22
Aralık
2024
Pazar
İZMİR

'Devlet açılımla bir şey kaybetmez'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "demokratik açılım" çalışmaları ile ilgili, "Büyük bir ülke, güçlü bir devlet bu açılımlardan hiç bir şey kaybetmez, kazanır" dedi.

Başbakan Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) 2009-2010 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 64. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve G-20 Zirvesi için gittiği ABD gezisine değinerek, Türkiye'nin küresel meseleler konusunda artık etkin bir rol üstlendiğine vurgu yaptı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun yanı sıra ilk defa liderler noktasında Türkiye'nin katıldığı bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantısı da olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Konu nükleer silahların yayılmasının engellenmesiydi. Türkiye küresel meseleler konusunda bakış açısını aktarma fırsatı buldu. Çözüm önerilerimizi ilettik. Kim ne der diye düşünerek iletmedik. Türkiye ne der, Türk milleti ne der bunu düşündük. Türkiye bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin geçici bir üyesi olarak görev yapıyor."

TÜRKİYE IMF İLİŞKİLERİ

Türkiye'nin IMF ile anlaşma sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye'ye reçeteler yazdılar. 'IMF'siz bu kriz atlatılamaz, anlaşma yapılmalı' dediler. Biz 'hayır' dedik. 'Bize siyasi müdahaleler yapıldığı sürece anlaşmayız' dedik. Sadece ekonomik noktada reçete varsa değerlendiririz. Çünkü Türkiye eski Türkiye değil. En küçük bir krizde hükümette bulunanlar soluğu IMF'nin kapısında alıyorlardı. Çok yüksek faiz oranlarıyla stand by anlaşmaları yapıyorlardı. Biz her ayrıntıyı IMF ile konuştuk müzakere ettik. Bakın süre doldu bugüne kadar yaklaşık iki yıl geçti. Mayıs'da iki yıl olacak. Biz hala imzalamadık."

Türkiye'de IMF toplantılarının başladığını, toplantıların yapılacağı salonun 13 ayda inşa edildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "27 bin metrekarelik yerin altında İstanbul kongre merkezi inşa ettik. 330 milyon TL'ye malettik. Burada 3 bin 500 kişilik anma toplantı salonu ve 850 toplantının aynı anda yapılacağı odalar var. Türkiye buna gücü kuvveti yeten bir ülke. IMF bunu yerinde görecek ve tekrar konuşacağız. Ya evet ya hayır. Aksi takdirde yolumuza devam ederiz. Çünkü bu noktada. İçeride enerjimizi kaybetmeyelim. Türkiye 7 yıl öncesinden bugüne nasıl sıçradıysa, bundan sonra da bunu devam ettirir."

Ekonomik krize yönelik iyimser beklentilerin ve krizin sona erdiğine yönelik yaklaşımların arttığını dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin IMF ile bir anlaşma yapmadan kendi imkanlarıyla ve yerli tedbirlerle krizi aşma noktasına geldiğini diyenlerin çoğaldığını ifade etti.

GENÇLERE TAVSİYELERDE BULUNDU

Türkiye'nin bulunması gereken konuma doğru emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye hasretini çektiği ağırlığa ve öneme kavuşuyor. Türkiye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesine her zamankinden çok daha yakın bir mesafede bulunuyor. Üniversite öğrencilerinden beklediğim şudur. Ben yaparım diyecek biz yaparız diyeceksiniz. Özgüveniniz tam olacak. Aşağılık kompleksine kapılmayacaksınız. Her şeyiyle farklı bir milletin mensupları olduğunuzu aklınızdan çıkarmayacaksınız. Son 40 yıldır incir çekirdeğini doldurmayacak konular tartışıldı. Sanal korkular ve sanal gündemler oluşturuldu. İnsanların modern hayatına müdahale edileceğine dair korkunun, hak ve özgürlüklerin geri alınacağına ilişkin bir endişe abesle iştigaldir. AB ile ilişkilerini geliştiren, modern adımlar atan bir hükümetten en son beklenecek olan siyasi ve hukuk dışı girişimlerdir."

Bu girişimlere asla izin vermeyeceklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Başbakan olarak ben mahalle aralarında kapı çalan bir insanım. Bunu yaparken sosyal devlet olmanın ilkesi gereği yapıyorum. Yapmak zorundayım. Sadece evinde oturup veya Ankara'ya yerleşip Türkiye'yi seyretmiyorum. Türkiye'deki bütün şehirlere en az üç kez gittim. Bakın geçmişe 81 vilayetin tamamını gezen kaç başbakan var. Hangisi şantiyeleri tek tek geziyor. Hızlı tren, otoyol, bölünmüş yollar, inşaatlar devam ediyor mu. Yoksa bürokrat raporu getirir her şey yapıldı der. Bakarsınız her şey yerinde duruyor. Hiç kimse hiç kimsenin yaşam tarzına karışamaz, özgürlüklerine karışamaz bunun karşısında ilk duran biz oluruz."

Hükümetin "demokratik açılım" çalışmalarına da değinen Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili şunları anlattı: "Demokratik açılım sürecini başlattık. Terör artık son bulsun istiyoruz. İçeriğinde birçok başlıklar olacak. Etnik unsurların hepsinin kendine göre sorunları var. Bu sorunların çözülmesine yönelik adımlar atmamız lazım. Azınlıkların, Alevilerin sorunları, işsizlik sorunu var, bunlara yönelik adımlar atmamız lazım. Bütün bunları sıfırlayamayız ama minimize ederiz, asgari düzeye indiririz. Bunu başarmak çok önemli. Ama bunu milletle birlikte başaracağız. Milletimizle el ele başaracağız. Bir mutabakat zemininde çözmek durumundayız. Büyük bir ülke, güçlü bir devlet bu açılımlardan hiç bir şey kaybetmez, kazanır."

Türkiye'nin bugün çok farklı bir konumda olacağını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu soruyu kendimize soralım. Bunun muhasebesini yapalım. 30 yıl boyunca enerjimizi, kaynaklarımızı doğu ve güneydoğudaki meselelere aktarmasaydık ne şekilde yaşıyor olurduk. Bunu kendimize sormamız lazım."

EĞİTİM ALANINDA SORUNLAR

Doğu'daki illerde şu an eğitim alanında yaşanan gelişmelerin geçmişte gerçekleşmesi halinde oraların çok farklı bir noktaya ulaşmış konumda olacağını ancak bunun gerçekleşemediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanında aynı imkanların olması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin 21. yüzyılı bu meseleleri tartışarak geçiremeyeceğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu meseleyi çözmek zorundayız. Kararlılıkla yola çıktık kazanan Türkiye olacak. Kazanan İzmir olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. İzmirli nice annenin son 30 yıldır gözyaşı döktüğünü, oğullarının yollarına gözlerinin diktiğini biliyoruz. Kazanan İzmirli anneler, babalar olsun istiyoruz. Terörle mücadeleden taviz vermemiz mümkün değil, hiç kimse kendisini hukukun üstünde göremez. Biz terörle mücadelemizi sarsılmadan sürdürecek ve asla demokrasiden taviz vermeyeceğiz."

Üniversiteli öğrencilere birtakım tavsiyelerde bulunan Başbakan Erdoğan, onlara şöyle seslendi: "Özgüven son derece önemli. Umutlarınızı taze tutun. Türkiye çok farklı bir kulvarda ilerliyor. Güçlü ve lider bir ülke olma yolunda ilerliyor. Bir çok sorunları çözdük. Mevcut sorunlarıda mutabakatla çözeceğiz. Her üniversiteyi bitiren ya da tüm halk iş sahibi olur diye bir kaide yok. Dünyanın hiçbir yerinde ABD başta olmak üzere halkının tümüne iş sağlamıştır diye bir gerçek yok. Şu an onlarda 7-8 oranlarına varan bir işsizlikle uğraşıyor. İspanya yüzde 18'le baş başa. Biz yüzde 13'deyiz. Tabii ki mücadelemizi vereceğiz daha aşağı çekmeye çalışacağız. İyi bir yerdeyiz demek için söylemiyorum. Tek haneli rakama düşürmek zorundayız."

Eğitimi öncelikli hizmet alanı olarak belirlediklerini anlatan Başbakan Erdoğan, her ili üniversiteye kavuşturduklarını söyledi. Erdoğan, eğitimin kalitesini yükseltmek için çalışmaya devam edeceklerini bildirdi. Üniversite kütüphanesinin nerede olduğunu bilmeden mezun olan öğrencilerin olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, kendini geliştiren ve imkanları azami derecede kullanan öğrenciler görmek istediklerini ifade etti.

ÇİRKİN PROTESTO

Kampuse gelen politikacıların çirkin bir şekilde protesto edilmelerine şahit olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, gençlerin özgür düşüncenin savunucusu olması gerektiğini sözlerine ekledi

iha
Yayın Tarihi : 30 Eylül 2009 Çarşamba 17:40:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?