Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin küresel krizden en az etkilenen ülke olduğunu ve bu süreçte bütün kesimlerin duyarlılık içerisinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Krizden kriz üretmeyelim. Krizden yarar sağlama gayreti içine girmeyelim" dedi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Kamyonum Dergisi tarafından düzenlenen 'Sektör İçin Elele 2. Bölgesel Bilgilendirme Toplantısı'na katıldı. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu'nda düzenlenen toplantıya Bakan Yıldırım'ın yanı sıra İzmir Vali Yardımcısı Sait Topoğlu, Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürü Talat Aydın, TIRSAN A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yaptığı konuşmada, dünyada yaşanan küresel krize değinerek Türkiye'nin krizden en az etkilenen ülke olduğunu söyledi. Türkiye'nin dünyayı etkisi altına alan finansal krizin oluşumuna hiçbir katkısı bulunmadığını, aksine oluşmaması yönünde çabaları olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye'nin dünyaya açık bir ekonomi olmasına rağmen krizden asgari düzeyde etkilendiğine vurgu yaptı.
Türkiye'nin dünyaya açık bir ekonomiye sahip olması nedeniyle krizden etkilenmemesinin söz konusu olamayacağına dikkat çeken Yıldırım, "Kuzey Kore, Suriye gibi dünyaya kapalı ülkelerden olsaydık bu krizle ilgili hiçbir sorunumuz olmazdı. Fakat böyle bir ülke değiliz. Krizden en az etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu yabancı uzmanlar da belirtiyor" dedi.
TEDBİRLER PARÇA PARÇA ALINIYOR
Bakan Yıldırım, hükümet olarak yaşanan krizin etkilerini asgari düzeye indirmek için çabaladıklarını belirterek, krizin piyasalarda durgunluk ve istihdamda bir azalmaya sebep olduğunu bildiklerini ancak Avrupa ve Amerika'daki iş kayıplarının Türkiye'nin 4-5 katı olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'nin krizler konusunda tecrübeli olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Türkiye'nin geçmişte kazandığı kriz bağışıklığından hem de finans sektörünün sağlam temeller üzerine kurulu olmasından dolayı Allah'a şükür panik havası Türkiye'de yok. Tedbirler parça parça alınıyor. Beş ay önce yüz lira eden malı 50 liraya alan yok. Bu durumda doğal olarak banka paniğe kapılıyor ve ek teminat istiyor. Bunu veremeyince de 'paraları geri ver' diyor. Böyle yanlış bir anlayış peydah oldu. Biz diyoruz ki 'devam edin, biz arkanızdayız'. Krizden kriz üretmeyelim, krizden yarar sağlama gayreti içine girmeyelim. Finans sektörünü çalıştırmaya devam edelim. Tek şartımız var. Bunu fırsat bilip üreten, kazanan iş gücünü 'bana yük oluyor, sırtımdan atayım' kolaycılığına, fırsatçılığına asla girmeyin. Bunu yaparsanız bizi arkanızda yanınızda göremezsiniz."
Kara yolu taşımacılığında geçmişte yapılan denetimlere tepki gösteren firmaların 2003 yılı sonrası yasal düzenlemelerle birlikte artık daha çok denetim yapılmasını talep eder hale geldiğini belirten Bakan Yıldırım, bunun aslında sevindirici bir durum olduğunu ifade etti.
2003 yılında 4925 sayılı kanun çıktığında, sektörün kanunun derhal iptal edilmesine yönelik eleştirilerde bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, gelinen noktada problemin kalmadığını, hatta yasanın daha etkin uygulanması için tedbir alınması yönünde önerilerin geldiğini dile getirdi. Bu durumu 'önemli bir reform başarısı' olarak niteleyen Yıldırım, şunları söyledi: ''Denetlemeleri yeterli olmadığını sizlerden duymak zininsel değişimi gösteriyor. Eskiden 'denetimlerden bunaldık, çekin polisi jandarmayı' diye feryat eden sektör, bugün 'denetimde daha sıkı davranın daha fazla denetleyin' diyor. Biz bunun için kendimiz denetlemeye başladık."
EMNİYET KONUSUNDA KİMSE BİZDEN TAVİZ BEKLEMESİN
Konuşmasında geçen günlerde bir kamyonun freninin patlaması sonucu sebep olduğu trafik kazasına değinen Bakan Yıldırım, Türkiye'de yolların düzgün olmadığı için kamyonların fenni muayenesinde Avrupa standartlarının aranmaması gerektiği yönündeki görüşlere ilişkin şunları söyledi: "Fenni muayene sektör temsilcilerinin canını yakıyor ama ölen her insan, sönen her ocak da hepimizin canını yakıyor. Bunu da gözden ırak tutmayın. İnsan hayatından daha değerli bir şey yok. Kaybettiğimiz insanı asla geri getiremeyiz. Emniyet konusunda kimse bizden taviz beklemesin."
NİSAN AYINDAN İTİBAREN İZMİR'DE YENİ BİR DÖNEME GİRİLECEK
Nisan ayından itibaren İzmir'de yeni bir döneme girileceğini ifade eden Yıldırım, 'köyleşiyor' denilen İzmir'i yeniden Türkiye'nin dünyaya açılan vitrini haline getireceklerini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Aliağa Menderes Raylı Sistemi'ni tamamen belediyenin öz kaynaklarıyla yaptığına ilişkin açıklamalarda bulunduğunu, bu durumun kendini şaşırttığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Sağolsun Belediye Başkanı köpürterek yazmış. İyi güzel de insan biraz da bu işe kim destek verdi, kredisini kim sağladı, izinlerini kim aldı, kim ortak şirketi kurdu. Buna bakar. İnsaflı olacağız, herkesin hakkını teslim edeceğiz. 'Burası muhalif parti belediyesidir, hiç destek vermeyelim' demiyoruz."
İzmir'e destek verdiklerini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belediyeye değil, İzmir halkına destek veriyoruz. Başbakanın talimatıyla bitmiş, çıkmaza girmiş bu projeyi ele aldık, yürüyün dedik. Şimdi yapılıyor. 'Hükümetle, ulaştırma bakanlığı, demiryollarıyla elele Aliağa Menderes Demiryolu hizmete girecek' desen İzmirli daha çok takdir eder. Gerçekleri bir süre için saklayabilirsiniz ama uzun vadede hizmeti yaşayan, gören insanlar kimin ne yaptığını takdir eder. Eminim ki önümüzdeki
seçimlerde İzmir halkı bunu en iyi şekilde değerlendirecektir."
Hükümetin İzmir'in ihtiyaçlarına önem verdiğini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: "İzmir Nisan'dan itibaren yeni bir döneme girecek. Belediyesiyle, merkezi yönetimiyle, sivil toplum örgütleriyle el ele, köyleşiyor dediğimiz İzmir'i tekrar Türkiye'nin dünyaya açılan vitrini haline getireceğiz. Buna ahdettik, bunu başaracağız.''