Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, kalkınma ajanslarının ortak vizyonun öncüsü olduğunu ve Türkiye'nin buna fazlasıyla ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, "2023 yılında Türkiye'yi en gelişmiş 10 ülke arasına sokmak istiyoruz. Yereli harekete geçirmedikçe, ulusalı harekete geçirmek mümkün değildir" dedi.
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) KOBİ ve Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı Başlangıç Toplantısı Devlet Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Swiss Otel Grand Efes'te düzenlenen toplantıya Bakan Yılmaz'ın yanı sıra, İzmir Valisi ve İZKA Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Kıraç, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı ve İZKA Kalkınma Kurulu Başkanı Necip Kalkan, İZKA Genel Sekreteri Dr. Ergüder Can, meslek odalarının temsicileri ile çok sayıda proje sahibi katıldı. Toplantı İZKA'nın tanıtım
filminin gösterilmesiyle başladı. Tanıtım filminin ardından İZKA Genel Sekreteri Dr. Ergüder Can, İZKA'nın çalışmaları ile KOBİ ve Sosyal Kalkınma Mali Destek Programlarına ilişkin bilgiler içeren bir sunum yaptı.
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de ortak vizyonu oluşturma konusunda geçmişte çeşitli tecrübeler yaşandığını, kalkınma ajanslarının ortak vizyonun oluşmasında öncü olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin ortak vizyonun oluşmasına ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Bakan Yılmaz, şöyle konuştu: "Ankara'da bir vizyon belirleyip bütün kesimleri bunun çerçevesine sokmak mümkün değil. 2023 yılında Türkiye'yi en gelişmiş 10 ülke arasına sokmak istiyoruz. Yereli harekete geçirmedikçe,
ulusalı harekete geçirmek mümkün değildir. Bunlar harekete geçtiğinde Türkiye olduğundan çok daha iyi bir noktaya gelecek."
"PLANLARIN RAFLARDA KALMASINA KALKINMA AJANSLARI ÇARE OLDU"
Türkiye'nin bölgesel kalkınma konusunda geçmişte başarılı olamamasının iki nedeni olduğunu belirten Bakan Yılmaz, bu problemleri şöyle açıkladı: "Birinci problem olarak kurumsal mekanizma yoktu. Kalkınma ajansları bu sorumluluğu üstlenerek bu eksikliği giderdi. İkincisi finansman sorunu. Bölgesel planlama yapıp bunu destekleyemezseniz, bu planlar raflarda kalmaya mahkumdur. Kalkınma ajansları buna da çare oluyor."
"KALKINMA AJANSI SİSTEMİ BANKALAR İÇİN RİSKİ AZALTIYOR"
Kalkınma ajanslarının işbirliği yaptığı Halk Bankası'nın da bu modeli incelediğini, beğendiğini ve hibe verilen başarılı projelere kredi desteği verdiğini, bunun uygulamanın sevindirici yanı olduğunu belirten Bakan Yılmaz, şunları kaydetti: "Bu model bankacılık sistemi için riski azaltıyor. Bankaların yapması gerekeni kalkınma ajansları yapıyor. Dolayısıyla bankalar da başarılı gördükleri projelere destek verme olanağı buldu. Bankalar hibe dışındaki kısmı kredi olarak tamamlamak için devreye giriyor. Bu
da kalkınma ajanslarının yeni kapılar açtığına örnek."
"İZLEME, DEĞERLENDİRME VE TANITIMA YOĞUNLAŞILMALI"
Bakan Yılmaz, İZKA'nın hibe dağıtan bir kurum olmasının ötesinde İzmir'deki bütün kurum ve kuruluşları biraraya getiren ve İzmir'i kucaklayan bir işlevinin bulunduğunu dile getirdi. Türkiye'nin ortak akla ihtiyacı olduğunu, kalkınma ajanslarının bu anlamda önemli bir işlevinin bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Bunu bu noktaya çok güzel bir şekilde getirdi. Bundan sonra birinci olarak projeleri izleme ve değerlendirmeye yoğunlaşmamız lazım. Çünkü uygulamayı öğrenmemiz lazım. İkinci olarak da tanıtım işine
çok önem verilmesi gerektiğnii düşünüyorum" diye konuştu. Bakanlar Kurulu'ndan 10 ajans ile ilgili karar çıktığını, 16 tane daha ajans kurulacağını belirten Bakan Yılmaz, İZKA'nın kurulacak ajanslara model olacağını söyledi.
"TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN ENDİŞE TAŞIMASINA GEREK YOK"
Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan, Devlet Bakanı Cevdet, bir basın mensubunun bazı tekstil işletmelerinin, daha fazla teşvik uygulanan bölgelere taşınmak zorunda kalma konusunda endişelerinin bulunduğuna ilişkin soruya şöyle cevap verdi: "Tekstil sektörünün böyle bir endişe taşımasına gerek yok. Yaptığımız düzenlemenin anlamı, kapanmak durumunda olan veya yurt dışına gitme durumunda olan bazı tekstil tesislerimiz, yurt dışına gitmek yerine nispeten daha az gelişmiş bölgelere
gidecekler. Bu istihdam ve üretim ülkemizde kalmış olacak. Yoksa durup dururken bir tekstil fabrikası bir yere gitmez merak etmeyin. Bir tesis, mevcut olduğu yerde sürdürülemez bir durum varsa o durumda taşınmak ister. Biz onu kolaylaştırıyoruz. Taşınırken de Bangladeş'e, Çin'e gitmesin, bizim geri kalmış yörelerimize gitsin, istihdam, üretim bizim ülkemizde kalsın. Bunu amaçlıyoruz.''
"İZKA TÜRKİYE'YE ÖRNEK OLACAK"
İzmir Valisi ve İZKA Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Kıraç ise, İZKA'nın çalışmalarının Türkiye'ye örnek olacağını, bu nedenle başarılı olma zorunluluğunun bulunduğunu ifade etti. İZKA'nın en önemli önceliğinin, işbirliğini geliştirmek, birlikte çalışma kültürü oluşturmak ve İzmir'in her noktasının aynı yaşam kalitesine sahip olmasını sağlamak olduğunu belirten Kıraç, bunun için titizlikle altyapısı oluşturulan mali destek programlarının hazırlandığını söyledi. 2008 yılında Sosyal Kalkınma Mali Destek
Programı kapsamında 234, KOBİ Mali Destek Programı kapsamında da 441 olmak üzere toplam 675 proje teklifi aldıklarını belirten Kıraç, şunları kaydetti: "İzmirimizin her ilçesinden, her türlü kurum ve kuruluştan ve 50'nin üzerinde sektörden teklifler alındı. Yapılan başvurular değerlendirildi. Sonuçta Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında 71 proje desteklenmeye hak kazandı. KOBİ Mali Destek Programı kapsamında ise 223 proje eşik değerin üzerinde puan aldı ve 98 proje belirlenen kaynak tutarı
çerçevesinde mali destek almaya hak kazandı. 5şffeunları kaydetti: "Bu model bankacılık sistemi içiunları kaydetti: "Bu model bankacılık sistemi iİki programdan İzmir'in 27 ilçesi faydalanacak." Kıraç, KOBİ Mali Destek Programı kapsamında 98 proje için 23.4 milyon TL, Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı çerçevesinde de 71 proje için 6 milyon TL olmak üzere toplam 169 projeye 29.4 milyon TL kaynak aktarımı gerçekleştirdiklerini bildirdi.
"9 AYDA EKONOMİYE 60 MİLYON TL ENJEKTE EDİLECEK"
İZKA'nın sağlayacağı mali desteklerin yanı sıra proje sahiplerinin de harcayacağı tutarlar ile birlikte 9 aylık süre zarfında ekonomiye enjekte edilecek tutarın 60 milyon TL'yi bulacağını belirten Kıraç, "KOBİ Mali Destek Programı kapsamında destek alacak projelerin önemli bir bölümü İzmir için yükselen bir öneme sahip. Projeler, tarım ve tarıma dayalı sanayi, ileri teknolojiye dayalı sektörler, lojistik ve turizm alanında faaliyet gösteren firmalardan oluşmaktadır. Önümüzdeki üç yıl içerisinde bu
yatırımlar sonucu devletimize ödenecek vergilerin 29.3 milyon TL'ye ulaşacağı ve ilimizde 2 bin 727 kişiye iş imkanı sağlanacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla mali destek programları sayesinde belli sektörler ve firmalar desteklenmekle kalmayacak, domino etkisi yaratılarak ekonomideki tüm sektörler olumlu bir şekilde etkilenecektir" diye konuştu.
"KAZANAN PROJE SAHİPLERİ İÇİN BAŞARI BİR SEÇENEK DEĞİL, ZORUNLULUKTUR"
Yürütülecek sosyal projeler kapsamında, İzmir'de her kesimden 50 bine yakın kişinin bilinç artırımı, mesleki eğitim ve beceri kazandırma gibi konularda eğitim göreceğini belirten Kıraç, 71 projede 500'e yakın kurum ve kuruluşun yer alacak olmasının, ortak çalışma kültürünü ve işbirliğinin yerel düzeyde yerleştirilmesini hedefleyen hibe programının ne kadar başarılı uygulandığının bir göstergesi olduğunu ifade etti. 2009 yılı içinde yakın bir zamanda tarım ve kırsal kalkınma ile turizm ve çevre
konularında mali destek programının duyurusunu yapacaklarını dile getiren Kıraç, tarım ve kırsal kalkınma için 19 milyon TL, turizm ve çevre için de 12.6 milyon TL olmak üzere toplam 31.6 milyon TL kaynak ayrıldığını bildirdi. Mali destek programının amacının kapasite artırılmasını sağlayarak, çarpan etkisi yaratarak sürdürülebilirliği sağlamak olduğunu ifade eden Kıraç, kazan proje sahiplerine şöyle seslendi: "Kazanan proje sahiplerinin büyük bir sorumluluğu var. İlk programın başarılı olması için
kendilerini sürekli izleyecek ve destekleyeceğiz. Tüm şehir sizleri izliyor olacağız. Sizler için başarı bir seçenek değil, zorunluluktur."
İZKA Kalkınma Kurulu Başkanı Necip Kalkan da, kalkınma ajanslarının Avrupa'da 60-70 yıl kadar önce kurulduğunu belirterek, bu kadar zaman sonra olsa da kalkınma ajanslarının Türkiye'de de kurulmuş olmasından dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti. Yerel kalkınmanın harekete geçirilmesinin temelinin kalkınma ajansları olduğunu dile getiren Kalkan, 3 bin kişiye iş imkanı sağlayacak İZKA'nın kurulmasını "çok doğru bir iş" olarak değerlendirdi.