Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı binasında düzenlenen toplantıya katılan ve yapay kalp ile yaşayan hastalar, Türkiye'de organ bağışına yeterince ilgi gösterilmediğini söyledi. Kalp hastası olan ve kendilerine nakledilecek kalp bulunmadığı için yanlarında taşıdıkları yapay kalp ile yaşamak zorunda kalan hastalar vatandaşları organ bağışı yapmak konusunda duyarlı olmaya çağırdı.
Manisa'nın Saruhanlı ilçesi Halitpaşa beldesinde yaşayan ve kalp yetmezliği teşhisi konulan İsmail Çıvgın'ın yapay kalp ile yaşadığı haberlerinin basında yer alması üzerine düzenlenen basın toplantısına katılan kalp hastalarından Bekir Bozkurt, Türkiye'nin ilk yapay kalp ile yaşamak zorunda kalan hastası olduğunu belirterek, "2005 yılında konulan kalp yetmezliği teşhisinin ardından tedavi süreci başladı. Ankara Hacettepe Hastanesi'nden beni Ege Üniversitesi Hastanesi'ne yönlendirdiler. Burada takılan
yapay kalp ile 17 ay yaşadım ve 11 ay önce bulunan kalbin nakledilmesi sonucu iyileştim" şeklinde konuşurken, ikamet ettiği Bursa'nın Mudanya ilçesinden İzmir'deki toplantıya katılmak için kendi aracıyla geldiğini ve kendisini çok sağlıklı hissettiğini söyledi.
EN KÜÇÜK HASTA 10 YAŞINDA
Şanlıurfa'dan toplantıya katılmak için İzmir'e gelen Türkiye'nin yapay kalp ile yaşayan en küçük hastası Mehmet Ali Yeşiltepe ise 3 yıldır kalp hastası olduğunu ve 1 aydır yapay kalp ile yaşadığını söyledi. Hastalığı nedeniyle hiç okula gidemeyen Mehmet Ali Yeşiltepe'nin babası Ömer Yeşeltepe, "3 yıldır bu hastalıkla uğraşıyoruz, 1 aydır da yapay kalp ile yaşıyor. En kısa zamanda uygun bir kalp bulunması için dua ediyoruz" dedi.
Kalp yetmezliği teşhisiyle tedavi gören ve 1 aydır yapay kalp ile yaşayan İbrahim Aslangül(47) ise yapay kalp ile yaşamanın zorluklarına değinerek, "Hastalığımın artık son noktasındaydım ki yapay kalp takıldı. Yapay kalp sayesinde hayatta kaldım ancak bu şekilde yaşamak çok zor. Bu cihazı sürekli taşımak zorundayız. Temel ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorluk çekiyoruz. Vatandaşlarımız organ bağışı konusunda duyarlı olursa bu şekilde yaşamak zorunda kalan hastalar tekrar hayata dönebilir" ifadelerini
kullandı.
Kendisine uygun kalp bulunamadığı için yapay kalp ile yaşamak zorunda kalan hastalardan İsmail Çıvgın ise, "4 yıl önce fabrikada çalışırken birden nefesim daraldı. Göğsümde yanma oldu, soluk alamamaya başladım. Manisa'da hastaneye gittim. Rahatsızlığıma kalp yetmezliği teşhisi konuldu. Bunun ardından İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 1 ay tedavi gördüm. 3 yıl boyunca sıkıntı yaşamadım, iyileştiğimi düşündüğüm sırada yeniden aynı şikayetle hastaneye gittim. Doktorlar, 3 gün içinde
ameliyat olmazsam hayatımın tehlikeye gireceğini söyledi. Ya ölümü beklemeyi ya da yanımda kalbimi çanta gibi taşımayı seçecektim. Ben umudu ve hayatı seçtim. Uygun kalp bulununcaya kadar yapay kalple yaşayacağım" diye konuştu.
KALP POMPALARI KAS GİBİ ÇALIŞIYOR
Türkiye'de 500 bin dolayında kalp yetersizliği sorunu bulunan hasta olduğunu ve yapay kalp ile yaşayan 12 hastaları bulunduğunu belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Mustafa Özbaran, "Bu hastalar her biri yoğun bakımdan yapay kalp sayesinde çıkan hastalardır. Her bir hastayı kaybetme riskimiz vardı ve biz yapay kalp sayesinde onları uygun bir kalp bulunana kadar hayata döndürdük. Bu hastalar yaşamlarını sürdürebilmek için kalp nakli olmak
zorundalar. Ancak sadece yüzde 1-2'sine organ bulunabiliyor. Bu taktığımız pompaların temel işlevi kalbin görevini üstlenmek. Akciğerlerden kalbe gelen temiz kanı, kalp kası gibi çalışarak aort damarına pompalıyor. Böylece kanın vücutta dolaşmasını sağlıyor" dedi.
Toplantıda Doç. Dr. Tahir Yağdı da yapay kalbin nasıl çalıştığı konusunda bilgi verdi. Toplantı sonrası hatıra fotoğrafı çektiren hasta ve doktorlar, herkesi organ bağışı konusunda duyarlı olmaya davet etti.