Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Erdoğan Taş, bedensel rahatsızlıklar ruhsal problemlere yol açabileceği gibi, ruh sağlığındaki bozuklukların da birçok bedensel hastalığa neden olabileceğini söyledi.
10-14 Ekim tarihleri arasında kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Haftası etkinlikleri çerçevesinde yazılı açıklama yapan Denizli İl Sağlık Müdürü Dr. Erdoğan Taş, Türkiye'de kanser hastalarının yüzde 26'sında, kalp-damar hastaların yüzde 20'sinde ve diyabet hastaların yüzde 27'sinde depresyon tespit edildiğini belirtti. Türkiye'de psikiyatrist ve psikologlara başvurma sayısının gelişmiş ülkelere göre oldukça düşük olduğunu ifade eden Dr. Taş, "Psikologlara ve psikiyatristlere başvurulmaması nedeniyle Türkiye'de ruh sağlığı sorunlarının gittikçe artmasına sebep olmaktadır.
Birey ve içinde yaşadığımız toplum tarafından, ruh sağlığı sorunlarında bir uzmandan yardım alınması, başka bir rahatsızlıkta bir uzmandan yardım alması kadar doğal karşılanmalıdır. Önyargılı tutum ve davranışlar toplumumuzda birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Her rahatsızlıkta olduğu gibi bu gibi rahatsızlıklarda da zamanında yapılacak teşhis ve tedavi tehlikeli boyutlara varabilecek sonuçları engellemiş olacaktır" dedi.
Ruh sağlığının bozulmasında birçok faktör bulunduğunu dile getiren Dr. Taş, "Bunların başında sigara, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı gelmektedir. Bu gibi maddeler hem bedensel hem de bağımlılık yapma potansiyelleriyle kişilerde ruhsal problemlere yol açmaktadırlar. Bu maddelere özellikle gençler arasında hiç başlanılmaması ve bağımlı olanların tedavi edilmesi için birçok sektörün işbirliğinde olması gerekmektedir.
Anne ve babanın ruhsal sağlığı, çocuklarının duygusal ve davranışsal problemlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Gelecek de sağlıklı bir toplum için bedenen ve ruhen sağlıklı nesillere ihtiyaç vardır. Bunun içinde çocukların ruh sağlıklarının korunması konusunda ailelere büyük görevler düşmektedir. Aileler çocuklarına sosyal kuralları, uygun bir şekilde öğretmeli ve özellikle ergenlik döneminde bazı değerleri verebilmelidirler. Onlara kendi düşüncelerini ifade etme hakkı tanımalı, öz benliklerini ve güven duygularını geliştirmelerine imkan sağlamalıdır. Onları başka çocuklarla kıyaslamadan ve doğru yaptıklarını ödüllendirmelidirler.
Okul dönemindeki çocukların ruhsal gelişimlerinde ailelere olduğu kadar öğretmenlere de görev düşmektedir. Çocukların okulu sevmelerinde okulda gördükleri davranış ve kendilerine gösterilen ilgi büyük rol oynamaktadır. Çocukların hataları hoşgörüyle karşılanmalı ve başarıları desteklenmelidir" diye konuştu.