İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, meclis üyelerinin ekonomik kriz ile ilgili düşüncelerini ve çözüm önerilerini belirlemeye yönelik yapılan anketin sonuçlarına göre, üyelerin yüzde 88'inin ekonomik gidişattan kaygı duyduğunu, bu tablonun kendilerini bile şaşırttığını belirtti.

İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş, Tüccar Kulübü'nde düzenlenen basın toplantısında, "İZTO Meclis Üyelerinin Ekonomik Krizle İlgili Düşünceleri ve Çözüm Önerileri" konulu anketin sonuçlarını açıkladı.

Toplantıda konuşan İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş, 59 meslek komitesinden 100 oda üyesinin cevapladığı anket sonuçlarında, beklediklerinden çok daha karamsar bir tablo ile karşılaştıklarını dile getirdi.

Oda tarafından yapılan ankete katılan üyelerin yüzde 88'inin ekonominin gidişatından kaygı duyduğunu, yüzde 81'inin hükümetin krize karşı gösterdiği hassasiyeti yeterli bulmadığını, yüzde 46.2'sinin krizin etkilerinin 2010 yılına kadar devam edeceğini, yüzde 38.5'inin ise 2009 yılının sonuna kadar süreceğini belirttiğini kaydeden Demirtaş, üyelerin yüzde 15,4'ünün ise krizin 5 yıl boyunca ekonomiye damgasını vuracağı yönünde görüş belirttiğini söyledi.

"2009'UN İLK ÇEYREĞİNDE 7 YIL SONRA İLK DEFA KÜÇÜLME YAŞANACAK"
Ekonomik krizin reel sektöre her geçen gün daha zor günler yaşatmaya başladığını söyleyen Demirtaş, Merkez Bankası'nın 2005 yılından itibaren gerçekleştirdiği en yüksek faiz indiriminin bile tek başına yeterli olmadığını belirterek, "2008 yılı üçüncü çeyrek büyüme oranı, yüzde 0,5 ile 26 çeyreğin en düşük seviyesinde gerçekleşti. 2009 ilk çeyreğinde belki de 7 yıl sona ilk defa küçülme yaşanacak. Aralık ayı kapasite kullanım oranı 16,4 puan azalarak 64,7 ile 2001 krizinde bile görülmeyen 18 yılın en düşük seviyesine gördü. İşsizlik oranı yüzde 10,9'a yükseldi. Bu rakamlar altında üyelerimizin tamamına yakını piyasalarda yaprak kıpırdamadığı görüşünde birleşiyor. Piyasalardaki bu görüşleri rakamlara dökmek için üyelerimize yönelik araştırma yaptık" dedi.

"İŞ DÜNYASI KAYGILI"
İZTO üyelerinin küresel krizin en önemli nedeni olarak "yanlış küresel politikaları" gösterdiğini ifade eden Demirtaş, üyelerin yüzde 88'inin ekonominin gidişatından kaygı duyduğunu, Türkiye'nin krizden diğer ülkelere oranla daha çok etkileneceğini düşündüklerini belirtti. İZTO üyelerinin yarısının bu yılı değil önümüzdeki yılı da kayıp bir yıl olarak gördüğünü söyleyen Demirtaş, "Üyelerimiz ülke ekonomisinin kısa zamanda düzeleceğinden umutlu değil. Böyle karamsar bir tablo beklemiyorduk. Üyelerimizin yüzde 81'i hükümetin krize karşı gösterdiği hassasiyeti yeterli bulmuyor. Krizden en çok etkilenmesi muhtemel üç sektör ise otomotiv, tekstil ve inşaat olarak sıralandı" diye konuştu.

"LİKİDİTE SORUNU"
Krizin psikolojik etkisi ile güven duygusunun çok sarsıldığını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu: "Finans sektörümüz krizden etkilenmediği halde bankalara güven çok az. Üyelerin yüzde 32'si kamu bankalarına, yüzde 26.2'si ise hiçbir bankaya güvenmiyor. Yatırım tercihleri ve yönelme girişimi konusunda anket sonuçlarında ciddi tedirginlik yaşanıyor. Krizle ilgili en acil önlem olarak piyasalara nakit para sağlanması oldu. Bunu vergi ve kamu borçlarının ertelenmesi ve güven ortamının sağlanması izliyor. Ağustos ayında yapılan vergi ertelenmesi uygulamasının 2009 yılında yeniden yapılması ve vergilerin taksitlendirilmesini istiyorlar."

Likidite sorununun aşılması için İZTO'nun 124 yıllık tarihinde ilk kez öz kaynaklarından kredi kullandırdığını belirten Demirtaş, 5 bin ile 25 bin TL oranında olan kredilerin önümüzdeki günlerde 2 katına çıkarılacağını söyledi.

IMF ile çalışılmasını en acil önlem olarak gören üyelerin oranının yüzde 1 olduğuna dikkat çeken Demirtaş, şunları söyledi: "Demek ki odamızda IMF'yi takan yok. Fakat, yönetim olarak bizim görüşümüz IMF ile anlaşmanın acilen yapılması yönünde. IMF ile anlaşılmalı ve buradan alınacak kaynak reel sektöre kullandırılmalıdır."

"SEÇİM EKONOMİSİNDE DEĞİL, KRİZ EKONOMİSİNDEYİZ"
Anketten üyelerin fazlasıyla umutsuz olduğuna yönelik çıkan sonucu beklemediklerini ifade eden Demirtaş, seçim ekonomisi ile ilgili görüşlerini şu şekilde dile getirdi: "Hükümetin yerel seçimler öncesi bir şeyler yapabilmesi hem kendi yararlarına hem de iş dünyasının yararına olacaktır. Çünkü bu süreçte seçim ekonomisinde değil, kriz ekonomisindeyiz. Kriz ortamında seçime gidiyoruz. Bu seçimin sonucunu hepimiz merak ediyoruz. Böyle olumsuz bir tabloda piyasalara likidite sağlanması, seçim ekonomisinin değil kriz ekonomisinin gereğidir."

iha

Yayın Tarihi : 19 Ocak 2009 Pazartesi 14:36:32

Güncelleme :19 Ocak 2009 Pazartesi 14:44:11