Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, Türkiye'nin Ar-Ge konusunda son 10 yılda büyük bir atılım göstererek, 32.'likten 19.'luğa yükseldi.
Türkiye'deki çeşitli üniversitelerden gelen Fen-Edebiyat Fakülteleri dekanlarının katılımıyla, Ege Üniversitesi (EÜ) Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen toplantıda üniversitelerin kalitesinin yükseltilmesine yönelik bir çalışma olan Bologna Ulusal Takımı Projesi hakkında bilgiler verildi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Bologna Bilimsel Projesi'nin üniversiteler arası rekabeti zorladığını ve bunun da eğitimde kalitenin arttırılmasına büyük katkı sağladığını ifade etti. Projenin bilimsel açıdan Türkiye'nin ve dünyanın en önemli gündem maddesi olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Ege Üniversitesi 23 Avrupa ülkesinden 180 üniversite ile ikili ilişki imzası bulunan bir üniversitedir. Bu süreçte Bologna Projesi'nin önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Ülkemiz üniversitelerinin bu proje çerçevesinde gösterdiği performans ve Yüksek Öğretim Kurulu'nun projeye verdiği destek çok önemlidir” diye konuştu.
"PROJE İLE BİLİMSEL SEVİYE ARTTI"
Türkiye'nin Bologna ile ulaştığı bilimsel seviyenin çok ileri olduğunu söyleyen YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, “Ar-Ge konusunda ülkemiz son 10 yılda büyük bir atılım göstererek 32'ncilikten 19'unculuğa yükseldi. Öğretim kadrosundaki araştırma personeli başına düşen yayın itibariyle de ülkemiz İsviçre, İngiltere ve İsveç'ten sonra dördüncü sırada bulunmaktadır. Kısıtlı bütçe olanaklarına rağmen ulaşılan bu başarı, imkanlar geliştirildikçe daha da artacaktır. Bologna süreci üniversitelerin akademik özerkliğe kavuşması ve toplumla birleşmesi yolunda da önemli katkılar sağlamaktadır” diye konuştu. Üniversitelerin kendilerini yenilemek zorunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eriş, “Bologna Projesi üniversitelere içerik açısından bir şey dikte etmemektedir. Mezun olan insanların iş dünyasına atıldığında yaşadıkları deneyimlere ve sektörün beklentilerine göre eğitim programını sürekli yeniden düzenlemeyi esas alır” dedi.
"SİSTEM YENİDEN YAPILANDIRILMALI"
Bologna sürecinde üniversitelere büyük fedakarlıklar düştüğünü ifade eden YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Ömer Demir, etkin ve rekabetçi yüksek öğretim sistemine sahip olabilmek için sistemin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Demir, şunları kaydetti: “Yüksek öğretim sistemindeki bütün ilişkilerin kuramsal düzeyde gözden geçirilmesi gerekiyor. Rekabetçi bir sistem oluşturulmalıdır. Okutulan dersin öğrenciye ne kazandırdığının ölçüldüğü, öğrenci merkezli, sorumluluğun da öğretende olduğu bir eğitim sistemi olmalıdır. Bologna süreci temelde öğretim üyeleri ve öğrencilerin değişimini sağlamayı amaçlayan bir hareketlilik programıdır. Bunun en somut halini ise ülkemizde de uygulanmakta olan Erasmus öğrenci değişim programı oluşturur."
Bologna Projesi'nin en büyük hedefinin bilgi toplumuna yönelik insan gücü yetiştirmek olduğunu belirten Bologna Uzmanı Prof. Dr. Süheyla Atalay ise, Avrupa toplumunun ihtiyaçlarına uygun kalifiye insan gücü yetiştirmenin de temel amaçlardan biri olduğunu ifade etti.