle veya böyle markalaşmaya mutlaka yönelmemiz gerektiği bilincine varmalıyız” dedi.