EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, iç talebi artırma amaçlı kampanyaların düzenlendiği kriz ortamında, iğneden ipliğe yapılan zamların, tezat oluşturduğunu söyledi, “Bu, kötü yönetimin göstergesi” dedi
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) meclis toplantısında gündem, ekonomik krizdi... Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, hükümetten yatırım teşviki yerine üretim teşviğini ön planda tutmasını, düşük gelirlilerin alım gücünün artırılmasını, iç piyasanın desteklenmesini, peşin vergi uygulamasından vazgeçilmesini, bazı sektörlere yönelik vergi ve KDV indirimlerinin düşürülmesini, yerli üreticinin desteklenmesini, akaryakıt piyasasında dışarıdan müdahalelerden kaçınılmasını, banka finansmanına erişim imkanının genişletilmesini, KOSGEB desteklerine tarım ve hayvancılığın eklenmesini, şirketlerin kamuya olan borçlarının yeniden yapılandırılmasını ve kamu alacaklarında uygulanan gecikme zammının düşürülmesini önerdi.
Kaynak böyle bulunmaz
Hükümetin, son zamlarla kaynak sıkıntısına çözüm bulmaya çalıştığına dikkat çeken Yorgancılar, şöyle konuştu: “Ancak, yılın ilk altı ayında yüzde 24 oranında artan bütçe harcamalarının açtığı deliğin, vergilere yapılan zamlarla kapatılacağına inanmıyoruz. En kolayını, ama şu aşamada en olmazı uygulamak yerine, bir program dahilinde çalışılmış olmasını beklerdik. 37 maddelik kemer sıkma paketiyle mali disiplini sağlama fikri, bize çok da doğru gelmiyor. Çünkü zamların, iç talebi olumsuz etkileyeceği unutulmamalı. Vatandaş pazara çıksın diye kampanyalar yapılırken, bir yandan vergi indirimiyle tüketim artırılmaya çalışılırken, diğer yandan yapılan zamlar çelişiyor. Birlik ve beraberliğin de vurgulandığı iç talebi canlandırma amaçlı ‘kriz varsa çare de var’ kampanyası 50 gün sürdü ve satışlarda yüzde 9’luk artış sağladı. Bu tezat uygulamalar, kötü yönetimi ve toparlanmamızın vakit alacağını gösteriyor.”
İktidar da özenli olsun
“Krize değil, sonrasına odaklanın” diyen Yorgancılar, sözlerini şöyle tamamladı: “Sanayimizin rekabet gücünü artırıcı uygulamalar içinde olmalıyız. Rekabet gücünü arttırmanın yolu, katma değerli ürünlerden; katma değeri artırmanın yolu da Ar-Ge, inovasyon ve markaya yönelmekten geçiyor. Yeniden yapılanmamız, eksiklerimizi tamamlamamız, doğru bildiğimiz yanlışları düzeltmemiz gerekiyor. Moralimizi daha da yüksek tutmalıyız. Krizle birlikte kaybolan güven ortamının güçlendirilmesinin, hazırlık aşamasındaki ‘orta vadeli program’la sağlanmasını umuyoruz. Bizler üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirken, hükümetin de aynı özeni göstermesini bekliyoruz. Bunun için de gereksiz polemik yaratmaktan, kurumlar arası ihtilaftan, günü kurtarıcı politik yaklaşımlardan ve suni gündemlerden uzak durulmasını istiyoruz.”