İzmir ili Tire ilçesinde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber Aydınoğlu Cüneyt Bey zamanında, XV. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Halk arasındaki söylentiye göre de kiliseden camiye çevrilmiştir. Ancak yapıda bunu belirtecek bir mimari parçaya rastlanmamıştır.
Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre, Birgili Derviş Ağa tarafından onarılmış, kubbesi kurşunla kaplanmıştır. Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre, caminin 1677’de yapılan onarım kitabesi:
"İnayet irdi çün min indi Bâri
İdüp tamirini bir Pirî fâni
Ana Derviş Ağa hemnam olupdur
Bilâd içinde Bikri hem mekânı
Duası düştü şeyhin ana tarih
Ana tamir iden emri ilâhi
1088 (1677)."
Kesme taştan yapılmış olan dikdörtgen planlı caminin ibadet mekânı oldukça geniştir. Bu yüzden de Ulu Cami olarak isimlendirilmiştir. İbadet mekânı mihraba dik, her sırada dörder tane olmak üzere on altı yığma ayakla beş sahna ayrılmıştır. Caminin önündeki son cemaat yerine altı basamakla avludan çıkılmaktadır. Son cemaat yeri onarımlar nedeni ile özgünlüğünden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Caminin kuzeydoğusunda bulunan minareye son cemaat yerinden çıkılmaktadır. Taş kaide üzerinde yuvarlak gövdesi zencerek motifleri ile bezeli olup, tek şerefelidir. Minarenin değişik zamanlarda geçirdiği onarımlar nedeni ile bu bezemeler bozulmuştur.
Evliya Çelebi’ye göre, caminin avlusunun dört tarafında medresenin hücreleri bulunuyordu.
Kenthaber Kültür Kurulu