İzmir’in Kemalpaşa İlçesi, bu seçimin en çok konuşulan merkezlerinden biriydi. “Banko AKP kazanacak” gözüyle bakılan ilçede, sonuçlar açıklandığında sevinen taraf CHP oldu. Beş yıl Kemalpaşa Belediye Başkanlığı yapan AKP’li Yakup Karaca bile sonuca hala inanamamış görünüyordu...
Yakup Karaca, Erzurumlu... Yıllar önce Erzurum’dan gelip Kemalpaşa’ya yerleşmişler. Aslında kimya öğretmeni... Ancak sosyal yönü kuvvetli olduğu için siyaseti seçmiş. Aktif politikaya AKP’de başlamış. Ondan önce Refah Partisi’nde Gençlik Kolları Başkanlığı ve Milli Gençlik Vakfı Başkanlığı görevlerinde bulunmuş. 2002 seçimlerinin ardından TBMM’de AKP Kütahya Milletvekili Apdullah Erdem Cantimur’un danışmanlığını yapmış. Sonra tekrar Kemalpaşa’ya dönüp 2004 seçimlerinde belediye başkan adayı olmuş. Karaca’yla 1.5 yıl önce tamamladığı ve “En önemli hizmetlerimizden biri” dediği Aktivite Merkezi’nde sohbet ettik. Kemalpaşa’da, seçim sürecinde yaşananları ve bundan sonraki dönemi dinledik...
24 bin nüfus, 70 bine çıktı
Nasıl bir ilçe teslim ettiniz?
- Kemalpaşa’yı devraldığımızda 24 bin nüfuslu bir ilçeydi. Bizim dönemizden sonra 40 bine ulaştı. Seçimlerden sonra da beldelerin katılımıyla 70 bin nüfusu buldu. Durağan değil, her an gelişen bir ilçe. Dört-beş yıl içerisinde koca bir şehir görüntüsüne kavuştu. Yoluyla, yerleşim yerleriyle... Aradaki 16 bin nüfus farkı bu beş yıllık dönemde oldu. Çok büyük hizmetler yaptık. Bizden önceki dönemdeki arkadaş 10 yılda 225 bin metrekarelik bir alanı yol yapmış. Bizim dönemimizde bunu 750 bin metrekareye çıkardık. Bu hem ilçenin ne kadar geliştiğini hem de işlerin ne kadar yoğun olduğunu gösterir. İzmir’e yakın olduğu için sosyal aktivitelere fazla önem verilmemişti. Bunu hissedip o yönde çalışmalara ağırlık verdik. Şu an işinde bulunduğumuz merkez de bunlardan biri... Burada gençlik ve kadın aktivite merkezi var. Kadınlar kurslarda eğitim alıyor, öğretici olarak yetişiyor. Bunun yanı sıra kadınlar için spor alanımız var. Gündüz çocuk bakımevi, kimsesiz çocuklar irtibat bürosu, ‘gel-giy-git’ mağazamız var. Ayrıca engelliler için aktivite kurs ortamı hazırlanıyor. Yedi bin metrekare alana kurulmuş bir aktivite merkezi, yeşil bir alan... Belediye binası için de çalışmalar yaptık. İş ortamını güzelleştirdik, engelliler de belediye başkanının odasına kadar hiçbir engele takılmadan ulaşabiliyor. Kemalpaşa’nın her yerinde engellileri düşündük. Çarşı merkezimizdeki yüzyıllık çınar ağaçlarının çevresini genişleterek, rekreasyon alanı oluşturduk. Doğalgazımız yoktu, İzmir’den önce biz kullanmaya başladık. Dünyaca ünlü kiraz için alım satım merkezi kazandırdık. Gençler ve bayanlar için spor alanları oluşturduk. Yol bağlantılarını yaptık. Mahallelerle aramızdaki yolları, ölüm virajı denen kavşakları düzenledik. Kaza riskini aza indirdik. Elimizde detaylı projeler vardı ama onlara da fırsat kalmadı.
‘Bu kadar düşük oy hiç beklemiyorduk’
Kemalpaşa’daki değişikliğin nedenlerinden birinin beldelerin merkeze alınması gösteriliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
- En büyük etken beldeler oldu. Merkezde önceki seçimde 5 bin 600 oy almışız. Şimdi 8 binz. Demek ki merkezde oylarımızı artırmışız. Hatta rakiplerimize 2 bin fark atmışız. Zaten geceyarısına kadar bizdik önde giden. Herkes seviniyordu. Beldelerden sandıklar açılmaya başlayınca oylar düşmeye başladı. Bbu kadar düşük oy beklemiyorduk. Ama Büyükşehir’in beldelere yaptığı yatırım çok fazlaydı. Görevi olmadığı halde geldi her yeri asfaltladı. Hem de hızlı şekilde yapıldı. Gereği gibi değil, altyapısı yapılmadan. Göreceksiniz üç ay sonra hepsi sökülecek. Yazık, günah. Ayrıca, 2 bin nüfusun altına düşmüş yere, koca spor salonu yaptı. Aslında hiç kullanılmayacak. Ama seçim yatırımı. Şu anda oraya gidin; kuşlar içeride, camları kırılmış. Paraları oralara gömdüler. ‘Sizi mahalle yaptılar’ gibi karalamalarla beldeler çok kullanıldı. Olayın güzelliği anlatılmadı. Onlar da sanırım kızgınlıkla, oylarını tepkiye dönüştürdü.
Bu, AKP’nin icraatıydı. Bu sıkıntıyı parti yöneticilerine, bakanlara, milletvekillerine dile getirdiniz mi?
- Tabi dile getirdik. Ama aslında bu doğru bir icraattı. Bu seçimde zarar gördük ama bundan sonrakinde faydasını göreceğiz. Çünkü vatandaş bunun aslında kendisine faydalı bir icraat olduğunu görecek. Beldeler mahalle olunca, hizmetin daha fazla geldiğini görecek. Zaten ne oldu? Bu beldeler mahalle olunca, Büyükşehir hizmet götürdü. Eğer böyle bir şey olmasaydı beldelerin oyunu da alabililer miydi?
Parti içi çekişmeler...
- İlçe seçimleri, burada 29 Mart’a iki ay kala yapıldı. İki arkadaştık. İki gruptaki insanlar birbirleriyle yarıştı. Ben aslında seçim sürecinde arkadaşa dedim. ‘Yapma, ne yapacaksan seçimden sonra yap. CHP çıkar’ diye ama olmadı. Benden önceki başkandı. İki dönem görev yapmıştı. MHP’nin kazanacağına onu çok inandırdılar. MHP’den aday oldu. Kendi meclis üyelerim vardı, onlar da aynı şekilde... Ya hiç uğramadılar ya da başka partiye çalıştılar. Sağ oylar Saadet Partisi’yle birlikte yüzde 70. Ama yüzde 30’u alan CHP, aradan çıktı. Şu an Kemalpaşa, bir hata yapıldığının farkında. Bugün sandık kurulsa, seçim yapılsa sonuç daha farklı olur.‘Siyasette yalanın hesabı sorulmuyor’
Bu kadar hizmeti yaparken, ne oldu da olmadı? Burası AKP’nin İzmir’deki banko ilçelerindendi. Seçimi neden kaybettiniz?
- Aslında, ‘Neden dolayı böyle oldu?’ demek daha doğru. Bu kadar hizmeti insanlar görüyor. Ne kadar siyasette bazı ayak oyunları olsa da... Rakipler bol bol para harcasa da... Beni çok sıkıştırdılar bu konuda. Ne rüşvet, ne para, ne gıda... Bu konuda hiçbir şeyi kullanmadım. Dedim ki, ‘Hizmetlerimize oy veriyorlarsa versinler.’ Şimdi ben Kemalpaşa’ya yüzlerce ağaç diktim. O ağacı gören insan etkilenir. Gölgesinde gölgelenir. Ağaçlar dile gelir konuşur. Biz onu tercih etmedik. Yani insanlara bir şey vererek oy almak. Onun için rakipler çok çalıştı. Bol bol vaatlerde bulundular. Tabi siyasette yalanının hesabı sorulmuyor. Kimse demiyor ki, ‘Niye yalan söylüyorsun?’
Bir sonraki seçimde soruyor ama?
- Bir sonraki seçimde insan hafızası unutuyor yine de... Bizim bir önceki seçimde söylediklerimizi kimse bize sormadı. Ancak biz yeniden insanlara ‘neler vaat etmiştik, hangilerini yaptık’ diye sunduk.
“Üzüldüm”
Kırgınlık var mı? Ya da üzüntü?
- Kemalpaşa halkına hiçbir kırgınlığım yok. Bu demokratik bir yarış. Kazanmak da var, kaybetmek... Ama biz, o insanlar üzüldü diye üzüldük. Yıkılanlar oldu. O kadar çok üzülenler oldu ki... Onların bu üzüntüsü insanı etkiliyor.
Bundan sonra ne yapacaksınız?
- Gün sayacağız... 4 yıl 354 gününmüz kaldı... Yarın seçim varmış gibi çalışmaya başladık.
CHP’li belediye başkanını zor bir dönem bekliyor diyebilir miyiz?
- Ben kendisine de görevi devrederken söyledim. ‘İyi hizmetleri takdir ederiz. Ancak eleştirilecek olanları da eleştiririz’ diye...