1. Uluslararası Traverten Sempozyumu Denizli'de başladı.
Pamukkale Üniversitesi'nde (PAÜ) bugün başlayan ve 4 gün sürecek sempozyuma ABD, Kanada, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden 200 katılımcı katılıyor.
PAÜ Kınıklı Kampüsü'nde başlayan sempozyumun açılışında saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından açılış konuşmalarına geçildi.
PAÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özkul, PAÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sebahattin Nas ve PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kazdağlı'nın sempozyumla ilgili yaptıkları konuşmaların ardından Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci kürsüye çıktı.
Yaptığı açıklamalarla sık sık gündeme oturan Nihat Zeybekci, konuşmasının başında, söylediklerinin başka mecralara çekilebildiğini belirterek, sözlerini ince eleyip sık dokuyarak yapacağını kaydetti.
Travertenlerin bir tarih kitabı gibi olduğunu ve bunu gördüğü zaman, insanın ne kadar aciz ve küçücük olduğunu anladığını belirten Zeybekci, "Denizli'ye yukarıdan baktığımızda insanın ne kadar zarar verici bir mahluk olduğunu görüyoruz.
Bundan 2-3 bin sene öncesine bakarsak, tabiatın bağrında böyle büyük delikler açılmamış; ama bir yerlerde güzel eserler bırakılmış. Mermerden, travertenden veya bu vadinin sahip olduğu zenginleri, o dönemin insanları bir yerlere nakşetmiş.
Bunu bir teşekkür, bir sunak babında, doğaya, tabiata teşekkür etmek gibi eserler bırakılmış" dedi.
Türkler'in Denizli'ye 1206 yılında geldiğini ve 800 yıldır burada olduğunu ifade eden Zeybekci, "Tam 800 yıl oldu. 800 seneden beri bu şehirde biz, bu tabiattan bu doğadan, bu vadiden yararlanmışız; ama zarar vermekten başka ne yapmışız?
Bir yere bir taş dikmiş miyiz? Bir tek, bir yerde Türkler'in diktiği bir taş görmek istiyorum. Geçmiş atalarımıza sahip çıkıyor, onlar bizim atalarımız diyorsak, onlarla bir çelişki içine girmeyecek ve onları reddetmeyeceksek, onlar bizim atalarımız değil demeyeceksek, bu topraklara olan borcumuzu ödeyelim.
Bağrını deldiğimiz bu topraklara hediyeler verelim" şeklinde konuştu. Şehirleşmelerde, şehirlerin muhtelif köşelerine sahip olunan zenginliklerin sergilenmesi gerektiğini dile getiren Zeybekci, "Denizli'yi yapılandırarak bundan sonra gelecek nesillere sahip olduğumuz zenginlikleri, köşe taşlarını koyarak, bir yerlere bunu nakşederek aktarmak gereğinde olan bizler ümitsizliğe kapılıyoruz.
Maalesef tabiatın bağrını oyup oradan o taşları çıkarıp çirkin fabrikalarda işleyip satmayı biliyoruz. Bunu da yapacağız elbette; çünkü ekmek parası.
Bu tabiatın ve Allah'ın bize verdiği bir nimet; ama tabiat bunların hesabını sizden soracak, bizden soracak. Şükretmediğimiz sürece ve bu zenginliklerle bu şehri donatmadığımız sürece, bu şehre girip çıkanların, neyin yapılıp yapılmadığını görmediği sürece bunun hesabını hem tabiat, hem ekonomi, hem rakiplerimiz soracak. Bu tabii zenginliklerimiz bunun hesabını soracak" diye konuştu.
Traverten ve mermerlerin kamyonlara yüklenip nakledilmesine de büyük tepki gösteren Zeybekci, "Sanki hakkımızmış gibi onları 60-80-100 tonluk kamyonlara yüklüyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir teknoloji, çift dingilli kamyonun üzerine 70 tonluk taş koyup yürütüp de o yolun bozulmadığını daha görmedi" dedi.
Açılış bölümünün son konuşmasını yapan Denizli Valisi Gazi Şimşek, traverten ve mermerin günümüzde çok önemli bir ticari mal olduğunun altını çizerek, "Denizli sınırları içerisinde çok yerde mermer yatağı var. Bunun bilimsel çalışması yapılmadı ve rezerv hakkında bilgimiz yok.
Ancak bizim traverten yataklarımızın olduğu Ballık Boğazı'nda olayı bütün çıplaklığıyla görmek mümkün" şeklinde açıklamalarda bulundu. 4 gün sürecek sempozyumda, 200 katılımcı 90 bildiri sunacak.