Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Alpbaz, "Avcılık giderek dünyanın su ürünleri pazarının taleplerini karşılayamayacak duruma gelmiştir. Türkiye yetiştiricilik sektörü açısından bu girişim dışında kalamaz" dedi.
Yaptıkları faaliyeti sadece kar ve döviz gözlüğüyle değerlendiren, bu bağlamda arıtma yapmadan denize tahliye yapan kimi kuruluşların çevre dostu olarak ilan edilebileceğini açıklayan Prof. Dr. Alpbaz, "Balık yetiştirmenin en önde gelen kuralı temiz su ihtiyacıdır. Kimi çevrelerin görüntü kirliliği şeklindeki eleştirileri tümüyle soyuttur. Ülkemizde yılda 80 bin ton balık yetiştiriliyor. Artık ülkemizde kişi başında 1 kilogramdan fazla yemeklik balık sunuyoruz. Bu miktarın 10 kilograma çıkarılması gerekiyor. Çünkü balık yetiştiriciliği geliştirilemezse ülkemizin ileride balık fakiri ülke olmaktan kurtulması mümkün değildir. Sağlıklı nesiller ancak iyi bir beslenmeyle geliştirilebilir" diye konuştu.
Birçok sektörde olduğu gibi yaptığı işin hakkını veren, faaliyetini çevreye duyarlı bir biçimde yürüten işletmeler olduğu gibi, bu konuda hassasiyet göstermeyen ve çevreye zarar veren işletmelerin de bulunduğunu açıklayan Alpbaz, "Birkaç olumsuz örnekle tüm sektörü karalamak son derece yanlıştır" dedi. Bu konudaki eleştirilerin Bodrum Salih Adası ve İzmir Gerence Körfezi üzerinde yoğunlaştığını açıklayan Alpbaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Ağ kafeslerde balık üretimi gerek yatırım, gerekse işletme sermayesi olarak düşük maliyetli bir iş değildir. Girişimci milyon dolarlık yatırımla ve bu parayı kazanıp kar etmek umuduyla, yasal başvurusunu yapıp, işletme ruhsatını devletten almaktadır. Bir işletmenin konuşlandığı yerden kaldırılıp, bir başka alana götürülmesinin; ulaşım, girdi akışı ve yönetimi içeren pek çok konuda işletmeciye ne gibi olumsuzluklar yüklediğini düşünmek gerek. Belirli bir süre sonra 'Burası da yanlışmış, sizi tekrar eski yerinize veya başka yere alalım' demek, rasyonel düşünen kişilerin işi olamaz. Son günlerde gündeme gelen Salih Adası'nda bundan 10 yıl önce de turizm yoktu. Yapılan uzun çalışmalar sonucu bu ada yetiştiricilik için uygun görüldü ve 17 dolayındaki firma burada yetiştiricilik yapmaya başladı. Bugün burada otel yapılacağı gerekçesiyle yetiştiricilikle ilgili yıpratma çalışmaları başlatıldı. Muğla'daki balık yetiştiriciliği bir otele kurban edilirse Türkiye balık yetiştiriciliğine büyük bir darbe vurulmuş olur."